Bir Sonraki Gladyatör
Flamma ölmek üzere. Herkesin, “Öldür!” çığlıkları arasında o beklemekteydi. Büsbütün ölümü tüm çıplaklığıyla görünce inandım. Aslında daha önce de inanabilirdim…
#165: YAPAY ZEKÂ
Flamma ölmek üzere. Herkesin, “Öldür!” çığlıkları arasında o beklemekteydi. Büsbütün ölümü tüm çıplaklığıyla görünce inandım. Aslında daha önce de inanabilirdim…
“Yapılan iyiliklerin meşakkati geçici, mükafatı kalıcıdır. Yapılan kötülüklerin ise hazzı anlık cezası sonsuzdur.” Tüm bunları bilmeme rağmen nasıl olur da…
Biz mi zaman için yaşarız? Zaman mı bizim için akar? Biz mi zamana muhtacız? Yoksa zaman mı var olmak için…
“Ölüm; bilinen bir gerçek, inanılmayan bir yalandır.” Yine karşınızdayım. Alengirli sözler olmadan, kelime oyunu yapmadan tüm çıplaklığımla ve gerçekliğimle karşınızdayım…
“İşte bizi diğerlerinden farklı kılan tam da buydu: Bilmeden inanmak, bilinseydi eğer inanmaktan kim söz edebilirdi ki?” Doğaya, tabiata hayrandık…
Destan, “Milletlerin yaşadıkları tarihî olayların efsanevî ve mitolojik unsurlarla yoğrularak oluşturduğu millî karakter taşıyan uzun manzum eserlerdir.” diye geçiyor sözlükte….
“Ölüm iki aşamadır: Önce nefes kesilir, ardından da kalp durur.” Okumaya başladığınız bu öykü çok da uzak olmayan bir zaman…