Şimşekler çakmaya başladı ve yeryüzüne yağmur indi. Oysaki yer yüzünde her yer yağmur alamıyordu çünkü bazı çiçekler ağaçların altında kuru bir şekilde susuzluklarını gideremeden yitip gidiyorlardı. Yağmur çok şiddeli bir şekilde yağıyor ve susuz toprağı doyuruyordu. Ama yinede bir ağacın altında pek fazla su görmeyen bir yerde çok güzel bir çiçek bulunuyordu. Bu çiçek çok su görmediği için boynu büküktü ama yinede çok güzel renkleri vardı ve asaletliydi.
Çiçeğin adı Gül idi ve onu kurtaracak birini bekliyordu. Hatta kendine bir söz bile vermişti: Onu bu durumdan kurtaracak olana kalbini verecekti. Bu sırada yağan yağmurda bir damla yer yüzüne düşmüştü ve bir yaprağın üstünde ileri geri sallanıyordu.
Bir kaç saat sonra yağmur dindiğinde ise damla hala yaprağın üstünde sallanıyordu ve buradan aşağı nasıl inebileceğini düşünüyordu. Tam o sırada büyük bir yaprağın altında bulunan, güneş görmeyen bir çiçek gördü. Gözüne o kadar güzel görünmüştü ki çiçek, kalbini ona vermek istiyordu. Yaprakları karanlıkta bile ona ışıl ışıl geliyordu öyleki güneşe çıksa nasıl görüneceğini düşünmeye bile gerek duymamıştı. Birden çiçeğin çok acı çektiğini gördü ve üzüldü. Hiç bir şey yapamıyordu ona yardım etmek adına. Ona ilk baktığında durumunu anlamıştı oysaki, suya ihtiyacı vardı çiçeğin. Ve ona derman olabilecek tek kişi kendisiydi. “Bir şekilde ona ulaşmalı ve yardım etmeliyim” diye düşündü damla. “Ona kalbimi vermeliyim ki yaşayabilsin.” Sağa baktı. Sola baktı. Aşağı baktı ama bir yol bulamadı aşağı inmek için. O sırada aklına bir fikir geldi ve zıplamaya başladı. Var gücüyle zıplıyordu damla ve sonunda yapraktan kayıverdi toprağın kucağına. İlerledi çiçeğin yanına ve sordu: “Neden bu kadar bitkinsin ?” Çiçek cevap verdi: “Bir de soruyormusun? Görmüyor musun halimi? Hem sen de kimsin? Neden bana birden soru soruyorsun?” Damla iyice aşık olmuştu çiçeğe, artık duygularını ona dökmesi gerekiyordu yoksa buharlaşıp gidecekti o anda. “Ben yukarıdan bulutların diyarından geliyorum ve seni ilk gördüğümde sana aşık oldum” dedi damla. Oysaki çiçek kendisine bir söz vermişti: “Üzgünüm benim kalbim sadece beni buradan kurtarabilecek kişiye aittir.” dedi. Damla ise bunu planlıyordu : “Merak etme seni kurtaracağım ve kurtardığımda ise kalbini bana verecek misin ?”
“Elbette” dedi çiçek. “O halde şu yukarıdaki güneşini kapatan yaprağa tırmanıp onu koparmam uygun olur ne dersin?”
“İmkansız bu! Orası çok yüksek buharlaşır gidersin oraya varana kadar.” diye feryat etti çiçek. “O halde seni topraktan çıkarıp güneş gören bir yere görtürsem nasıl olur ?” “Bu da imkansız eğer topraktan çıkacak olursam bir kaç saniye içinde kurur ölürüm.” dedi çiçek.
Ve birden damlanın kafasında şimşekler çaktı. Üzülerek o halde tek çıkar yol sana kendimi vermem.” dedi. “Ne demek istiyorsun?” dedi çiçek. “Sen su olmadan yaşayamazsın oysa ben suyum.” Çiçek damlanın demek istediğin anlayınca kederlendi ve tüm gücüyle karşı çıktı.
“Hayır eğer beni kurtarırda ölürsen kalbimi aldığından sana aşık olurum ama öldüğün içinse yaşayamam, sadece kısa bir süre için yaşamış olurum.” dedi. “Ama senin ölmeni istemiyorum.” dedi damla. “Peki ya ben istiyor muyum senin ölmeni? Beni niye hiç düşünmüyorsun?”
Ama damla kararını çoktan vermişti ve onu kimse durduramazdı. Kendini feda ederek biricik aşkını yaşatacaktı. Oracıkta kendini çiçeğin ayaklarının dibine attı ve ona kendini verdi.Bunu gören çiçiek ise kederden artık yaşama isteğini bile yitirdi. Çünkü damla onu kurtarmıştı ve kalbini almıştı. Şimdi ise çiçeğin sevdiği damla yoktu artık. Onun için kendini feda etmişti. Çok değil bir kaç hafta dayanabildi bu kedere çiçek. Ve sonunda oda kendisini ölüme teslim etti. Kalbini verdiği damlaya böylece kavuşmaya gitti.
Hoş, masalımsı bir öyküydü. Ama Göl ile ilgili bağlantıyı sadece ikisinin de ıslak olması üzerinden kurdum. Keşke yakınlara bir de göl koysaydın da, tam anlamıyla seçkiye uygn olsaydı. Bunun dışında, orta derecede beğendim. Ellerine sağlık. 🙂
Can bence çok güzel olmuş. Yani çok güzel yazmışsın. Helal olsun 🙂
gerçek bir düş sevgi ve çaresizlik eller kadar gerçek bireyin kendi yüzü kadar görünmez. Ellerine sağlık kardeşim duygularımın sel olmasını sağlayan yazılardan biri gerçek bir yetenek açıklığı. Aşkın ve çaresizliğin gerçek kaderini ellerinde tutabileceğin hikayelerinin devamını diliyorum. Kuzeninden sevgilerle