Öykü

Talihsiz Mürekkep Bey’in Muhteşem Ataları

Atalarımın şanlı tarihi kadar ucu bucağı olmayan, sonu gelmek nedir bilmeyen beyaz mı beyaz bir kâğıdın tam ortasına tüyden bir kalemin sivri ve tehlikeli ucundan damlamış bir mürekkebim ben. Bir zamanlar kalemlerin ucundan sonsuzluğa akıp giden ben şimdi kar rengi bir hiçliğin ortasında bekliyorum da bekliyorum. Sabırla bekliyorum da kimse de gelip yanıma uğramıyor. Yoksa unutuldum mu burada? Sonsuz hiçliğin ortasında. Ya kimse fark etmezse beni, halim nice olur buralarda?

Zaman geçmek bilmiyor benim için. Günlerim böyle kara kara düşünerek geçip gidiyor. Ömrüm elden gidiyor. Gençliğimin en verimli çağında bir mürekkebim ben. Bana yazık oluyor. Döküleli daha birkaç saniye oldu. Hareket edebilmek için zıplayıp duruyorum olduğum yerde fakat bulunduğum yerden fazla uzaklaşamıyor, sonsuz hiçliği aşamıyorum. Ben böyle debelenip dururken soydaşlarım şu anda tam da şu anda maceradan maceraya atılıyorlar. İşte bu beni yaralıyor.

ine mürekkebimden akıp giden gençliğimi düşünerek kahroluyorum. Soydaşlarım demişken, size büyükbabamı anlatmış mıydım acaba? Büyük yazar Dostoyevski’ye bir dönem yoldaşlık ettiğini . Burada bir parantez açmak istiyorum izninizle. (Ki kendisi halen Dostoyevski’nin “ Suç ve Ceza” isimli ölümsüz eserinde yaşamını sürdürmektedir.) Neler görüp neler geçirmişti büyükbabam. Kah dondurucu soğuk havası ile Sibirya sürgünlerinde kah Petersburg’un güzelim beyaz gecelerinde ya da iflah olmaz kumarbazların masasında.

Her koşulda hayatta kalmayı başarabilmişti benim becerikli büyükbabam. Karamazov Kardeşleri ise yakından görüp tanımıştı. Ah! Ne muhteşem ne dolu dolu yaşamaktır o. Şu an onun yerinde olabilmek ne iyi olurdu. Hayali bile teselli veriyor şu mürekkep yüreğime. Daha önce de dediğim gibi görüp geçirmiş bir adamdı benim büyükbabam. Tıpkı adı gibi büyük bir adamdı. Soyumuzun ne yüce bir soy olduğunu bizzat ondan dinlediğim öykülerden bilirim.

Kimler yoktu ki dostlarımız arasında: Hoffmann, Gogol, Twain, Shakespeare, Stevenson… Hatta Evliya Çelebi bile. Doğrusu Çelebi ile diyar diyar gezen büyükannemin yerinde olmak istemişimdir hep. Heyhat! Kaderin cilvesine bakın, yerinde bir an bile olsun duramayan beni buraya bağladı gitti.