Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini açtı ve önündeki asansör kapısının kapalı olduğunu gördü. Ama kapalı olan bu asansör kapısı şiddetli bir ışık yansıtıyordu daha çok heycanlandı yavaşça arkasını dönünce arkasındaki asansörün ayna olan kısmının aslında bir kapı olduğunu farketti. Yani asansörün iki kapısı vardı biri girdiği kapı diğeri birazdan çıkacağı kapı…
Merakla ve heycanla asansörden kocamannn bembeyaz fazla yeni eşyaların olduğu bir odaya çıktı. Bu oda daha çok bir araştırma ya da gözlemevi gibi bir odaydı.
Odada her eşya bembeyaz ve yepyeni görünüyordu . Kocaman saydam ve camdan yapılmış bir yazı tahtasının üzerine beyaz kalemle bir çok formüller yazılmıştı.. Duvarlarda gezegen , galaksi , yıldız.. vb fotoğraflar asılıydı. Kocaman pencerenin yanında büyük bir teleskop vardı her şey çok güzel görünüyordu. Odanın tam ortasındaki masanın yanına gidince masanın üzerindeki muhteşem haritayı gördü. Bu uzayın haritasıydı..
Haritanın üzerine yazılar yazılmış çizimler yapılmış. Sırasıyla Merkür , Venüs , Dünya , Mars hepsinin üzerine farklı sembollerle bir şeyler yazılmıştı. Ve beşinci olarak Jüpiter büyük bir daire içine alınmış. Sanki sıra bu gezegendeymiş gibi.. peki ama ne sırası?
Satürn Uranüs ve Neptün’ün yanında hiçbir işaretleme yapılmamıştı.
Bunların dışında bir de daha önce gezegen olarak tanımlanan fakat artık gezegen kategorisine girmeyen plütonda oradaydı yanında henüz bir işaretlenme yapılmamıştı.
Sanki bu harita uzaylıların haritası ve uzaylılar işaretli olan yerleri işgal etmişlerde sıra jüpiterdeymiş gibi bir düşünce geçti aklından..
-Yok artık eski ev, gizemli asansör kapısı ve sırada uzaylılar mı? Hayır hayır buna inanmam! Dedi ve tam o sırada asansör hareket edip aynalı kapı açıldı, uzaylılar içeri girdiler ve çocuğu kaçırdılar¿
ŞAKA!!! -yazarın kafası uçtu!-
…
Satürn masanın diğer tarafındaydı yakından bakmak için o tarafa doğru yürürken ayağı yerdeki kitaplardan birine takıldı ve dengesini sağlamaya çalışırken kayıp sırtüstü yere düştü.
-aowwww…!
Canı yanınca ağzından çıkan sese engel olamadı. Yere yatar vaziyete tavana bakınca öylece kaldı…
Aman Allah’ım saatlerce böyle kalabilirim diye düşündü.
Tavan camdan yapılmıştı ama bu farklı bir camdı ve gökyüzünü gece olarak gösteriyordu, gündüz olduğu halde.
Bütün yıldızlar gözüküyordu. Hatta daha önce hiç bu kadar yıldızı birarada görmemişti.
Yerde uzanmış tavana bakarken asansör kapısı açıldı. Korkuyla masanın altına girdi. Kalbi korkudan deli gibi atıyordu. İçeri beyazlamış olan saçı sakalı birbirine karışmış yaşlı bir adam çıkınca az da olsa rahatladı. Adam elindeki deyneğini bırakacakken birden duraksadı.
Sonra odada yavaş adımlarla dolaşmaya başladı. Masanın altından yaşlı adamı izleyen çocuk daha fazla dayanamayıp kaçmaya çalışacakken ihtiyar sopasının bir anda çocuğun önünde yere vurdu. Çocuk bağırmamak için ağzını kapattı. Masanın diğer ucuna emekledi yavaşça… Kapıya baktı tek planı vardı… KAÇMAK!….
3…2…1…. -aaaaaaaaaaaaa
Bağırarak kapıya – ya da asansör mü desek – doğru koşmaya başladı…
Kapının yanındaki düğmeye bastı ve arkasına baktı ihtiyar kaybolmuştu..Birazdan kapı açıldı içeri girmeye çalışıyordu ama onu engelleyen bir şey vardı bu ihtiyarın sopasıydı…! İhtiyar hemen yanında sopasıyla asansör kapısından çocuğun çıkmasına izin vermiyordu.
Çocuğu kolundan tutup masanın yanına sürükledi.
– Sakin ol evlat sana bir şey yapmam . Sadece sana açıklama yapmak istiyorum sonra istersen gidersin..
– nn .nn ne açıklaması efendim?
– Bu odada gördüklerini kimseye asla ve asla anlatmamalısın..
-peki efendim..
-şimdi gidebilirsin.
-? Gerçekten mi?
– Evet
Sakinleşen çocuk kapıya doğru yürümeye başladı. Tekrar kapının yanına gelmişti ve düğmeye basmak üzereyken durdu.
-Efendim size bir şey sorabilir miyim?
-Evet.
-Neden Satürnü işaretlediniz?
– Satılık gezegen mi? O benim gezegenim onu ben satın aldım..
-Öyle miiii?
-Evet!
-Hayırlı olsun ne diyelim . Oraya gidiyor musunuz peki?
-Tabi gidiyorum .
Gittikçe ilginçleşen bu konuşma çocuğun hoşuna gitti 🙂
-Nasıl gidiyorsunuz efendim?
-Bu araçla … dedi ihtiyar ve etrafına bakındı, o etrafına bakınca çocukta etrafa bakıındı ama herhangi bir araç göremedi.
-Hangi araçla efendim?
-Şuan içinde olduğumuz araçla …..benim gezegene gitmek ister misin?
– olur…
İhtiyar, masanın çekmecesini açınca çocuk , ihtiyarın alzheimer ilaçlarını gördü. İlaçların arasından bir kumanda çıkaran ihtiyar hemen en büyük kırmızı düğmeye bastı. Üzerinde kocaman uzay resmi olan duvar açıldı. Dışarı çıktıklarında buranın arka bahçeye çıktığını gördü çocuk.
İhtiyar büyük bir ciddiyetle gezegeninin özelliklerini anlatıyordu.. çocuk da dikkatlice dinledi ihtiyarı …
Onu çok kıskandı..
”Bazen her şeyi unutup hayal dünyana saklanmak en iyi ilaçtı…”
Bazen her şeyi unutup hayal dünyana saklanmak en iyi ilaçtı… ne kadar da uymuş bu söz bu güzel ve ilginç öyküye tebrik ederim mükemmeldi 🙂
Teşekkür ederim 🙂
Ellerinize sağlık. Güzel öyküydü. Son cümleniz için: Kim istemez ki unutmayı. Çocukken derdimiz, tasamız, yoktu. Keşke hiç büyümeyip çocuk kalabilseydik. 🙂
Keşke 🙂
Teşekkür ederim 🙂
Güzel bir öykü ve güzel bir son cümle.
Teşekkürler 🙂
Merhaba,
Ben baya uzun zamandır seçkilere bakamıyordum sırf adı ilgimi çektiği için aradan bu seçkiye bakayım dedim. 🙂 Ben de herkes gibi bitimine bayıldım. Adamın çocuğa sadece “burada gördüklerini kimseye söyleme” dediği kısımda baya eğlendim. Onun dışında bitişteki ince süpriz çok iyi düşünülmüş bence. Gerçekten uçup Satürn’e gitselerdi biraz daha bayağı bulurdum herhalde. Hele ki son cümle gerçekten vurucu ve hoş olmuş!
Sadece haritada görülenin betimlendiği yerde Plütonun eskiden gezegen sayılıp şimdi sayılmadığı bilgisi bana gereksiz gelmişti ilk başta. Çok kitap bilgisi gibi bulmuştum. sonradan fark ettim ki hikayenin kahramanı bir çocukmuş ve ben en başından itibaren onu daha erişkin bir birey olarak hayal etmişim. Bunu fark edince bir çocuğun böyle bir ayrıntı vermesi daha mantıklı geldi. Ama kahramanın çocuk olduğunun hikayenin ilk anında belli olması daha iyi olurdu belki. (Belki de diğer okuyucular hemen öyle düşünmüşlerdi, bilemiyorum :D)
Sonuç olarak; beğendim, bence gerçekten hoş bir hikaye yazmışsın ve yazılarını giderek geliştirmeye açık biriymişsin izlenimi uyandı bende 🙂
Hikayelerinin devamını dilerim 🙂