Öykü

Beş In Beş C

Kapısı bacada, bacası kapıda. Çatısı yerde, duvarları perde. Köşeleri; köşe kapmaca derdinde bir tuhaf evde, sadece görünmek istediklerinde görülebilen beş peri yaşarmış. En az yaşadıkları ev kadar hepsi de tuhaf ve oyunbazmış. Keyifleri yerindeyse; peri ışıklarından ördükleri ağlarla, binlerce ateş böceğinin yanıp sönen ışığını etrafa yayarlar, insanları hayal âlemine daldırırlarmış. Aksi durumda, dere tepe aşırıp, sulu dereden sus getirip, kırk takla attırırlarmış.

Canlarının çok sıkıldığı bir akşam, kendilerine yeni bir oyun bulmuşlar. Oyunun kuralı; her biri farklı bir şekle bürünüp, karşılarına çıkanı kandırmakmış. Sabah olmadan, kim kandırdığını ilk olarak tuhaf eve getirebilirse, oyunu o kazanacakmış. Kuralar çekilmiş, oyun başlamış. Peri ışılarıyla ördükleri ağlarını, sırtladıkları gibi kuytu köşelerde koyulmuşlar işe. Kim, o yanıp sönen peri ışıklarını görüp de büyülenmez ki…

Birisi, karanlık dar bir sokağa ağlarını atmış. Kurada çıkan kılığa, alımlı bir kadın kılığına bürünmüş. Açıkçası kendini en şanslı da o görüyormuş. “Bu güzelliğe kimse dayanamaz, en kısa sürede ağlarıma takılırlar, götürürüm eve” demiş. Karanlık ve izbe sokakta, salınarak yürümeye başlamış. Çok geçmeden, arkasındakiler sinsice takibe başlamış. Yaklaştıklarında, birisi önce çantasını kapmış, diğeri saçlarından tuttuğu gibi yere fırlatmış. Gördüğü eziyeti anlatacak kelime bulamamış. Sanki oracıkta ölecekmiş. Adamlar cin olmadan çarpmış. Cinlerin C’si kalmış. Cinler olmuş out. İnsalar in. Neyse ki o bir periymiş. Çıkmış girdiği suretin içinden, dehşetle yerde kalana bakmış. Gördükleri karşısında, eli boş hızla oradan uzaklaşmış.

Birisi, çöplüğe atmış peri ışığından ağlarını. Aç ama en minnoşundan bir kedi olmuş çöplükte. “Tatlılığımla acındırıp, kandırırım böylece. Hayvanlara dayanamaz kimse.” demiş. Etrafını seyrederek başlamış çöplüğü karıştırmaya. Çok geçmeden, yaklaşmış pejmürde biri. Takınmış kedicik en tatlı halini. Aniden patlamış kafasında boş bir şişe. Yıldızlar dans ediyormuş tepesinde. Neye uğradığını şaşırmış. Pejmürdeden beklenmeyecek bir çeviklikle, kuyruğundan fırıldak gibi döndürüldüğünü görmüş. Sanki oracıkta ölecekmiş. Adam cin olmadan çarpmış. Cinlerin C’si kalmış. Cinler olmuş out. İnsalar in. Neyse ki o bir periymiş. Çıkmış girdiği suretin içinden, dehşetle yerde kalana bakmış. Gördükleri karşısında, eli boş hızla oradan uzaklaşmış.

Bir diğeri, çocuk parkına atmış peri ışığından ağlarını. Parkta, yalnız oynayan masum bir çocuk oluvermiş. “Bu saatte, yalnız kalmış savunmasız bir çocuğa hiçbir yürek dayanamaz. Evimin adresini vermem yeter.” demiş. Haberi yokmuş gibi oynamaya devam etmiş. Çok geçmeden, yaklaşmış karanlık suretli bir adam. Takınmış çocuk en saf halini. Kapatmış bir el ağzını, sürüklemiş küçük bedenini. Kelimeler kifayetsiz kalmış. Ölmek istemiş oracıkta. Cin bile çarpmazmış böyle. Bu çarpan neymiş? Cinlerin C’si kalmış. Cinler olmuş out. İnsalar in. Neyse ki o bir periymiş. Çıkmış girdiği suretin içinden, dehşetle yerde kalana bakmış. Gördükleri karşısında, eli boş hızla oradan uzaklaşmış.

Dördüncüsünün işi en zormuş. O, bir parkta en süslüsünden bir ağaç olacakmış. Tek sorun, hareket edemediği için peşinden sürükleyemeyecekmiş. Ona da kendince bir çözüm bulmuş. Salkım saçak çiçekleriyle, en etkileyici kokuları yayan bir ağaç oluvermiş. Atmış peri ışığından ağlarını, kondurmuş ateş böceklerini ağacın tüm dallarına. “Böyle göz kamaştırıcı, ihtişamlı bir ağacı kimsenin fark etmemesi mümkün değil. Yaydığım kokuyla sarhoş ederim herkesi.” demiş. Çok geçmemiş, dibinde gezinmeye başlamış birileri. Yaymış bütün kokularını. Ama o da nesi? Kökünden sökmeye başlamış cani. Vazoya koyacak sanki. Devrilmiş dehşetle. Adam cin olmadan çarpmış. Cinlerin C’si kalmış. Cinler olmuş out. İnsalar in. Neyse ki o bir periymiş. Çıkmış girdiği suretin içinden, dehşetle yerde kalana bakmış. Gördükleri karşısında, eli boş hızla oradan uzaklaşmış.

Sonuncusu, işlek bir caddeye atmış peri ışığından ağlarını. Bankta oturan bir adam kılığına bürünmüş. Amacı, sadece sigarasını yakmak, bahaneyle karşısındakini kandırmakmış. Etrafı seyre dalmış. Çok geçmeden, karanlığın içinden yaklaşan bir şey görmüş. Ama o da nesi? Dudaklar kamyon lastiği, gözler ölü balık misali. Yanaklar fındık yutmuş sincap gibi. Hele o eller. Parmaktan büyük pençeleri. Belli ki en tehlikelisi kıyafetinin altında gizli. Her an atılmaya hazır iki top güllesi. Kaçmasa patlatacak sanki kendisini. Benzetememiş hiçbir surete. Girmek istese giremezmiş böyle bir şekle. Cin olmadan çarpmış insanlar. Cinlerin C’si kalmış. Cinler olmuş out. İnsalar in. Neyse ki o bir periymiş. Çıkmış girdiği suretin içinden, dehşetle bakmış ardında bıraktığına. Gördükleri karşısında, eli boş hızla oradan uzaklaşmış. Takip edilmediğinden emin olmuş.

Dehşete kapılarak, toplanmışlar tuhaf ama güvenli evlerinde. Yarışın kazananı olmamış ama kaybedeni çokmuş… Anlamışlar ki cinlerin C’si kalmış. Cinler olmuş out. İnsanlar in. Karar vermişler sadece evlerinde eğlenmeye…

Selma Uluçay

Uzun yıllar yaptığı eğitimcilik ve yöneticiliklerden sonra, hayallerinin peşinden koşmak için emekli oldu. Bir süre yağlı boya resimler yapıp karma sergilere katıldı. Bir taraftan da en büyük hayali olan yazı aşkının peşinden koştu. İyi bir koşucu olabilmek için yolunun üstüne çıkan kısa eğitimlere katılıp, bol bol okudu. Hâlâ çabalamaya devam ediyor.

Öne Çıkan Yorumlar

  1. Merhabalar.

    Perilerin oyunu, masalsı bir tarzla betimlenmiş. Güzel bir tercih. Karamsar bir masal ama akıcı ve merak duygusunu provoke edici.

    Ancak, hikayenin temel mesajı açısından bazı eleştiriler yapılabilir. Hikaye, insanların genel olarak güvensiz ve tehlikeli olduğunu ima ederek karamsar bir bakış açısı sunuyor. Perilerin insanların kötü niyetlerinden korunmak için evlerinde kalmaya karar vermeleri, insan-doğa ilişkisine ve toplumsal ilişkilere dair daha derin bir yorum yapma fırsatını kaçırıyor gibi görünüyor.

    Ayrıca, hikayenin sonunda, perilerin evlerinde eğlenmeye karar vermeleri, bir tür kaçış veya gerçek dünyadan kopuş olarak yorumlanabilir.

    Kaleminiz başarılı. Ancak salt kötücül insanların, kötülük niteliklerini perilerinin kaçışı ile bağlanması biraz kolaycılık olmuş gibi. Temel mesajı açısından daha derinlemesine bir inceleme ve çeşitli perspektiflerin ele alınması şahsen bana göre, hikayenizi daha da derinleştirecektir.

Söyleyeceklerin mi var? Kayıp Rıhtım Forum'da yorum yap.

Yorum Yapanlar

Avatar for OykuSeckisi Avatar for terramundi