Öykü

Kıyıya Vuran Dalga

Onu unutması için daha ne kadar zamanın geçmesi gerektiğini bilmiyordu. Sürekli onu düşündüğü yoktu ama hala şarkı söylerken aklına gelen kadın oydu. Belki de bu yüzden hala şarkı söylüyordu. İşten çıktıktan sonra direkt eve gidiyor, biraz atıştırıp üstünü değiştirdikten sonra kendini sokağa atıyordu. Aynı köşe başında duruyor, şapkasını çıkarıp şarkısını söylemeye başlıyordu. Şarkı aynı gitar aynıydı. Tam üç yıl boyunca hep aynı şeyleri yapmıştı.

Bugün hava biraz daha soğuktu. Cadde üzerinde de bu yüzden fazla insan yoktu. Daha iyi düşündü. Üç yıl içerisinde kemik bir izleyici kitlesi oluşmuştu. İlk başlarda şarkıyı zevkle dinleyenler artık merak etmeye başlamışlardı. Soru soruyorlardı, onu soruyorlardı. Bu acıtıyordu. Gelemeyecek olmalarına sevindi. Bugün soruları geçiştirmeyecek zorunda kalmayacaktı. Gitarını çıkardı, yıpranmış şapkayı kaldırıma bıraktı. Para kazanmak değildi amacı. Şapka sadece böyle düşünmelerini sağlamaya yarayan bir araçtı. Usulca söylemeye başladı. Aynı şarkı yankılandı…

‘Bir başkasını aramıyorum artık yürüdüğüm sokaklarda. Köşeyi dön benimle adımlarımız hep aynı yollarda. Senin sevgin kalacak içimde, benimki de sende. Nasıl ki dalga vurur kıyılara, sonra  usulca geri döner işte öyle…Ama şimdi aşktan bahsetmeyelim ya da zincirlerden ya da çözemeyeceğimiz şeylerden Biz hiç veda etmedik ki …’

Hiç veda etmemişlerdi. Gitmesi gerektiğini söyleyip sadece gitmişti sevdiği. Olmayacağına inandırmıştı kendini. Diyor ya şair, insan kendine yeter ki bir şeyi anlatmak istesin, anlatıyor. İşte o hesap sevdiği kendine anlatmıştı da ona anlatmamıştı hiçbir şeyi. Gitmem gerek demişti nedenini hiç söylememişti.  İzahsız çıkmıştı yola. Kalan ise ondan sonra bir oraya bir buraya. Yıllar böylece geçti. Köşe başındaki şapkalı adam hep aynı şarkıyı söyledi. Çünkü hoşça kal demenin başka bir yolu yoktu. Hikaye içinde bitmeyendi.

Düşüncelerden sıyırdı kendini. Üşümeye başlamıştı artık. Son Cohen şarkısını da söyleyip gitmeye karar verdi. Birkaç kişi toplanmıştı etrafına. Ama yine yüzlerine hiç bakmadı. Alkışladılar, şapkaya bir iki bozukluk attılar, böylece gece kapandı. Uyumalıydı artık evinin yolunu tutmak için hazırlandı. Gitarını yerleştirdi çantasını topladı. Yıpranmış şapkasını eline aldı. Atılan bozuklukları saydı. Buradan kazandıklarını mutlaka bir yere bağışlamalıydı. Sonra gözüne bir kağıt ilişti şapkanın kenarında.      Bir şey yazdığını fark etti içinde. Hemen okuyamadı. İkiye katlanmış kağıtta tek bir kelime yazılıydı. ‘’Geldim’’ . Önce inanamadı, ama daha sonra anladı, o yazmış olmalıydı.

Dalga vurmuştu tekrar kıyıya. Bakındı boş sokaklara, kimseyi göremedi. Ne zaman atılmıştı bu kağıt bugün mü yoksa dünden mi kalmaydı. Heyecanlandı, hızlandı hareketleri. Şapkayı yeniden kontrol etti. Başka bir şey bulamadı. Tekrar etrafına baktı. Bu sefer bir gölge ilişti gözüne sokağın başında duran. O olmalıydı evet ona benziyordu. Bir hamlede toparlandı. Şapkası yerde kaldı. Onun olduğunu umarak koşmaya başladı. Kayboldu gölgesi, koşarak uzaklaştı.

Kıyıya Vuran Dalga” için 1 Yorum Var

  1. Merhaba,
    Seçkiye hoş geldiniz.
    Temayı güzel kullanmışsınız. Oldukça kısa bir öykü ama meramını anlatıyor.
    Güzeldi.
    Kaleminize sağlık.

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *