Öykü

Yarasa Bahçesi

Gök alacakaranlık mora dönerken, toprağında yemyeşil çimenlerin doğal bir halı görevi gördüğü Stratford-upon-Avon ‘un bahçesinde oturan Shakespeare, kağıdı mürekkepli kalemiyle çiziktirdi. Sonra da eliyle buruşturup attı.

“Bir yer yaratmalıyım önce,

Iyi bir fikir geldiğinde,

Muhteşem aklıma belki de.”

Mürekkebe batırdığı kuş tüyü kalemini çenesine vurdu ve ilk önce neden uyaklı konuştuğunu düşündü. Belki de yazdıklarından diline düşenlerdi. Kim bilebilirdi?

“Yarasa bahçesi olmalı,

Bir yerlerde, yoksa da eğer

Ben yapmalıyım onu

Bu evin küçük bahçesinde.”

Sonra durdu ve kendi kendisine bir kere daha mırıldandı: “Hala neden uyaklı ve 9 heceli konuştuğumu anlayamadım?”

Ve bizi aklındaki yarasa bahçesinin silüetiyle baş başa bıraktı genç Shakespeare. Gök alacakaranlık mora dönerken, toprağında yemyeşil çimenlerin doğal bir halı görevi gördüğü bir bahçe sonsuza dek uzanıyor gibiydi. Bunun haricinde modern bilim diyordu ki “Hiçbir şey sonsuza değin gitmez.” Eh, buradan da anlayibilinirdi ki Shakespeare bize fantastik bir dünya yaratıyordu.

Bu sonsuz bahçenin hemen her köşesi yarasalara ayrılıyordu. Dev yarasalardan, küçük yarasalara kadar her türden ve her boydan yarasa bulunabilirdi. Bu bahçenin ana özelliğiydi bu, vampir yarasalarla meyve yarasalarını aynı anda görmek mümkündü. Bahçenin birçok bölgesinde, fırsattan istifade etmek isteyen insanlarca açılmış olan yarasa kafeler, yarasa büfeler ve bir ton daha yarasa yemek satıcısı vardı. Giyinmeleri, bakımları ve okumaları gibi bir dertleri olmadığından sadece yiyecek ve içecek malzemesi satan yerler onlara yetiyordu. Vampir yarasalar içinse insan dünyalarından ve diğer canlıların bahçelerinden gelen kanlardan kurulu yüzlerce banka bulunuyordu.

Bütün yarasalar huzurluydu. Bütün insanlar da huzurluydu ve bütün canlılar da huzurluydu. Ama yine de Şekspir huzursuz oldu ve mürekkepli kalemini kağıdın üstünden çekerek, kağıdı buruşturup bir ağacın dibine attı. Böylece bir dünya daha başlamadan yitip gitti.

Yarasa Bahçesi” için 6 Yorum Var

  1. Merhabalar. Seçkiye hoş geldiniz. Güzel bir öyküydü, yaratıcılık konusu sade bir şekilde verilmiş, akıcı, sıkmadan…
    ”…doğal bir halı görevi gördüğü bir bahçe…” Aynı metinde iki kez aynı benzetmenin geçmesi hoş olmamış, özellikle de böyle kısa bir öykü için.
    Bir de metnin bir kaç kez daha gözden geçirilmeye ihtiyacı var.
    Ellerinize sağlık diyerek gelecek seçkilerde de görüşebilmeyi umuyorum.

  2. Merhaba hoş geldiniz seçkiye. Öykü güzeldi, elinize sağlık.
    Tek dikkatimi çeken Shakespeare hikayede orjinal haliyle yazılmış ancak son paragrafta okunduğu gibi yazılmış.

  3. Merhaba,
    Muhtemelen sizin iç dünyanızda öykü bir şeyler ifade ediyor. Kaynağı, geliştirme süreci vs.
    Ancak öykünün okuyucuya yansıması noktasında zayıf kaldığını düşünüyorum. Tuzu eksik güzel bir yemek gibi öykünüz. Okuduğumda tam anlamı ile böyle hissettim. Sizden başka öyküler de okumak isterim. Diğer seçkilerde görüşmek üzere.

  4. Fikir güzel ancak olgunlaştırılmadan servis edilmiş izlenimi uyandırdı bende. Belki daha uzun yazabilir, birkaç kere daha gözden geçirebilirdiniz. Bir de dili daha iyi kullanırsanız daha güzel bir etki bırakırsınız. “Anlayibilinirdi” Şöyle bir ifadeyi ne yazık ki anlayamadım. 🙂 İyi çalışmalar, elinize sağlık.

  5. Başlangıçta okuyucuyu yakalayan bir öykü olmuş. Yukarıdaki yorumlara katılmakla birlikte nacizane şunu söyleyebilirim ; Aceleye getirilmiş bir öykü izlenimi verdi. Anlatmak istediğini hemen anlatıp detayları kaçırmışsın sanki. Halbuki ki biraz daha detaylara yoğunlaşman daha güzel olabilirdi. Zira güzel bir çıkış noktası yakalamışsın! Shakespeare! 🙂

  6. Başlangıçta okuyucuyu yakalayan bir öykü olmuş. Yukarıdaki yorumlara katılmakla birlikte nacizane şunu söyleyebilirim ; Aceleye getirilmiş bir öykü izlenimi verdi. Anlatmak istediğini hemen anlatıp detayları kaçırmışsın sanki. Halbuki biraz daha detaylara yoğunlaşman daha güzel olabilirdi. Zira güzel bir çıkış noktası yakalamışsın! Shakespeare! 🙂

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *