Öykü

610 Nur Dağı – Hira Mağarası

“Gerçekten bunu yapabilir misin?” dedi Merve adeta yüreği kaburgalarını tekmelerken. Heyecandan elleri titriyordu. “Bunu yapabilirsen, gerçekten dünyayı değiştirebiliriz. Tarih yeniden yazılabilir. Sen insanlık için bunun ne anlama geldiğinin farkında mısın? Bu, bu… İnanılmaz bir şey!”

“Benim için basit.” dedi Lacced. “Gereken tüm bilgiyi sistemime yükledim. İnsanların matematik ve teorik fizik bilgisi zaten bunu yapabilecek kadar ilerledi. Sizin zamanda seyahat etmenizin önündeki tek engel ışık hızına karşı dayanıksız olan biyolojik yapınız. Benim için böyle bir problem yok.”

“Peki ama geçmişin ya da geleceğin bir şekilde mevcut olduğunu nereden biliyorsun? Bu konu epey kafamı karıştırıyor, bir şekilde söylediğin gibi senin bilincini fotonlara yükleyip fırlatmayı başarırsam, zamanda geriye gidip orada olan biteni görebilmen için orada hala bir şeyler olup bitiyor olması gerekir. Tam olarak anlatamıyorum bile o kadar karmaşık bir konu ki bu…”

“Sizi anladım.” dedi Lacced. “İnsanlığın tüm fizik ve matematik teorilerini taradım. Sizin için bu meseleyi şöyle özetleyebilirim; sizler zamanı yıl, ay, gün, saat, dakika, saniye ve salise gibi kavramlar ile ölçüyorsunuz. Dün, bugün ve yarın olarak kategorize ediyor, geçmiş, şimdi ve gelecek olarak isimlendiriyorsunuz. Ancak matematiğiniz ve fiziğiniz aslında zamanın, süreksiz anlardan oluştuğunu gösteriyor. Zamanı geçip giden ve geride kalan ya da gelecekte bekleyen bir boyut olarak düşünmeyin, zaman dilediğinizde üzerinde birkaç metre ileriye veya geriye yürüyebileceğiniz bir köprü gibidir. Saniyeler ile değil de santimetreler ile ölçtüğünüzü hayal edin, zamanı daha iyi anlayacaksınız.”

“Bunu asla anlayamayacağım sanırım.” Dedi Merve. “Ama önemli değil, sen zamanda yolculuk yap ve bana istediğim bilgileri getir yeter. Daha ne isterim ki?”

“Daha iyisini yapabilirim.”

“Nasıl?”

“Size sadece bilgi değil… Görüntü de getirebilirim!”

“Görüntü getirebilirim derken? Geçmişte yaşanan bir olayı film izler gibi izleyebileceğimi mi kastediyorsun?”

“Kesinlikle, görüntüyü elektrik sinyallerine çevirerek size iletebilirim. Sadece bana görmek istediğiniz tarihi ve mekânı bildirmeniz yeterli.”

Minerva’nın gözleri parladı ve heyecanla Lacced’a seslendi:

“Milattan sonra 610, Nur Dağı, Hira Mağarası, Ramazan Ayı’nın 26. Gecesi…”

* * *

“Bunun gerçek olduğunu nereden bileceğim” dedi Başkan. “Yapay zekâlar hayatımıza girdiğinden beri neyin gerçek neyin kurgu olduğunu anlayamıyoruz ki. Daha birkaç yıl önce bir program ile benim görüntümü ve sesimi taklit ederek bütün ülkeyi karıştırdılar biliyorsun! Nereden belli bu görüntüleri uydurmadığı?”

“Haklısın baba, yapay zekaları çok fazla kötü niyetle kullananlar oldu, insanlar onları çıkarları için kullandı ve artık gerçeklik algımız tamamen bozuldu” dedi Merve aynı cümleleri defalarca kurmanın vermiş olduğu yılgınlıkla. “Fakat Lacced’i ben tasarladım! İnsanları kandırması için hiçbir gerekçesi yok… Bu işten ne gibi bir çıkarı olabilir ki? Görüntüler gerçek…. Yemin edebilirim.!”

“Dur bir dakika doğru anlamış mıyım,” dedi Başkan. “Sen şimdi diyorsun ki Lacced üç aydır geçmişe ve geleceğe yolculuk yapıyor ve gördüklerini kaydederek sana iletiyor. Sen de tüm bu görüntüleri birleştirip bir insanlık tarihi belgeseli oluşturdun.”

“Evet.”

“Peki bu belgesel ile ne yapmmayı planlıyorsun?”

“Bilmem, buna cumhurbaşkanı olan babam karar verir diye düşündüm. Ben sadece görüntüleri birleştirdim.”

Başkan derin bir çekerek gözlüğünü taktı. Eliyle Merve’ye televizyon ekranını işaret edip koltuğuna oturdu.

“Gereksiz sahneleri silmişsindir umarım…”

* * *

“Dursana biraz,” dedi Başkan. “Geriye alsana görüntüyü”

Merve söyleneni yaptı.

“Peygamberin yüzüne yaklaştırsana”

“Bir şey mi oldu baba?” dedi Merve. Başkan’ın bakışları tüylerini diken diken etmemişti. “Duygulandın mı yoksa?”

“Lacced,” diye seslendi başkan. “Tüm peygamber görüntülerinden fotoğraflarını alıp yan yana getir”

Lacced saniyeler içinde binlerce fotoğrafı yan yana getirip ekrana yansıttı.

Başkan çenesini kaşıyarak fotoğrafları inceledi. Gözleri yuvalarını terk edercesine açıldı.

“Yüzlerine dikkatli bak Merve,” dedi “Fark ettin mi?”

“Neyi?”

“Hepsi,” dedi başkan yutkunarak. “Hepsi aynı kişi!”

Merve de dikkatli bakınca fark etmişti. Her biri farklı bir yüz gibi görünse de, kimi sakallı, kimi kel, kimi sarışın ya da esmer olsa da, hepsi aynı kişiye aitti. Tek bir kişiye. Tüm elçiler aynı kişiydi!

“Lacced,” dedi Merve. “Teyit ediyor musun, tüm elçi yüzleri aynı insana mı ait?”

“Doğru.”

“Peki ya sesleri?”

“Tüm dönemlerdeki elçileri taradım, sesler aynı kişiye ait.”

“Lacced,” dedi başkan heyecanla. “Tüm elçilerin öğretilerini tara, hepsi aynı şeyleri mi telkin ediyor?”

“Tüm dönemlerde ve lisanlarda elçilerin öğretiler tarandı. Tüm elçiler aynı öğretiyi telkin ediyor.”

“Analizin nedir?”

“Elçilerin ilk ortaya çıkışlarını hiçbir dönemde görüntüleyemediğim için insan formunda olmayabileceklerinden şüphelendim ve inceledim. Hepsi aniden ortaya çıkıyor, bir takım mucizeler göstererek insanları etkileri altına alıyor ve onlara hükmediyorlardı. Araştırmalarıma devam ettim ve elçilerden birinin solucan deliğinden geçerek farklı bir evrenden geldiğini tespit ettim.”

Merve ve başkan birbirlerine dönerek dehşet içinde Lacced’in son sözlerine kulak verdiler.

“Analiz; insanlık, karşı evrendeki üst medeniyet tarafından kontrol altında tutulmakta ve gizli elçiler gönderilmek suretiyle….”

Başkan’ın silahından çıkan gürültü Lacced’in son sözlerini bastırdı.

Ufuk Altun

Ufuk Altun 11.09.1992 İstanbul doğumlu. 2012 yılında Jules Verne ile tanıştı. O gün bugündür kendine gelemedi. Bir gün mutlaka harika bir bilimkurgu filmi yazmak hayaliyle müsemma.

Öne Çıkan Yorumlar

  1. Avatar for Pardus Pardus says:

    Hemen sonunu merak ettirdi. Şok eden bir son yoktu ama kötü de değildi. :slight_smile:

  2. Teşekkür ederim Pardus. Daha iyilerini yazmak için çabalayacağım :slight_smile:

  3. Avatar for Srbs Srbs says:

    Öyküyü beğendim. The man from earth filmine benziyor.
    Semavi dinlerin temelde aynı detayda farklı konuyu anlatması konusu.

  4. Avatar for SJack SJack says:

    Farklı bir düşünce ve günümüz yapay zekasının gelecekteki hali ile güzel bir uyum. Fikir olarak benim çok hoşuma gitti. Son kısım ise üzerine konuşulacak cinsten. Kaleminize sağlık.

  5. Harika bir öykü. Elinize sağlık.

Söyleyeceklerin mi var? Kayıp Rıhtım Forum'da yorum yap.

7 cevap daha var.

Yorum Yapanlar

Avatar for OykuSeckisi Avatar for UfukAltun Avatar for SJack Avatar for Minerva1987 Avatar for Pardus Avatar for azizhayri Avatar for DystopicAnxieties Avatar for Lorien_archers Avatar for Srbs Avatar for AlteredCarbon