Sayı #53: “Kuzgun Öyküleri”
Kuzgun aşina olduğumuz bir hayvan. Tabi edebiyatla haşır neşir olup Poe’nun şiirini okuyanımız var Ravenloft’a bulaşanımız var, mitolojiye bulaşıp İskandinavya’dan…
#165: YAPAY ZEKÂ
Kuzgun aşina olduğumuz bir hayvan. Tabi edebiyatla haşır neşir olup Poe’nun şiirini okuyanımız var Ravenloft’a bulaşanımız var, mitolojiye bulaşıp İskandinavya’dan…
İçeride ne olduğunu bilemezsiniz. Güneşin güven verici ışınlarına izin vermeyen o mekâna, soğuk bir yapay ışığın titrek parlaklığıyla bakmaya çalışırsınız….
Uçan bir halının üstündesiniz ve Kayıp Rıhtım’a doğru süzülüyorsunuz, uçuyorsunuz havalarda… Sihirli bir rüzgârla dalıyorsunuz fantastik öykülerin içine. Peri masallarının,…
“Ben bir duvarım hiç güneş görmedim Sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar” Attila İlhan “Duvar” adlı ilk şiir kitabında,…
Bazı insanlar, kibrine yenik düştü. Kendini üstün gördü. Hayalleri duman etmesini iyi bildi. Anlamamakta ısrar etti. İnsanların birbirleriyle anlaşma yolu…
İnsan, hayal kurdu. Bilinmezliği düşündü. Gökyüzüne baktı. Farklı dünyaları gördü. Nerede başladığı belli olmayan ama geçmişten bugüne var olan sınırların…
Her şey hapsedilir. Hayvanlar, insanlar, cümle canlılar ve cansızlar. Hapsedilmesi mümkün olmayan tek bir şey vardır; zaman. İnsanoğlu bu en…
Mektupların iletilmediği yerler vardır. Bir zamanlar delicesine arzu edilmiş; ama sonradan vazgeçilmiş her şeyin ebedi mekanı olan yerler vardır. Orada…
Kış bitti. Bahar kapımızda. Güzel şeyler olacağını hissediyorsunuz. Doğa böyle diyor. Ama hayır. Güzel şeylerin mevsimlerle pek de alakası yok….
Şubat için “küçük ay” derler. Bizler de buna itafen temamızı çocuk olarak belirledik. Küçüklerin o hayal dünyasının öykülere nasıl yansıyacağını…
Önce birkaç ay boyunca imzanızın altına attığınız tarihte zorlanırsınız. Yeni yılın sayıları, önceki yılın alışmışlığına karışır. İçinizden bir türlü o…
Hayat, evren ve her şeye dâir bilmediğimiz nihai sorunun cevabını arayıp duruyoruz. Soruyu aramak belki de daha mantıklıdır. Ancak arayışımız…
Gecenin karanlığında korkutur gardıroplar. Rüzgar varsa hele, kapısı da gıcırdadı mı, oluşan aralıktaki sonsuz karanlık titretir insanın gözlerini. Korkuyla dolar…
Merhabalar, Ve bir ekim gününde, seçkimizin kırkıncı ayında, yine çalıyoruz kapılarınızı. Dile kolay kırk ay boyunca, zamanın tozunu yuttuk hep…