Öykü

Bob Thurman: Gecenin Karanlığı (2. Kısım)

NOT: Bu öyküyü daha iyi anlayabilmeniz için öncelikle BOB THURMAN: GECENİN KARANLIĞI (1. KISIM) adlı öyküyü okumanız yararlı olacaktır.


befunkygrunge9

BOB THURMAN: GECENİN KARANLIĞI (2. KISIM)

Clarice gözlerini açtığında kendisini bir salonun tam ortasında duran bir sandalyeye bağlanmış olarak buldu. Kafasını kaldırıp etrafa bakındı. Karşısında baygın halde yatan Victor’u gördü. Victor’da Clarice gibi bir sandalyeye bağlanmıştı. Gözleri Bob Thurman’ı aradı ama salonun içerisinde kimse yoktu. Sandalyeden kurtulmak için bir sağa bir sola dönmeye başladı. Ağlamaklı bir sesle Victor’a seslendi.

”Victor uyan…”

Salonun girişinde Bob Thurman göründü. Clarice’in yanına yaklaştı. Clarice yaşlı gözlerle Bob Thurman’a bakıyordu.

”Demek uyandın Clarice. Nasıl iyi uyuyabildin mi?”

”Ne istiyorsun bizden Bob?”

”Sen ne istediğimi çok iyi biliyorsun Clarice. Dört duvar arasında geçirdiğim her saniyenin hesabını istiyorum. Buna hakkım var öyle değil mi?”

Clarice’in gözlerinden süzülen yaşlar Bob Thurman’ı güldürmüştü.

”Bırak bizi gidelim Bob. Bizi öldürdüğünde yine o dört duvar arasına döneceksin. İstediğin şey bu mu?”

”Öldürmek mi? Sen zaten benim için bir ölüsün. Ben lamba cini değilim Clarice. Bir ölüyü diriltemem.”

Bob Thurman, kafası öne eğilmiş bir şekilde sandalyede oturan Victor’a baktı.

”Sevgili eşin daha uyanmamış Clarice. O uyanana kadar ben biraz etrafa göz atayım. Sen burda sessizce beni bekle. Aksi takdirde kafana dokuz milimetrelik bir delik açmak zorunda kalırım.”

Bob Thurman pencereden dışarı baktı. Kar iyice etkisini artırmıştı. Montunu alıp dışarı çıktı.

Aradan kısa bir zaman geçmişti ki Victor gözlerini açtı.

”Neler oluyor Clarice, o adam da kim?”

Clarice’in gözlerinden yine yaşlar süzülüyordu. Hıçkırarak cevap verdi.

”Bilmiyorum Victor, bilmiyorum…”

”Nerden tanıyor seni?”

”Çalıştığım hastanede yatan bir hasta.”

”Bir akıl hastası yani öyle mi?”

”Evet.”

”Bir delinin seninle ne alıp veremediği var Clarice?”

”Kes artık soru sormayı Victor, bilmiyorum dedim sana.”

Clarice ağlamaktan kıpkırmızı olan gözlerini kapatıp bir şeyler mırıldanmaya başladı. Kurtulmak için dua eder gibi bir hali vardı. İçeri giren Bob Thurman’ı bile farkedememişti. Victor’un Bob Thurman’a bağırmasıyla bir anda irkildi.

”Sen kimsin pislik herif, ne istiyorsun bizden?”

Bob Thurman bu ses tonunu hiç beğenmemişti. Belinden silahını çıkarıp Victor’a doğru yürümeye başladı. Clarice ise ”Lütfen yapma Bob, lütfen…” diye bağırıyordu. Silahı Victor’un kafasına dayadı.

”Cesaretini anlıyorum Victor, ama ses tonunu ayarlayamazsan belki bir daha hiç konuşamayabilirsin. Anlıyor musun beni?”

Victor cevap vermedi.

”Güzel. O halde konumuza gelebiliriz. Şimdi sizinle küçük bir oyun oynayacağız. Oyunu kuralına göre oynarsanız biriniz sağ kalacak. Eğer oynamazsanız ikinizinde küçük beynini dağıtmak zorunda kalırım. Umarım anlamışsınızdır.”

Bu saçmalığa hala bir anlam veremeyen Victor kısık bir sesle Bob Thurman’a seslendi.

”Bir şey isteyebilir miyim senden Bob?”

Bob Thurman yine yüzünde psikopat bir gülüşle cevap verdi.

”Elbette ki Victor. Öl de öleyim.”

”Oyuna başlamadan önce bizi neden öldürmek istediğini anlatır mısın? Clarice’le ya da benimle sorunun ne?”

”Sanırım haklısın Victor. Bunu bilmeye hakkın var. Aslında seninle bir sorunum yok, sadece Clarice’in daha fazla acı çekmesini istiyorum ve o yüzden malesef sende bu oyunun bir parçasısın.”

”Peki Clarice’le alıp veremediğin ne?”

”Kısaca şöyle anlatayım Victor. Ben daha küçücük bir çocukken babamı kaybettim. Daha sonra annem başka bir adamla evlendi. Kafayı içkiyle kumarla bozmuş pisliğin biriydi. Yine bir akşam eve sarhoş gelmişti. Annemle kavga etmeye başladır. Adam mutfaktan aldığı bir bıçakla annemin üzerine doğru yürüdü. Annemi defalarca bıçakladı. Ben korkudan koltuğun kenarına sinmiş öylece olup biteni izliyordum. Sonra elindeki bıçağı atıp evden çıktı. Ben de saklandığım yerden çıkıp annemin yanına koştum. Yerde kanlar içinde yatıyordu. Çocuk aklı işte birilerine haber vermek gelmemişti aklıma. O gece sabaha kadar annemin cansız bedeninin yanında oturmuştum. Sabah kapının açık olduğunu gören komşumuz bulmuştu bizi. Annemi öldüren o pisliği hapse tıkmışlardı, beni ise bir yetimhaneye vermişlerdi. O günden sonra hayatım kararmıştı. Sürekli annemin öldüğü anın hayali geliyordu gözümün önüne. Kendimi kaybedip etrafa saldırıyordum. Büyüyüp yetimhaneden ayrıldığımda bir iş bulup çalışmaya başladım. Tek istediğim geçmişi unutup normal bir hayatımın olmasıydı. Ama geçmişim peşimi hiç bırakmadı. Çalıştğım kafeye gelen müşterilerden birini bıçakladım. Bilinçsizce yapmıştım. Adam mezara, ben hapse girmiştim. İçerde de aynı saldırganlığı tekrarlayınca son durağım akıl hastanesi oldu. Clarice’le de orda tanıştık.

”Ne geçti aranızda?”

”Hastahanede her hasta grubunun belli bir doktoru vardı. Benimle Clarice ilgileniyordu. Daha doğrusu o ilgilendiğini sanıyordu. Doktorlar hastalarıyla ilgili belli aralıklarla rapor tutarlardı. Eğer rapor olumlu ise hasta taburcu edilirdi. Clarice’le ilk yüz yüze geldiğimizde bana çocukluğumla ilgili sorular sormuştu. O an yine gözümün önüne annem gelmişti. Clarice’in boğazına yapışıp onu öldürmek istemiştim. Yine ne yaptığımın farkında değildim. Araya giren doktorlar Clarice’i elimden kurtarmıştı. İşte o günden sonra bana karşı hep nefret dolu gözlerle baktı. Aradan uzun zaman geçmişti. Artık o korkunç hayalleri görüp birilerine saldırmıyordum. İyileştiğimi hissediyordum. Clarice’te bunun farkındaydı. Fakat bana olan nefretinden dolayı her defasında hakkımda olumsuz rapor tutup beni tekrar o dört duvar arasına gönderiyordu. Hayatımın ipleri her defasında birilerinin eline geçiyordu sanki. Kimse beni anlamıyordu. Onların gözünde bir deliden başka bir şey değildim.”

”Peki hastaneden nasıl çıktın Bob?”

”Clarice uzun bir izne ayrılınca yerine geçici olarak başka bir doktor görevlendirildi. Onun sayesinde kurtuldum o bok çukurundan. Artık ne yeni bir hayat kuracak gücüm kaldı, ne de vaktim. Tek istediğim şey hayatımın içine edenlerden hesap sormak. Bunun vakti geldi sanırım.”

Clarice kafasını kaldırıp Bob Thurman’a baktı. Gözlerindeki yaş hala kurumamıştı. Victor ise tekrar Bob Thurman’a seslendi.

”Evet Bob, sanırım geldi. Şu bahsettiğin oyunu oynamaya da gerek kalmadı. Clarice’e dokunma, beni öldür.”

”Neden Victor?”

”Çünkü Clarice haklı. Sen hala bir akıl hastasısın.”

”Yanılıyorsun Victor. Artık geçmişim geride kaldı.”

”Hayır Bob geçmişin hala seninle. Hadi biraz zorla hafızanı. O piç kurusunun anneni nasıl bıçakladığını hatırla! Annenin kanlar içindeki o halini hatırla Bob! Hadi Bob, hadi…”

Odanın içinde silah sesi yankılandı. Victor’un başı, sağ omzunun üzerine düştü. Göğüs kafesine üç mermi isabet etmişti. Bob Thurman burnundan soluyordu. Clarice ise gözlerini kapatmış çığlık çığlığa ağlıyordu. Artık onun hayatı bir psikopatın ellerindeydi.

Bob Thurman Clarice doğru yaklaşıp arkasına geçti. Eli kolu bağlı bir şekilde sandalyede oturan Clarice, gözleri kapalı dua ediyordu. Bob elindeki silahın kabzasıyla Clarice’in başına vurarak bayılttı. Daha sonra Victor ve Clarice’in iplerini çözüp yere yatırdı. Evin içerisinde kısa süren bir koşuşturmanın ardından kapıya yöneldi. Tam çıkmak üzereyken yerde yatan Clarice’e baktı.

”Oyun bitti Clarice!” dedi ve oradan uzaklaştı.

 

***

Sabaha doğru kendine gelen Clarice polisi aradı. İfadesinde, Bob Thurman adlı bir şahsın önce Edward’ı, daha sonrada Victor Morgan’ı vurduktan sonra kaçtığını söyledi. Ancak araştırma yapan polis ekipleri, Bob Thurman adlı şahsa ait bir iz bulamazken, olay mahallinde çekmeceye saklanmış bir şekilde bulduğu silahta, Clarice ve Victor’un parmak izine rastladı. Ayrıca çamaşır makinasında bulunan Clarice’in geceliğinde ise Victor’a ait kan izi tespit edildi. Polis ekipleri tarafından savcılığa sevkedilen Clarice, buradaki sorgusunda suçsuz olduğunu söyledi. Eve giren Victor’un, eşiyle beraber yakaladığı Edward’ı öldürdüğünü, daha sonra silahı alan Clarice’in ise Victor’u öldürdüğünü ve ardından delilleri yok etmeye çalıştığını düşünen savcılık, Clarice’i tutuklanma talebiyle mahkemeye sevketti. Çıkarıldığı mahkemede on beş yıl hapsine karar verilerek cezaevine gönderilen Clarice Morgan, cezaevindeki dördüncü gününde intihar ederek öldü. İntikamını alan Bob Thurman ise gecenin karanlığında çoktan kaybolmuştu.

SON

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *