Öykü

Yalanın Gerçekliği

Küçük, şirin mi şirin bir yerdi burası. Her şeyiyle insanı kendini çeken sakin, huzur veren bir yer. Buranın cazibesi sadece bunlardan ibaret değildi elbette. En önemli nedeni ise burada fal bakmanın bir başka oluşuydu. Falcı kadının üstüne yoktu memlekette. Etrafta, kendileri hakkında özel bir şeyler duymaya ihtiyaç duydukları o zaafı dindiremeyen çoktu. Ee haliyle bunca adını duyuran birinin oluşu da ayrıca perçinleştiriyordu bu zaaflarını. Peki neydi bu falcıyı bu kadar özel yapan? Baktıran kişilerce, söylenenlerin hayatta karşılık bulmasıydı. Bir bakıma öyleydi. Ama işin iç yüzü pek öyle sayılmazdı. Evet burada etraf muazzam şekilde döşenmiş, insanı içine alan, etkileyen bir yapı mevcuttu. Bu sadece bir boyutuydu. Gerçekte, müthiş bir teknoloji ile döşenmiş bir alt yapı vardı. Görüntü ses birçok yönden bilgi edinmek için bütün olanaklara sahipti. Ama bunların asıl amacı çok başkaydı. Falcı kadın işinde iyiydi. Söylediklerinin hayatta karşılık bulması ile hünerini göstermişti. Ama işler hiç o kadar masumca değildi. Zaten bütün her şey söylenenleri gerçek kılmak için dizayn edilmiş durumdaydı.

Falcı kadının hayvanlara merakı büyüktü. Özellikle yırtıcı ve saldırgan olanlara karşı başka bir zaafı vardı. Bir tutkusu da yazmaktı. Bu iki özelliği bir arada kullanmak için çok çılgınca bir yöntemi vardı. Mekanda kurduğu düzenekler sayesinde gelen kişilerin, kendi üzerinde bıraktığı etkiye göre ilk olarak birer öykü yazıyor, ardından bıraktığı etkiye göre bir hayvanla eşleştiriyordu. Ve ondan sonra bir senaryo kurup bunları hayatta geçiriyordu. Elbette ki bunları herkes için yapmıyordu. Sadece onda ilham uyandırmasıyla bu süreç başlıyordu.

Bir gün mekana uzunca, siyah saçlı, heybetli bir yürüyüşe sahip, çokça alımlı bir kadın geldi. Falcı kadın onu ilk gördüğünde çok garip his kapladı içini. Onda uyandırdığı hisleri neye yoracağını bilemedi. O kadında bir şeyler vardı ve onu kendine çekiyordu. Bunun üzerine düşünmek ve bir kanıya varmak için kendi odasına çekildi. Orada çalışanlara da kadını biraz oyalamalarını ve hoş tutmalarını söyledi. Fikir edinmek için kitaplarını karıştırırken hayvanlarla ilgili olan kitabı eline aldı. Rastgele bir sayfa açıp okumaya karar verdi. Açılan sayfa Tazmanya canavarı olarak bilinen bir hayvan hakkında bilgi veriyordu. Okudukça onda uyanan hislerde karşılık bulmaya başladı. Kadının siyah saçları, görünüşü ile zıtlık oluşturan gücü ile tıpkı Tazmanya canavarının özellikleri benzeşmesiydi. Ama o güçlü hisleri bırakan asıl şeyin, bu kadının sesi olduğunu fark etti. Başına bir şey geldiğinde ağzından çıkan kulakları yırtacak derecede ses potansiyeli. İlk anda o potansiyeli onda görmüştü. Bu ürkütücü hayvanla en çok benzerliği buydu. Bir anda o sesi duymak için derin istek duydu. Öyle ki uzun zamandır içini kavuracak bu denli büyük bir istek duymamıştı. Hemen yazmaya karar verdi. Ardından fal faslına geçtiler. Belki de gülümsemelerin en güzellerinden birine sahip olan falcı:

– Merhaba hoş geldiniz, nasılsınız?

Diyerek bir bebek masumiyetiyle, koca gözleriyle ve en içten bakışını doğrultarak sordu.

Kadın:

– İyiyim teşekkür ederim. Hünerinizi duydum söyleyeceklerinizi sabırsızlıkla bekliyorum, dedi.

Biraz umursamaz bir tavır takınmak isteyerek. Falcı başını onaylarcasına kafasını yavaşça sallayıp fincana uzandı. Fincanı eline öyle bir alışı vardı ki başın üzerinde fincanı evirip çevirip bir şeyler geveleyenlerin gerçekten bir şeyi bilmedikleri kanaatine varıyordu insan. Her hareketi öyle naif, incelikli ve estetikti ki aslında ağzından tek laf çıkmasa bile söylenmiş varsayılabilirdi. Falcı önce derince baktı ve bir şeyi okurken ki o bilgi akışının hissini almışçasına ustaca bir tavırla konuşmaya hazırlandı.

İçe dönük, kendinden emin bir yapınız var. Sergilediğiniz tavır ile kişiliğiniz çok farklı. Güçlü görünüyorsunuz oysa oldukça kırılgansınız. Yakın zamanda anlam vermediğiniz yaşayıp yaşamadığınızı idrak edemeyeceğiniz bir yaşantı geçireceksiniz. Acı bir tecrübe olacak sizin için. Fakat asla gerçekliğini kavramayacaksınız. Bu durumun aslında o güçlü olarak çizdiğiniz profilin altında kalan asıl olan zayıf yönünüzün haykırışı olarak niteleyebilir. Gerçeklikle bağlantı kurmak için ilişki kuracağınız birkaç nokta olacak. Mesela burada kasılmış bir vücut var, sonra ses dalgası gibi bir şeyler. Muhtemelen bir çığlık ardından gittikçe kısılan bir ses. Ama emin olamayacaksınız. Bir sanrı mı yoksa bir yaşantı mı? Bu olaydan sonra hayata dair beklentileriniz konusunda farklılaşmaya gitmeyi düşünebilirsiniz. Veya bir şeyleri değiştirmek gerektiği hissiyatına kapılıp hayatınızı mercek altına alabilirsiniz.

Falcı kadın birçok insanın kendinde karşılık bulacak birkaç şey daha ekleyerek konuşmasını bitirdi. Falcı bunları söyledikten sonra o gizemli halinden sıyrılıp güleç bir tavırla veda edip, usulca uzaklaştı. Kadın ilk söylenenlere takılıp kalmış şekilde biraz afallamış, belki de gizlerinin apaçık şekilde ortaya çıkmasından pek de memnun olmayan bir tavırla, söylenenlerin huzursuzluğunu üstünde hissederek hemen oradan uzaklaşmak için ağzında birkaç kelime geveleyip hesabını gördükten sonra, geldiğine birazda pişman olmuş bir şekilde hızla uzaklaştı

Falcı kadın oradan ayrıldıktan hemen sonra hazırlıklara başladı. Kadının tüm bilgilerine erişti. Uygulayacağı planın tüm düzeneklerini tasarladı. O bu işlerle meşgulken bu olayın üzerinden biraz geçmesi gerekiyordu. Ne söylenenlerin unutulacağı kadar uzun ne de kafa karışıklığından hiçbir şeyin anlaşılmayacağı kadar kısa. Gün geldi çattı. Gecenin sessizliğinde, falcının adamları usulca kadının evine girip o mışıl mışıl uyurken ne olduğunu bile bilmeden bayıltıp falcının özel mekanına getirdiler. Kadın düzeneğe yatırıldı. Ardından asıl amaç olan o çığlık için özel olarak hazırlanan ilaç verildi. Doz doz arttırılarak acı seviyesi artırılırdı. Kadın ne olduğunu anlamadan daha benzerini yaşamadığı bir acı duydu vücudunda. Öyle bir bağırdı ki falcı kadın onu dinlerken yanılmadığını, isteğine eriştiği için mest olmuş durumdaydı. Bu süreç kadının sesinin ta ki dalga dalga kısılıp en son bayılması ile son buldu. Falcı en son olarak görüntü ve ses kayıtlarını alarak koleksiyonuna yeni ekleme yaparak ve birini daha tamamlamamış olmanın hazzıyla, öyküsünü Tazmanya canavarı ve kayıtları bir araya getirip kapattı defteri. Yaratmış olduğu tüm durumlarla beraber kendine atfettiği tanrıçalık statüsüyle, açtığı kapılarla insanlara ne büyük ettiğini düşünerek kendini kutladı.

Kadın ise yatağında uyandığında vücudunun kasılmışlığına, ağrısına akıl erdiremedi. Sesinden eser yok. Ve o an dehşetle falı aklına geldi.