Nemjed, Mısır’ın güneyinde eski başkent Nekhen’de bir balıkçı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Günleri babasıyla balığa gitmek ve bu balıkları pazarda satarak geçiyordu. Nemjed, bu küçük şehirden daha fazlası olduğunu biliyor, Nekhen’den ayrılmak istiyordu. Nil kıyısında devam eden sıradan hayatı, Firavun Khufu’nun emri ile askerlerin piramit inşaatında çalıştırılmak üzere işçi toplamasıyla değişti. Nemjed Mısır vatandaşı olduğu için köle olarak çalışmayacak, daha kalifiye işlerde çalışacaktı. Anne ve babasının rızasını alarak hemen gönüllü oldu.
Nemjed, aylar süren köle ve işçi toplama sürecinden sonra, daha önce hiç görmediği Memfis’e getirildi. İnşaat sahasında, tekneler insan boyutlarında kireçtaşını Nil üzerinden getirirken, mahşeri kalabalık bu taşları piramidin yeni yükselen temeline taşıyordu. Piramidin inşasında yaklaşık on bin insan çalışıyordu. Bunların çoğu ve ağır işin büyük kısmını yapan kesim, çöl kabilelerinden ele geçirilen kölelerdi.
Nemjed ilk olarak, kireçtaşının teknelerden indirilmesi sürecinde çalıştı. Burada çalışkanlığı ile dikkat çekmeye başladı. Daha sonra piramit yükselmeye başladıkça etrafına yapılan spiral rampanın kurulmasında ekip başı oldu. Devasa kireçtaşlarının rampada daha kolay kayabilmesi için, çamurla kaplanması ve sürekli ıslatılması onun fikriydi ve bu şekilde mimar Hemon’un da dikkatini çekti.
İnşaat sırasında Hemon haricinde onlarca mimar çalışıyordu ve Nemjed, uzun süre bu mimarlar ile Hemon arasındaki getir götür işlemlerini yaptı. Elinden birçok belge ve talimat geçiyordu. Nemjed bu sırada okuma yazmayı çözse de, Hemon dâhil kimseye bunu belli etmedi. Bu belgeleri okuyarak hem inşaatın durumunu öğreniyor, hem de mimarlık üzerine bilgisini artırıyordu. Okuma yazma bildiği öğrenilirse bu fırsat elinden alınabilirdi. Nemjed yıllar boyunca, hem Nemon’dan hem diğer mimarlardan öğrendikleri ile kendini geliştirdi. Çıkan tüm sorunları inceledi, sebeplerini araştırdı.
İnşaatın on dördüncü yılında, Hemon piramidin iç kısımlarının oyulması ve Kral ve Kraliçe odası olarak adlandırılan alanların oluşturulmasına başladı ve bu göreve güvendiği ve artık vekili gibi çalışmaya başlayan Nemjed’e verdi ve piramidin içindeki işler için tek yetkili yaptı. Bu görevin ardından, Hemon’un Khufu ile yaptığı toplantılara da katılmaya başladı.
Nemjed’in piramidin içinde yaşadığı problemlerden en büyüğü, çalışan işçilerin havasızlıktan dolayı sürekli olarak bayılmaları, dışarı çıkartılmaları sırasında ise işin durması ve inşaatın gecikmesiydi. Khufu, bu gecikme sebebiyle sürekli olarak Hemon’u azarlıyor, onu görevden almakla tehdit ediyordu. Hemon’un görevden alınması ise Nemjed’in de tekrar ağır işlere dönmesi anlamına gelebilirdi. Khufu’nun bir sonraki ziyaretinde, Mimar Hemon dışında kimsenin cüret edemeyeceği bir şekilde Khufu’ya hitap ederek, piramide açılacak havalandırma kanalları ile ilgili fikrini anlattı. Khufu şiddetle bu teklifi reddetti, kutsal mezarına delikler açılması teklif dahi edilemezdi. Nemjed, toplantılar boyunca tepkilerini takip ettiği firavunun bu tepkisini tahmin etmişti. Bu kanalların, Mısır medeniyetin önem verdiği takımyıldızları doğrultusunda yapılacağını, bu yıldızlara açılan pencereler olacağını ve firavunun bir sonraki hayatında ona yol göstereceğini anlattı. Khufu’nun yanında bulunan rahipler, bunun Mısır geleneklerine ve inançlarına uygun olacağını belirterek bu teklifi kabul uygun buldular. Nemjed hem sorunu çözmüş oldu, hem de firavunun gözüne girmeyi başardı.
