Öykü

Geçmiş, An, Gelecek

Acaba başka hangi büyük şehirde bu kadar dik yokuşlar vardır? Son üç aydır çalıştığım yeni stüdyo evime çok yakın, her gün yürüyerek gidiyorum. Apartmandan çıkar çıkmaz indiğim ve sonra V harfini tamamlarcasına çıktığım yokuş bazen fazla geliyor. Dönüşte duruma göre… Bazen stüdyodan biri motoruyla bırakıyor ya da takılıyorum dışarıda taksiyle dönüyorum.

İtalya’da yüksek lisans yaparken beş parasız kaldığım gün sayısı o kadar çoktu ki bazen bizdeki ekmek kadar sıradan ve nispeten ucuz sabah kahvesine para ayıramaz, arkadaşlarımın her birinden birer yudum alırdım. Hatta artık bu bir gelenek olmuştu. Ders veya atölye öncesi buluştuğumuz duvarda sırayla hepsi karton bardaklarının kapaklarını açar “Buongiorno Yiğit, bevi un sorso” der birer yudum kahvelerinden paylaşırdı. Her sabah gülmek ve birbirimize sataşmak için bir bahane olurdu. Bu anlar, 7 yıl sonra bile yalnızca 1 saniyeliğine de olsa her sabah Voxi’den kahvemi alırken aklıma geliyor. “Şükrederim ki artık param var, mürekkebin sonsuzluğa dağılımından kazandığım para, sanatımla kazandığım…”

Bugün 3 randevum var. Stüdyodaki menajer zorlayıcı olabileceğini düşünerek bir tanesini yarına kaydırmış ama aslında sorun olmazdı. İlk müşteri geldi.

– Hoş geldin Sema. Yiğit ben, nasılsın?

– Selam. Biraz heyecanlıyım ilk dövmem olacak.

– Umarım bir gün 7. Sini de yaptırırken heyecan duyarsın.

– Uuuu, 7 olur mu dersin?

– Göreceğiz.

Traccia Dövme Stüdyosu, şehrin en bilinen, beğenilen stüdyosu. Ben dahil tüm dövme sanatçıları sanat alanında lisans üstü eğitime sahip. Kendi resim veya heykel sergisini açanlar var. Burada olmak para kazanıyor olmanın dışında büyük bir tatmin veriyor. Dövme sanatçılığının bir kariyer yolu, öyküsü olur mu bilmem ama varsa da işte burası benim bir üst seviyeye çıkartan yer.

Sema bugünkü ilk müşterim. İlk dövmesini yaptıracak olan tatlı ve heyecanlı biri.

– Geçmiş mi? An mı? Gelecek mi?

– Anlamadım.

– Dövme için seçtiğin bu figür. Geçmişe mi dair? Geleceğe mi? Yoksa şimdilerde yükseldiğin bir şey mi?

– Ay hiç bu açıdan düşünmemiştim ben. Bu resmi geçmişte buldum sosyal medyadan. Şu an dövme yaptırıyorum ama gelecekte de taşıyacağım. Öyle desem?

– Sen nasıl dersen.

Sema ilk dövmesi diye o kadar heyecanlı ki benim sorumun cevabını düşünüp veremiyor bile.

– Geçmişte bulup beğendiysen belki tam o beğendiğin geçmiş zamandaki an’ı temsil ediyordur.

– Ya ne güzel tanımladın, hakikaten öyle denebilir.

– Geçmişe dair o zaman. Belki şimdi dövme mürekkebi, bu şekli hayatın boyunca vücudunda taşımanı sağlayarak, şimdiye ve geleceğe taşır.

– Bunu biraz düşüneceğim Yiğit ya hiç böyle değerlendirmedim biliyor musun? Şekli beğendim ve bir gün dövmesini yaptırayım dedim. Ama acaba beğendiğim an bana ne çağrıştırdı, bunu gerçekten düşünüp hatırlamaya çalışacağım.

– Tamam.

Buna çok alışkınım. Vücutlarında taşıyacakları şeklin, resmin onlarda gerçekten ne hissettirdiğini bilmeyen, bir şekilde “aaa bunun dövmesini yaptırayım” diyenleri sayısı gerçekten de bir anlam ile gelenlerden daha çok. Gerçekten üzerinde düşünülmüş ve bir nedeni olan dövme istekleri beni daha çok mutlu ediyor. Ama diğer çoğunluktakilere de ne isterlerse yapıyorum. İşim bu.

– Sema çok güzel oldu. Çok güzel bir figür seçmişsin. Bakımı için sana bir iki şey söyleyeceğim, ihmal etme güzel iyileşsin dövmen. Güle güle kullan.

– Yiğit eline sağlık gerçekten çok güzel oldu. O kadar da acımıyormuş.

– Yok canım uçlu kalem ucu batırmak gibi işte, kadınlar zaten daha dayanıklı.

– Bizi daha dayanıklı yapan hayat… Hahaha neyse şu an gülme geldi. Anlat sen bana bakımını nasıl yapacağım?

Sema’yı uğurladım. İlk randevu iyi geçti. Bir sigara içeyim de diğer müşteri gelene kadar dinleneyim.

* * *

– Yiğit Bey arka tarafta, dövmenizi o yapacak buyurun geçelim. Yiğit, Sim Hanım geldi.

– Hoş geldin Sim, adın çok güzel.

– Teşekkürler, adımın kısaltması aslında…

– Menajerim e-postanda paylaştığını gösterdi ben tablette biraz çalıştım birlikte bakalım mı nasıl uygularız diye. Kahve içer misin?

– Mersi, alırım.

– İki seansta yapacağız bilgin var değil mi?

– Evet, evet biliyorum.

