Öykü

Abdullah El-Hazred’den Kitab’ül Mevt

Bu hakir Evliya, Allah’ın emriyle şimdiye kadar pek çok mucizeye şahit olmakla birlikte, içimdeki bitmek bilmez merak duygusu sebebiyle başım beladan belaya girmiştir. Şam Beğlerbeğisi Murtaza Paşa ve maiyetiyle birlikte 1059 Muharremi’nde vardığımız cennet kokulu Şam şehrinde Yahudi taifesinden Mordahay isimli bir sihirbazdan Kitab’ül Mevt’in yakınlardaki bir Kıpti köyünde muhafaza edildiğini duymamla oraya gidip kendi gözlerimle görmek zaruretinin hasıl olması da böyledir.

Bu kitabı ilk kez İstanbul’dayken, Sultan Süleyman Han nedimi ve Dergâh-ı Alî kuyumcubaşısı merhum babam Derviş Mehmed Zıllî Ağa’nın, ki Allah’ın rahmeti üzerine olsun, ulemadan yakın dostu zat-ı muhterem Şükrü Hoca’dan duymuştum. Kendisi ana tarafından Seyyid olan çok ilim sahibi bir hocaydı.

Şükrü Hoca’nın anlattığına göre Kitab’ül Mevt’in yazarı Abdullah El-Hazred, Hicret’in sekseninci yılında doğmuş bir simyacıymış. O alim İslam’ı reddeden bir Mecusi olduğundan kitabının okunması da vacip değilmiş.

Bu aciz kul, gark olduğu meraktan kurtulmanın tek yolunun köye seyahat olduğunu biliyordu. Kitab’ül Mevt’i bulmaya, ancak ne olursa olsun açıp okumamaya karar verdim. Faydasız ilimden Allah’a sığınırım, hadis-i şerifini düstur edindim ve ehl-i huzur halde köyün yolunu tuttum.

Bu Kıpti köyü, Şam’ın cennet kokusunun duyulabileceği kadar yakınlarda ve Arap illerindeki en eski yerleşimdir. Kral Nemrut zamanında, Rüsema namlı bir zat tarafından kurulmuş. Buranın halkı, Kıpticenin yabancılar için anlaşılmaz bir lehçesini konuşur.

Bu köydeki Kıptilerin bir de ibadet etmek için kullandıkları başka bir dil vardır ki benî âdem tarafından telaffuz edilmesi mümkün değildir. Haşa bizim besmelemiz gibi sürekli tekrarladıkları şu cümleyi, Ralyehçe dedikleri dile örnek teşkil etmesi için yazıyorum:

Panglui mgalvnafh Ktulhu Ralyeh vgahngal fhtagn.

Ralyeh’teki evinde ölü Ktulhu rüya görerek bekliyor.

Allah’a şükürler olsun ki köyde Arapça bilen birini bulabildim ve sikke karşılığında tercümanlığımı yapmaya ikna ettim. Beni köyün ihtiyar heyetinin karşısına çıkardılar. Aksakallılar önce Kitab’ül Mevt’in köyde olduğunu kabul etmek istemedi ancak ısrar ettim ve Murtaza Paşa’nın yakın çevresinden olduğumu söyledim. Kıptiler, Osmanoğulları’nın gazabını üstlerine çekmek istemiyordu. Böyle olunca kitabı bana göstermeyi kabul ettiler ancak akşam ezanı okunmadan köyü terk etmemi şart koştular.

Kitab’ül Mevt, Kıptilerin kutsal mabedinde, yerin altındaki bir odada tutuluyordu. Bu oda çeşit çeşit putla süslenmişti ancak en çok balık gibi pullu bir insanın resim ve heykelleri vardı. Tercümanıma sorduğumda bunun Ktulhu’nun hizmetkarı, deniz tanrısı Dagon olduğunu öğrendim.

Bu silsile-i mahlukatta niye efendisinin değil de hizmetkarın putlarını yaptınız, diye sordum. Söylediğine göre Ktulhu öyle dehşetengiz bir mahlukmuş ki benî âdemin aklı onun cism-i vücudunu tahayyül etmeye yetmezmiş.

Freng illerinde Kitab’ül Mevt’in Nekronomikon diye anıldığını ve yasaklanmış olduğunu biliyordum. Kitabı görmek bile neden yasaklandığını anlamama yetti. Melun kitaptan ağır bir habislik yayılıyordu. Bu zamana kadar her çeşit obur ve cazuyla karşılaşmış ben bile kitaba yaklaşmaya çekiniyordum.

Yine de dayanamayıp Kitab’ül Mevt’e yaklaştım. İşlemeli bir rahlenin üstüne konulmuş, belli ki ahir zamanda deccala rehberlik etmeyi bekliyordu. Sığır derisinden kapağına dokunmamla yıldırım çarpmış gibi hissettim. Gözlerim kapandı, cihanın zelzelelerle yıkıldığını gördüm. Denizlerin kabardığını, Dagon ve emrindeki derin olanların karaya çıkıp benî âdemi katlettiğini gördüm. Sonunda, bahriummanın dibindeki şehir Ralyeh’i gördüm. Oradaki evini terk eden, kanatlarını açtığında güneşle ayı örten, pis ahtapot suratından sarkan vıcık vıcık dokunaçlarıyla Devlet-i Aliyye’yi bir uçtan bir uca sarıp veba ve necaset yayan Ktulhu tüm iğrençliğiyle karşımda zuhur etti.

Katlanılmaz çirkinliğine rağmen öyle ulu görünüyordu ki onun aleminde biraz daha kalsam inandığım her şeyden vaz geçip Ktulhu’nun kölesi olabilirdim. Köydeki Kıptiler gibi ona ve hizmetkarlarına tapabilir, Yüce Eskiler’i yeryüzüne çıkarmak için her şeyi yapabilirdim.

Neyse ki tercümanımın beni sarsmasıyla yeniden alem-i sahveye tenebbüh ettim. Dediğine göre meğer Kıpti firavunlarının mümevveh tanrısı Niyarlatotep’in hüküm sürdüğü rüyalar alemine çekilmişim. Orada zaman farklı aktığı için akşam ezanının çoktan okunduğunu fark etmemiştim.

Tercümanım acele etmemi söyledi. Hızla mabetten çıktık. Karanlık çökünce Kıptiler sokaklara dökülmüş, bağıra çağıra o kefere besmelesini tekrarlıyordu. Yakındaki köy mezarlığında gözleri kan çanağı misali pörtlemiş ölülerin uyandığını, karakoncolosa dönüp etrafta dolaşmaya başladıklarını gördüm. Köy halkı onlara kanlarını ikram ediyor, kimisi anadan üryan soyunup bu cazularla cima ediyordu.

Mezarından kalkıp kan emen cazuların haykırışları, köy halkınınkini bastırdı. Aslında onlar da kefere besmelesinin kısaltılmış bir halini çığırıyordu. İya iya Ktulhu fhtagn. Bu öyle melun bir ajiraktı ki divane düşmemek için biçare çabalamam gerekti.

Ben korku içinde seyr-i temaşaya dalmışken tercümanım beni hızla köyün dışına kaçırdı. Yalnız annesinin Kıpti olduğunu, esasında Müselman bir çerçinin piçi olduğu için cazu ayinine gark olmadığını anlattı. Alelacele oradan uzaklaşırken bu temaşanın ne anlama geldiğini düşündüm.

Bu hakir Evliya’ya rüyalar aleminde izhar olunanlara göre Yüce Eskiler taifesi uyanmaya hazırlanıyor ve Devlet-i Aliyye’nin afsuncuları onlara engel olmazsa fitne ile hercümerç arzı saracak. Bu da bildiğimiz cihanın sonu, kafir mahlukatın hükmettiği bir cahimin başlangıcı olacak.

Benî âdem müşahede ettiğim bu vahşetengiz hakikatlerle yüzleşmeye hazır olmadığından işbu varağı seyahatnameme dahil etmeyip genç padişah, Rabbimiz saltanatını daim kılsın, Sultan Mehmet Hazretlerine ve naibesi Kösem Sultan Hazretlerine hususi olarak takdim edeceğim. Yüce Allah yar ve yardımcımız olsun.

Öne Çıkan Yorumlar

  1. Evliya Çelebi ve Lovecraft’ın bileşimi çok lezzetli olmuş. Bitmemesini dileyerek heyecanla okudum. Emeğine sağlık.

  2. Kaleminize sağlık Lovecraft mitosu ve Evliya Çelebi birleşmesi keyifli olmuş.

Söyleyeceklerin mi var? Kayıp Rıhtım Forum'da yorum yap.

Yorum Yapanlar

Avatar for OykuSeckisi Avatar for acimatriyarka Avatar for Efsuncu_Gezgin