Piramidin inşası, Nemjed’in çözümü ile tekrar hız kazansa da, çözümü daha önce kendisine anlatmadığı ve öneriyi Firavun’a kendisi sunamadığı için Hemon’un nefretini üzerine çekti. Kanalların açılma işini eline yüzüne bulaştıracağından emin olduğundan, tüm sorumluluğu ona bıraktı. Ayrıca Nemjed’in çalışma saatlerini artırdı ve Firavun ile karşılaşmaması için daha uzun süre piramit içerisinde kalmasını sağladı. İşlerinde gecikmesi için ekibinde çalışan köle sayısını azalttı.
Yirmi yılın sonunda Khufu’nun ömrünün son anlarında piramit tamamlanmış, Nemjed ise evine dönmek ve ailesinden geri kalanları ziyaret etmek için hazırlıklara başlamıştı. Ancak Hemon’un sürekli olarak piramit üzerinde yapılan ufak işlere Nemjed’i ataması sebebiyle bu planı erteleniyordu.
Sonunda beklenen oldu ve Khufu öldü. Ülkede uzun bir yas dönemi ilan edildi. Firavun Khufu son yolculuğu için piramit yanındaki tapınağa getirildi ve rahipler tarafından mumyalandı. Sonrasında rahipler, firavunun cesedini taşıyan hizmetçileri, korumaları ve en arkada yeni Firavun Djedefre, üst düzey görevliler, Mimar Hemon ile Nemjed galeriden geçerek Kral odasına yürüdüler. Firavunun vücudu rahiplerin duaları ile önce üzerinde kendi suretinin resmedildiği ahşap tabuta, sonrasında ise altın bir tabuta kondu ve tekrar dirilene kadar yatacağı lahde yerleştirildi.
Uzun süren dualardan sonra, gelenek olduğu üzere rahip firavuna ölümden sonra hizmet edecek olanları okumaya başladı. ‘Yüce Firavun’un yakın korumaları, özel hizmetçileri, özel rahipleri alt kattaki odada tanrılarının tekrar dirilmesini bekleyecekler’ diye seslendi Büyük Rahip. Kendilerine yazılan kaderi bilen ve bununla da gurur duyan hizmetlileri öne çıktılar ve kurban edilecek diğer rahiplerin eşliğinde kendilerini bekleyen ölüme doğru yürümeye başladılar. Ancak Büyük Rahip ‘Bekleyin!’ diye seslendi. ‘Yüce Efendimiz için yapılan bu piramit, olması gerektiği gibi yapılanların içerisinde en büyüğüdür. Yüce Efendimiz’in tekrar dirilişinden sonra ona piramitte eşlik etmesi için mimar yamağı Nemjed’de diğerleri ile birlikte onun dirilmesini bekleyecek.’
Nemjed, duyduklarının şokuyla titremeye başladı. Mimar Hemon’un yanına yaklaşarak ‘Beni yenebileceğini mi sandın?’ dedikten sonra gülerek uzaklaştığını bile sonradan hatırlayabildi. Nemjed itiraz etmenin faydası olmadığını biliyordu. Silahlı askerlerin yanında yapacağı her hareket ölümü hızlandırmaktan başka bir işe yaramazdı. Başını eğerek diğerleri ile birlikte on beş metre aşağıdaki, ölümü bekleyecekleri odaya yürüdü. Yeni Firavun ve cenaze ekibi piramidi terk ettikten sonra, Mimar Hemon kilit taşlarını harekete geçirecek ve bu taşlar galeriden kayarak, piramidin tek girişini ve içeridekiler için tek çıkışını kapatacaktı. Bu sırada da bulundukları odanın üzerindeki taş kırılacak ve odaya, sonlarını getirecek çöl kumu dolmaya başlayacaktı. Bu odayı kendi ekibi inşa etmişti. Odanın üzerine özenle yerleştirdiği taşı ve üzerindeki tonlarca kumu düşündü. Odanın içindekilerin hiçbir şansı yoktu. Gerçi kilit taşı girişi kapattıktan sonra odanın dışında da hayatta kalma ihtimali çok azdı.
Nemjed bunları düşünürken kilit taşlarının piramit içerisinde yankılanan seslerini duydu. Hizmetliler korku çığlıkları atarken, rahipler gürültüyü bastırmaya çalışırcasına yüksek sesle dualar okuyor, askerler ise büyük bir vakurla ölümü bekliyorlardı. Önce kilit taşının çarpma sesini, sonra ise üstlerindeki taşın kırılma sesi ile irkildiler. Kum odaya dolmaya başladığında ise arkasından seslenen rahiplere aldırmadan, Nemjed hızla odadan dışarı koştu. Askerlerin peşinden geldiğini biliyordu ama piramidin labirentlerini kendini kolayca kaybettirebilecek kadar iyi biliyordu.
Tekrar kral odasına ulaştığında aşağıdaki odadan çığlık sesleri gelmeye devam ediyordu. Peşindeki askerler de ölebilmek ve lanetlenmemek için çoktan odaya dönmüş olmalıydılar. Nemjed ise kaderine boyun eğmeyerek çoktan lanetlenmişti. Nemjed tekrar dirilmeyeceğini çok iyi bildiği firavunun lahdine yaslanarak nefeslendi. Kralın dirildiğinde yemesi ve içmesi için bırakılan besinler ile enerjisini tekrar topladı ve orada uyudu. Uyandığında kral odasındaki mumlar sönmüş ve piramit tam bir sessizliğe bürünmüştü. Nemjed onaylamak istercesine lahde döndü ve firavunun dirilmediğini teyit etti. Bu piramidin içini kendisi yapmıştı ve buradan nasıl çıkacağını da gayet iyi biliyordu. Yanına su ve yiyecek aldıktan sonra galeriye çıktı ve piramidin kuzeyine açılan dar havalandırma kanalına tırmanmaya başladı. Havalandırma deliklerini daha geniş planlamadığı için kendisine sinirlendi ama dar kanalda en azından aşağı kaymadan tırmanabiliyordu. Deliğin sonunda güneş ışığı gözüküyor ancak ulaşması imkânsız gözüküyordu. Eğer bu yerden çıkabilirse daha büyük bir sorunu olacaktı. Ölen firavun için törenler günlerce sürecekti ve başarabilirse kalabalığın tam karşısına çıkacaktı. Bu piramitten kurtulup dışarıda işkence altında ölüme mahkûm edilebilirdi. Yine de şansını denemeye karar verdi ve iki gün boyunca tırmanmaya devam etti. Üçüncü günün sabahında piramidin dışına çıktığında bitkin bir haldeydi. Piramidin pürüzsüz yüzeyinden kayarak ve yuvarlanarak aşağı indi. Bayılmadan önce son hatırladığı şey, Mimar Hemon’un ve Büyük Rahip’in yuvalarından fırlamış gözleriydi.
Nemjed, saatler sonra ayıldığında yeni Firavun Demejhed, Büyük Rahip ve diğerleri ile arkalarda Mimar Heron’u gördü. Firavun’un derhal bir açıklama beklediği çok açıktı ama Nemjed, havalandırma kanalında geçirdiği günlerde planını yapmıştı. Ayağa kalktı ve Firavun’u saygıyla selamladı. Sonrasında Büyük Rahip ve Mimar Heron’a dönerek nefret dolu bir bakış attı ve tekrar Firavun’a döndü.
“Yüce Firavun, sizler piramidi terk ettikten sonra planlandığı gibi kumların altında can verdik. Babanız tekrar dirildikten sonra ona hizmet edebilmek için bizi ayağa kaldırdı ancak beni gördüğünde çok sinirlendi. Büyük Piramit’in içerisinde ona hizmet etmesi için mimarı istediğini Büyük Rahip’e söylediğini, kendisine basit bir yamağın gönderilmesinin ona hakaret olduğunu ve vasiyeti tutulmadığı için ikisini de lanetlediğini söyledi. Ona piramidin içerisinde benim eşlik edeceğimi söyledim ancak kabul etmedi. Alnıma dokundu ve uyandığımda buradaydım. Söylediği son söz ise, “Oğlum o ikisini bana göndersin,” oldu.”
Büyük Rahip ve Mimar Hemon çığlıklar atarak bunun bir saçmalık olduğunu ve Nemjed’in yalan söylediğini iddia ettiler ama Firavun’un “Ölümden Dönen” adama inandığı belliydi. Askerler Firavun’un eteklerine yapışmış iki adamı zor aldı. Firavun Nemjed’e dönerek, “Babamın dirilişini gördün, onun eliyle sonsuzluktan geri döndün. Artık Büyük Rahip sensin. Babamın vasiyetini yerine getir, ruhu huzur bulsun” dedi.
Ertesi gün, tekrar kurulan iskeleler ile Nemjed, askerler ve iki idam mahkûmu Nemjed’in çıktığı havalandırma kanalının başındaydılar. Esirlerin elleri ve ayakları bağlanmış, düz durmaları için iki kalasın arasına sıkıştırılmışlardı. Nemjed, son bir kez Hemon’un yanına yaklaştı ve “Piramidin içinin tasarımını bana bıraktığın için teşekkür ederim, çok işime yaradı” diye fısıldadı. Sonra da askerlere, mahkûmları havalandırma kanallarına baş aşağı bırakılması emrini verdi. Mimar Hemon’un çığlıkları kesildiğinde Nemjed artık özgürdü. Ölüme mahkûm bir köle olarak girdiği piramitten, Firavun’dan sonraki en güçlü adam olarak çıkmıştı.
Merhaba Mimar Nemjed’in mimarı.
Öykünüzü okumak çok keyifliydi. Kısa bir aksiyon filmi tadındaydı adeta. Yazım diliniz olması gerektiği kadar sade ve akıcıydı. Tek eleştirim son kurban edilme sahnesine olabilir sadece. Piramidin içi kirleneceğinden belki başka bir yol seçebilirdiniz kutlu bir ölüm olması sebebiyle. Sonuçta firavunun huzuruna gönderiliyor baş rahip ve Hemon.
Paylaşımınız için teşekkürler.
Tekrar görüşmek dileğiyle.
Sevgiler.
Okan bey merhaba,
Bu benim aklıma neden gelmedi şoku içerisindeyim şuan Yorumunuz için teşekkür ederim. Beğenmenize çok sevindim.
Şu ana kadar gönderdiğim öyküler içerisinde en çok yazım hatası olan öyküm bu arada. Sebebi de normalde kağıt çıktı alarak yaptığım kontrol rutinimi bozmam. Farkettiğim andan beri çok moralim bozuktu, güzel yorumunuz sevindirdi.
Siz Nemjed’in intikam duygularıyla öyle bir son seçmişsiniz sanırım ya da bu Nemjed’in yazara laneti olmuş diyelim Olur öyle, çok sorun değil yine de. Benim de kulağıma Firavun fısıldadı zaten.
Taslak ve fikirler için telefondan yazmak tamam ama düzeltmeler için bilgisayar ya da kağıt şart bence de.
Saygılar, sevgiler.