Not: Serinin önceki bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
“O kâşif de sürekli okuduğu yazmaların olumsuz etkisi sonucu günbegün bilincini yitirmeye başlamış ve böylelikle kâşifin bedeni bu korkunç yaratıkların tesiri altına girmişti. Fakat temasa geçen yaratık geçiş için gerekli enerjiye bir türlü ulaşamadığından dolayı, doğasına pek de uygun olmayan biyolojik canlıları tüketerek enerji elde etmeye çalışmıştı. Boyutlar arası enerji transferinin bu yöntemle gerçekleştirilmesine “haydut geçiş” ve bunu yapanlara da “boyut eşkıyası” denirdi.”
Gizemli Solgun Parşömenler daha bunun gibi nice hikâyeler ve iddialar içeriyordu. Fakat Halandrifl Soyluları’nın tekelinde bulunan bu parşömenlerden gelen bilgilere ulaşmak oldukça zordu. Zaman içerisinde farklı yerlerden elde edilen bilgiler hayal gücü kuvvetli zihinlerce birleştirildi. Bu da bazı haberlerin gerçekliğiyle ilgili şüpheye düşülmesine sebep oldu.
Derler ki, o gün orada karşılaşılan yaratık bir daha asla görünmemek üzere gözden kaybolarak geldiği boyuta geri döndü. Fakat hâlâ o evin içinde ve civarında tuhaf, insanı ürkütücü düşüncelere sevk eden bir enerji yoğunluğu hissedildiği iddia edilmektedir. Bu tarz konular üzerine akademik çalışmaları da olan bir doçent, hadisenin ilginçliği ve ünü karşısında meraka kapılmış ve konuyu yakından araştırmak amacıyla lanetlenmiş bu evi ziyaret etmeye karar vermişti. Aşağıda anlatılanlar bu bilim adamının günlüğünden “Jacob’s Diary” adı altında derlenmiştir:
Jacob’s Diary:
1-Boyutların Ötesinden Gelen
“İlk Gün:
Sihir, büyü, şeytan veya cadılar türü şeylere inanmadığımı belirtmeme gerek yok sanırım. Benim amacım bir bilim insanı olarak, bu tarz efsanelerin ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak. Bu ve diğer her tuttuğum günlük bu amacı gütmektedir. Mensubu olduğum üniversite bana bu fırsatı verdiği için oldukça minnettarım. Hiçbir zaman hiçbir masraftan kaçınmamışlardır. Şu an seyahat etmekte olduğum trenin bilet parasından tutun da konuyla ilgili yapacağım araştırmalar için gerekli tüm teçhizata dek her şeyin masrafını karşılayacaklar.
Trenle yolculuk yapmayı seviyorum. Kendimle baş başa kalmamı sağlıyor. Ayrıca nedense daha güvenli hissettiriyor. Uçakla elbette gideceğim yere birkaç saat içinde varmıştım ama şimdi geceyi yolda geçireceğim. Kendimi her nedense on dokuzuncu yüzyıla ait bir fotoğraftan fırlamış gibi hissediyorum. Annemin hazırladığı sandviç ile karnımı doyurdum. İkisini şimdi yiyorum, ikisini de yarın kahvaltı niyetine yemeyi planlıyorum. Tabii eğer gece yatmadan önce acıkmazsam.”
……….
(Altıncı bölümün sonu)
- Küllerinden Doğan - 1 Kasım 2021
- Et Hırsızları - 1 Ekim 2021
- İblis Kaşif - 1 Eylül 2021
- Solucanımsı - 1 Ağustos 2021
- Bin İkinci Gece - 1 Temmuz 2021
Selam Haluk,
Öncelikle genele de yazdım dikkat çekmezse sen de yaz istersen admine. Senin öykünün linki bir sonraki öyküyü açıyor. Belki benden kaynaklı ama bilgin olsun, bir kontrol edersin.
Öyküde doçentin tren, yemek detayları ile öyküyü bitirmen hoşuma gitti. Özel olmuş. Temaya göre şekil alan haplar.
Görüşürüz
Merhaba Murat,
Yorumun için teşekkür ederim.
Evet o durumu ben de bildirdim admine ama henüz bir düzeltme yapılmadı. Bekliyoruz bakalım.
Görüşmek üzere.