Sayı #94: “Düdük Öyküleri”
Ortaokul yıllarımda müzik öğretmenim, flüt çalamayanlara kızarken şöyle derdi: “Yahu bizim köye gitseniz sizle dalga geçerler, düdük bile çalamıyor, çoban…
#165: YAPAY ZEKÂ
Ortaokul yıllarımda müzik öğretmenim, flüt çalamayanlara kızarken şöyle derdi: “Yahu bizim köye gitseniz sizle dalga geçerler, düdük bile çalamıyor, çoban…
“Katillll! Katilsin sen!” Duvarımda bir düdük kaçan başka bir düdüğün ardından bu şekilde bağırıyor. Burada sıradan bir olay. Rengarenk düdüklerden…
Gözlerimi, ellerimle kontrol ettim. Açık. Gördüklerim rüya olsun isterdim. Yorgan yerinde yok. Yatağın yanında ayağa dikilmiş, uzun uzun bana bakıyor….
Kendimi istasyonun renkten yoksun duvarlarına karşı oturmuş halde buldum. Yerimden hafifçe kaykılarak çevreme baktığımda, birçok insanın benim gibi oturmuş beklediğini…
Baharın son serin rüzgarları ana adaya en uzak olan küçük adaya kurulmuş olan kasabanın sokaklarında eserken, kasabanın çocukları taş sokaklarda…
Sınır Orman’ı baştan başa dolaşan kuş cıvıltıları giderek azalıyordu. Yavaş yavaş çöken karanlık, küçük orman sakinlerinin sağ kalma mücadelesi verecekleri…
Göz alabildiğine bir düzlük değildi ortasında durmakta olduğu yer. Ne tarafa dönerse dönsün; ufkun hemen altında, binlerce mağaraya ev sahipliği…
Hayat nasıldır bilirsiniz. Ya her şey üst üste iyiye gider, ya da tam tersi olur. Okulu yarıda bırakmamın üzerinden geçen…
“Kapat gözlerini… Ve şimdi bir ‘fil’ olduğunu düşün. Yıllarca çimenden öteye geçemedin. Ziyânı yok, şimdi bu düş kapanında bir filsin….
Halk ölüm sandığı hoş-vuslat imiş ey Hakkî Îd-i ekberdir o sanma ki memâtım geldi İ.Hakkı Merhaba efendim. Ne kadar…
Biyolog, gayet şık giyinmiş, hafif siyah sakallı, gözlüklü bir uzaylıydı. Bayburtius gezegenini bilinmeyen bir yılda, Ushikemeleughitus gezegeninden şu an kullandığı…
O sabah, gece gündüz hiç kapatmadığım televizyondan gelen gür sesle uyandım. Sersemliğimi atınca, coşku dolu gür sesin ünlü sunucuya ait…
Dövüyordu yağmur, kırbaçlıyordu şimşekler dev gibi dalgaların arasında ceviz kabuğuna dönmüş gemiyi. Sallıyordu okyanus bir oyana bir buyana, meydan okuyordu…
“Bir varmış bir yokmu-” “Hikaye mi anlatacaksın anne?” dedi odanın ortasındaki makine. “Evet yavrum. Sana Kelile ve Dimne’nin güvenle ilgili…