Öykü

Terslik

Sırtında yüküyle gelenlerin mekânındayız. Hepsi uzun bir yolculuğa çıkarak buraya kadar gelirler. Bazen şu dizden altı zayıflamış adamda olduğu gibi yüklerini bırakamazlar. Alışmışlardır bir defa eziyetin bitmesi boşluk duygusu yaratır. Katlanılmaz bulurlar bu boşluğu. O yüzden yüklerini atamayıp burada kalırlar, terslikte.

Gidecek yerleri vardır ama yüzleri yok onların, bak iyice. Sadece siyah bir tülbent serili başında, yüzü alınmışlar bunlar. Dertlerinden çok yakınanlardır. Herkese bıkkınlık verene kadar anlatmışlardır. Bin bir gece uykusuzluğundan sonra bu yolculuğa çıkarlar. Şehrazat bir tek şey ister, sahip oldukları yüzlerden birini. Kimse gençlik yüzünü vermek istemez, herkes ölüme yakın yüzünü satar. Böylece öğrenirler tersliğin yolunu.

Tersliğin yolunu bulmak zordur. Kafdağının gölgesindeyiz biz. Dağın eteğinden dolananların çukuru burası. Kafdağı yukarı doğru başını duman sarmış oturur, terslik aşağı doğru uzanır. Gölgede çalışmak ne zor bilir misiniz? En yaşlı bekçisiyim tersliğin. Yüz yıldır kesmedim sakallarımı, yıkanmadım, uyumadım, insan yanım bozuldu. Şimdi kim, ne görmek isterse oyum.

Senin yükün nedir? Tersliğin yolunu nasıl buldun? Bazıları iç, kalp, yüküyle gelir. Sen bir şey taşımıyorsun. Kendi kamburundan başka yükün yok mu? Kamburuyla gelenler en zavallılardır benim gözümde. Bir de insanın yükü kafasında olmaya görsün. Kafatasının içi nasıl o kadar şeyi kaldırıyor şaşarım. Görünmeyen yük en yakıcı olan.

Sen! Kamburundan kurtulmak için buraya gelen. Mağarana çekilmeye hazır mısın? O duvarlardan çok acı kazıdım. Bak ellerime. Tırnaklarımda kaygılar, cinayetler, ölüm şüpheleri, aldatmalar, hırsızlıklar, yakmalar, yağmalamalar, tecavüzler, tecavüzler… İnsanlığın işlediği tüm günahlardan izler var.

Mağara duvarları temiz, sıvandı. Senin acına hazır. Yıllarca taşıdığından en ağır yük senin sanıyorsun, bir an önce de bırakmak istiyorsun. Öyleyse soruyorum sorunu, mağara kapısı açılacak. Kafdağının gölgesinin bekçisine sen ne bağışlayacaksın?

Yükünü almam karşılığında, bu terslikte geçmiş yıllarım hürmetine, varsa biraz umut bağışla bana. Yoksa umudun, yüzlerinden birini de bana ver. Verecek bir şeyin yoksa yükünü taşımaya devam edersin.

Geride bekleyenin yoksa bana çırak dur. Terslik, Kafdağının gölgesinde var olduğu sürece umudu tüketmiş olanlar akın akın gelecek buraya. İş çok ve ben yorgunum.