Öykü

Eski Dünya Tadında

Bölüm I – “Oyuncak Dünya”

İki saat önce evden çıktım. Twain, beni şehrin biraz dışında kalan çocuk parkında bekleyeceğini söylemişti. Fakat ben evden çıkalı iki saat olmasına rağmen yolumu bulamadım. Akşam olmak üzere… Ve artık emeklemek oldukça zorlaşmaya başladı. Sanırım eve dönmeliyim.

Biz artık yaşamakta, yollarda tek başımıza yürümekte hiç zorluk çekmiyoruz. Benim yaşımdaki herkes, gündelik hayatında, eve kapanıp bakıcısının ona aptalmış gibi davranmasını reddediyor. Annemin ve babamın anlattığına göre eski dünya hiç de böyle değilmiş!

Twain’i göremeden dönmem gerekti; çünkü şu navigasyon zımbırtısı ortada hiçbir şey yokken bozuluverdi. Ya Twain’in tariflerine ne demeli? Bozuk navigasyon zımbırtısından daha da fena! Gözlerimi kapatıp yalnızca onun söylediklerini dinlesem şu anda Mars’ta bile olabilirdim!

Geldiğim yoldan dönmeye karar verdim. Üzerinde emeklediğim ve şehrin her yerine yerleştirilmiş olan kalın yün tabakalar hakkında konuşurken babama sormuştum:

  • FlyFree* varken neden hala emekliyoruz?
  • Vücut gelişimlerinizi sağlıklı bir şekilde tamamlamanız için tabii ki evlat, diye cevap vermişti babam. Annem de eklemişti:
  • Zaten eski dünya tadında bir tek yün kaldı!

Eve varmama birkaç sokak kalmıştı. Aileme geç kalacağımı söylemiştim. Fakat Twain? O, yalnızca geri döneceğimi biliyordu. Nerede olduğuma dair muhtemelen hiçbir fikri yoktu. IdeaFree’yi** çalıştırmak için Twain’i aramaya odaklandım. Ulaşmaya çalıştığınız şahsın cihazı kullanım dışındadır. Hay aksi!

Eve girdiğimi duyar duymaz annem koşarak kapıya geldi. Ne olduğunu anlayamadan beni sıkıca kucakladı. Öptü. Ağlıyor muydu? Sanırım evet. Evet ama neden? Babamın koridorun köşesinden bizi izlediğini fark ettim. Işığın yüzüne vurmasıyla beraber gözleri parladı. Babam da mı ağlıyordu? Bu kadar ciddi ne oldu?

  • Twain, diye kekeledi annem. Sesi dalgalandı. Yorulduğumu hissettim.
  • Twain evrene karıştı!

Bölüm II – Bir Zamanlar Evrende

Twain ölmedi. Korkmayın. Yanımda. Üstelik anlattığı dünyanın hikayesini yazabilmem için durmadan konuşuyor. Teknoloji, elbette bu denli gelişmiş değil. Twain yalnızca, tehdit altında olmadan, bebeklerin dahi sokakta rahatça dolaşabileceği bir dünya istiyor. (Öyküde bebek olmamız bu yüzden.) O zaman geldiğinde, benimle son bir kez görüşüp, henüz adını bile bilmediğimiz bir yöntemle evrene karışacak. (Fakat benim yolu bulamamış olmam tamamen uydurmaca. Öyküde Twain, evrene karışmak için beni beklemiyor ama eminim o gün geldiğinde beni görmeden hiçbir yere gitmeyecek! Ve ben yine, bile isteye yolumu kaybedeceğim.)

*FlyFree: Bir yerden bir yere gitmek için kullanılan uçuş araçları.

**IdeaFree: Düşünce gücüyle bebeklerin konuşmalarını diğer bireylere ileten, yine düşünce gücüyle bir başka bireyle cep telefonu gibi iletişim kurmaya olanak sağlayan cihaz.

Eski Dünya Tadında” için 8 Yorum Var

  1. Keşke bu kadar kısa ve yüzeysel tutmasaydınız. Keşke olayı ve olayın yaşandığı evreni ayrıntılarıyla şekillendirseydiniz. Çünkü bu öykünün potansiyeli var.

    1. Bazen kısır bir sürece girdiğinizi, düşündükçe aynı noktaya vardığınızı hissedersiniz ya, fantastik-bilim kurgu tarzında öykü yazarken bu durumu çok yaşıyorum. Sanırım bu alanda yeni olduğumdan kaynaklanıyor.
      Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Dikkate alacağım.

  2. Hoş bir fikirden, hoş bir diyara…

    İkinci paragrafta bahsedilenler öykünün “anlaşılması” için gerekli gibi görünse de yerini pek uygun bulmadığımı söylemeliyim. Yazarın ne zaman “ansiklopedik bilgi” vereceği ve ne zaman bir öykücü olacağı konusu hala tartışmalıdır elbette ama ben, bu tarz çıkışların, bahsedilecek nesnenin sahneye girdiği anda yapılması taraftarıyım. Fakat, bu öyküde, o paragrafta bahsedilen her şey her yere dağıldığı için… Belki de girişteki bir yerlere yerleştirilecek “biz bebekler, artık güzelliğimizi dilediğimizce yaymak için özgürüz” tarzındaki bir cümle yeterliydi bence.

    Yine de, bir şeyi özellikle sormak isityorum. Konuşma çizgisi yerine neden büyük “madde noktaları”nı seçtin?

    İkinci bölümdeki dönüş çok doğru bir yere yerleştirilmiş ve bence her iki kısım da çok doğru uzunlukta bırakılmış. Nedenler ve nasıllar, genelde, bilimkurgu öykülerine aittir. Buradaysa, bir tür “arzu”nun dile getirilişi var. Dileklerimizi söylememiz için bir temellendirmeye veya bir gerekliliğe ihtiyaç olduğunu sanmıyorum. Ben sevdim 🙂

    Yazım konusunda herhangi bir yanlış gözüme çarpmadı, senin öykülerinde o tarz minik hatalar olmuyor zaten 🙂

    Söylemek istediğim çok fazla, dilimden çıkmak için tatlı tatlı kaşınan çok fazla şey var fakat “bu güzel, bebek kadar minik öykü için teşekkür ederim” demekle yetineceğim 🙂 Okurun içine girip orada yaşayarak hissedilebilecek/düşlenebilecek kadar minicik bir öykü olmuş.

    1. Öncelikle değerli yorumun için çok teşekkür ederim.
      İkinci paragraf için şunu söyleyebilirim: Olay henüz gelişmemişken ve ortada henüz “bir şey yokken” öykünün geri kalanına dair küçücük de olsa bir fikir vermek istedim. Senin de dediğin gibi “ansiklopedik bilgi”nin öykü içerisinde nerede yer alacağı tartışmalı bir durum; fakat öykünün başında italik yazı tipiyle yer alsaydı daha iyi olabilirdi. Bu konuda sana hak veriyorum.
      Mail ile gönderdiğim Word belgesinde aslında konuşma çizgisi yer alıyor orada. Sanırım siteye aktarılırken problem oluyor.
      Kısacık bir öykü oldu ve açıkçası bunu böyle değerlendirmen epey hoşuma gitti, gururum okşandı. 🙂 Tekrar teşekkür ederim. 🙂

  3. Merhabalar,

    Öykünüzü oldukça yaratici fakat bir o kadar da kisa buldum. Keşke devam ettirseydiniz ya da ayrintilandirsaydiniz. Böyle olunca okuyucu merakta kaliyor 🙂

    Ikinci bölúm üzerine diğer yorumlarda konuşulmuş, o yúzden ben de tekrar etmis olmayayim.

    Sevgiler

    1. Merhabalar. Öncelikle kusura bakmayın, yeni görüyorum yorumunuzu. Biraz geç kaldım.
      Aslında biraz da okuyucunun kendi kafasında canlandırmasını istediğim bir öykü oldu bu. Dediğiniz gibi belki biraz daha ayrıntılandırsaydım okuyucunun aklında bir dünya oluşturmasına daha iyi yardımcı olabilirdim. 🙂
      Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
      Sevgilerle.

  4. Kısacık anlatımla güzel bir öykü çıkarmış, hoş bir dünya yaratmışsın.
    Kendi öyküsüne müdehale eden karakter; kaderine baş kaldıran, kurtuluş çabası veren insanı anımsatır bana. Eline sağlık.

    Eleştiri olarak da:
    “Korkmayın. Yanımda.” yerine
    “Korkmayın, yanımda. ” ya da, “Korkmayın, Twain ölmedi, yanımda.” diyerek akıcılığı artırabilirsin.

    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim.
      Dediğiniz gibi, noktaların yerini virgüller alabilir. Öykü yazarken kısa cümleler kurmak hoşuma gidiyor. Sanırım bundan kaynaklı bir problem. 🙂

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *