Gittiler
Her yolun bir başı olduğu gibi her hikayenin de bir başı vardır. Soğuk kış günlerinde, şöminenizin karşısında, ateşten fırlayan yalımların…
#165: YAPAY ZEKÂ
Her yolun bir başı olduğu gibi her hikayenin de bir başı vardır. Soğuk kış günlerinde, şöminenizin karşısında, ateşten fırlayan yalımların…
Dede, dede!” Benim cimcimem mi gelmiş?” Nasılsın?” İyiyim güzel kızım, dön şöyle annen ne güzel giydirmiş seni böyle! Mavi elbisen…
Açtık. Yok olmak üzereydik. Kimimiz yaşamak için ölülerini yemeye başlamıştı. Ateşimizi alevlendirmesini çok sevdiğimiz kuzey rüzgarı soluğumuzu kesiyor, göz pınarlarımızı…
“Sürekli kuzeye gitmek gerekiyordu. Sürekli ama sürekli. Kar ve buzdan başka bir şey yokken üstelik. Ama her şeye rağmen vazgeçmedi…
Seneler önce nehir kenarında bulmuşlar beni. Küçücük bir şeymişim. Hatırlamıyorum tabii. Hemen beni babama, yani Kral Gero’ya götürmüşler. En azından…
Aloren, attığı oklarla gövdesini çürüttüğü ağaca sadağından çıkardığı son okunu yayına yerleştirerek bir kez daha nişan aldı. Ok yayından fırlayıp…
Liflerine kadar işleyen tuzla grileşmiş suntalar, hanın duvarlarını oluşturuyordu. Onlardan çok daha önce yıpranmış, bilinmeyen ormanın artık çok iyi bilinen…
Haul! Haul! Haul! Tek işi bağırmak. Çığırtkan ceberut. Sinirleniyorum. Sinirlenmeye hakkım yok. Sinirlendiğimi anlasa, sinirlenmeye hakkı olduğu için çok sinirlenebilirdi….
Herkes gün doğmadan başlaması muhtemel savaşı sessizlik ve korku içinde beklerken, o, sabırsızlanıyordu. Mırıldandığımı duyup kendisiyle konuştuğumu düşündüğü için olsa…
Karanlık ve soğuk bir geceydi. Gökyüzü kara bir çarşafla yeryüzünü örtmüş, başlangıcını ve bitişini saklamıştı. Havanın kemik kıran donduruculuğu ise…