Sim, biraz ciddi mizaçlı ve çok güzel bir kadın. Seçtiği çiçek görselini kafamda tarzına hem uyduruyorum hem de tam bir oturtamıyorum. Şimdi anlarız…

– Geçmiş mi? An mı? Gelecek mi?

– Nedir geçmiş olan?

– Bu seçtiğin çiçek figürü, geçmişe mi dair, şimdiye mi yoksa geleceğe mi?

– Şimdi ve gelecek bence.

– Hızlı cevap verdin, netsin o zaman doğru mu?

– Çiçekler uygun koşullar bulduğunda veya iyi bakıldığında büyüyen, yaşayan canlılar. Birçok şeyi temsil edebilir bu tarafıyla.

– Ne mesela?

– Aşk mesela.

– Arkadaşlar stüdyomuza John Lennon gelmiş.

– Hahaha, tam onluk bir ifade oldu doğru ama pek sevmem, dinlemem.

– Ne dinliyorsun Sim?

– Son zamanlarda Lofi takılıyorum.

– Severim.

– Başka neyi temsil eder?

– Kendimiz belki. Çiçek gibi yaşıyoruz. Zorlu süreçler. Fırtınada eğil, sulanınca beslen, büyü. Biri gelsin ezsin yeniden güçlenmeye çalış. Güneş açsın rengarenk kafanı kaldır. Hep mücadele buna rağmen güzeliz.

– Bir çiçek figürüne çiçek dışında anlam yükleyen nadir müşterilerimdensin. Çok sevdim. Anlatmak istersen devam et, ben diğer yaprağa geçiyorum şimdi.

Sim’in çiçeği oldukça büyük ve renkli. Uyguladığım yer için de çalışması zor. İki seansta yapacağız ve bugünlük 2 saatte temelini, çerçevesini bitirdik. O kadar güzel anlattı ki, ilk izlenimim 2 saat boyunca sürdü. Ciddi, kendinden emin, ne istediğini bilen ve güzel bir kadındı Sim.

Daha önce yine minimal bir dövme yaptığım Özgür gelecek az sonra. Yine ufacık bir tane yapacağım. Kişiler genelde dövme yaptırdıkları şeklin anlamını zamanla ilgili analiz etmiyorlar. Bir şekle ya duygu ya da başka bir figür ile ilişkilendiriyorlar. Bana göre hayatımızın sonuna kadar vücudumuzda taşıyacağımız mürekkebin kendi zaman çizgisine de hâkim olmak gerek. Kendi yaşamımızla nasıl kesiştiği kadar nerede yani ne zaman kesiştiği de önemli. Hangi zamanı temsil edecek. Yaşandı mı? Bir anı mı? Gelece dair bir dilek mi, dua mı? Şu an yaşanan küçük bir zevk mi?

– Özgür selam hoş geldin.

– Selam, pandemi girdi araya yoksa bayadır istiyordum.

– Evet artık yeter deyip gelen çok müşterimiz var. Sanki sonu yok gibi di mi?

– Bunaldık artık, renklenelim.

– Gel bir nasıl uygulayacağız bakalım sonra başlayalım.

– Şu küçük mü? Biraz daha büyük olsun mu?

– Bunun çapı 1 cm gibi, biz 2’ye yakın yapalım.

– Tamamdır, bence de.

– Bak tam şuraya şöyle…

– Aynen abi, tam istediğim orası.

– Gel bakalım başlayalım kısa sürer zaten.

Açık ten renkli biri olduğu için bu 7 renkli küçük yıldız kendini çok güzel gösterecek.

– Özgür, bu yıldız geçmişe dair mi? Şu anlık bir sembol mü? Gelece dair bir şeyler mi çağrıştırıyor sana?

– Ben astronomi okudum üniversitede. Uzaya merakım küçüklüğümden beri.

– Yalnız okuduğun bölüm çok iyiymiş.

– Değişik geliyor herkese de aslında en az işletme bölümünde okumak kadar normal, sıradan. Hem sen sanat okumuşsun çok daha havalı.

– Uzay diyorsun abi sen de.

– Benim için geçmişten geleceğe. Çocukluğumdan beri uzayı merak ederdim, okurdum, izlerdim. Sonra bu alanda eğitim almak istedim. Şu an alakam yok iş anlamında ama sonuçta ilgim devam ediyor.

– Güzel konu.

– Bu yedi renk ise ışığın tayfı aslında. Beyaz ışığın bileşenleri.

– Gök kuşağı gibi değil mi?

– Evet aynı mantık. Yıldızları da ışığını analiz ederek inceler astrofizikçiler. Kimyası, evrimi, kinematiğine dair en fazla bilgiyi ışık analizi yaparak bulurlar.

– Muhteşem abi, inanılmaz. Benim renge bakış açımla seninki arasında inanılmaz büyük fark var.

– O nedenle küçük bir yıldız bu, ışığın 7 renk bileşeniyle. Sembolik anlamı bu. Geçmişi hakkında da bilgi verir, geleceği hakkında da. Bana da aynı şeyi hissettiriyor. Evrenin ilk oluştuğu andan sonuna kadar yıldızlar ve ışık bilgi verecek.

– 7 farklı renkte mürekkep, bileğinde evrenin tüm evrimini temsil edecek. Son zamanlarda duyduğum en güzel anlam bir dövme için.

– Sen de beğendiysen güzeldir. Sanatçı adamsın.

– Bayıldım.

Bugün 3 müşterim vardı. 3 dövme yaptım. 3 farklı anlam, sembol ve zaman. Geçmiş, an ve gelecek. Mürekkebin tüm zamanları temsil edecek bir araç olmasına yardım ettim.

Nazlı Derya Öztürkmen