Öykü

Biyolog ve Dadaşlar – Allenii Dağı

Bu öykü Biyolog Öyküleri -eski adıyla Biyolog! Biyolog!- serisinin 5. öyküsüdür. Devamlılığı sağlamak amacıyla diğer öyküleri okumanızı tavsiye ederim.

 

DÜNYA’YA DÖN ÇİÇEĞİM

Biyolog ve Reyhan, Jalto’nun bulunduÄŸu konumu Reyhan’ın halen daha çalışan ısı sensörleri ve Van Gölünün altındaki maÄŸaraların kameraları ile bulmuÅŸlardı. Ankesör de yanındaydı. O, orada Monduscoffee’de yaÅŸadıklarını düşünüyordu. Annesini, babasını, içinde ayrılmasından dolayı ukte kalan eski sevgilisi Munj’u… Biyolog eÄŸer onu kurtarırsa ondan ilk iÅŸ olarak kendisini gezegenine götürmeyi isteyecekti. Kafasına koymuÅŸtu.

Biraz daha bekledi orada… En sonunda karşısında dandik bir robotla gördü canını, kardeÅŸini. Önce bir düşündü acaba benden önce seyahatlere mi çıktı diye. Sonra bu düşünceden vazgeçti. Sarıldılar birbirlerine. Biyolog’a gitmek istediÄŸini yumuÅŸakça belirtti. Biyolog bütün bu olanlardan sonra hak verdi. Gitmesine izin verecekti. Hem de hemen.

Biyolog, Reyhan’a teÅŸekkür etti. Reyhan onunla gelmek istedi ama Biyolog, onun Aktüer ile olan durumunu bildiÄŸi için buna izin vermedi. Jalto ile beraber Munduscoffee’ye gitmek için Ankesör’e bindiler. Nihayet Biyolog’un Van Gölünün altındaki serüveni bitmiÅŸti. Artık yeni serüvenlere yelken açacaktı.

BUGÜN SERENGER’E YARIN BANA

Fezada süzülürken bir çaÄŸrı geldi Biyolog’a. ÇaÄŸrı’nın geldiÄŸi yer Serenger olarak gözüküyordu. Pembe suların ve gökyüzünün gezegeni, gri toprakların diyarı… Bu yardım çaÄŸrısı LükeÅŸte IX. Sammsorrs tarafından gönderilmiÅŸti. Ekranda evrendeki tüm gezegenler ve askeri düzeydeki tüm uzay araçlarına bir yardım çaÄŸrısı olduÄŸu belirtiliyordu. Çok güçlü bir maden olan Rapastium-2993’ün Lamatların eline geçtiÄŸi bildiriliyordu.

Biyolog, yalnız başına olduğu Ankesörü ile Serenger’in atmosferine ışınlandı, Serenger Lükeşteliğinin gösterdiği yere doğru Ankesörü indirdi. Karşısında lükeşte yardımcısı Mallrm Lkmmse vardı. Serengerlilerin üç tane cinsiyeti bulunmaktaydı. İki cinsiyet temelde olduğu gibi birbiriyle cinsel birliktelik kurabilen kadın ve erkekti. Üçüncü cinsiyette, Serengerlilerin otuz aylık oluncaya dek iyi beslenmeleri ile oluşan Pokat cinsiyetiydi. Pokatların beyni, Kadınların ve Erkeklerin beyinlerinden daha iyi gelişmiş olduğu için Serengerde siyasetin üst makamlarına hep onlar getirilirdi. Vücutlarına bakıldığı zaman akla cinsellik ile ilgili hiçbir şey gelmezdi. Mallrm da işte bu Pokat cinsiyetinden olan Serengerlilerden sadece biriydi.

SoÄŸuk bir sesle, “HoÅŸgeldiniz. Sanırım uzayın her yerine yolladığımız çaÄŸrıyı alanlardan birisiniz. Nasılsınız?”

“TeÅŸekkür ederim.”

“Zaman ajanısınız galiba?”

“Hayır… Ben deÄŸilim… Benim adım Biyolog. Pek bilinmez benim ismim buralarda.. Ben Ushikemeleughituslu biriyim. O kim ki birde ya, her elini kolunu sallayan uzay-zaman yolcusu oluyor.”

“DoÄŸru diyorsunuz. Sizin de modern problemleriniz var. Ä°sterseniz lükeÅŸte hazretlerinin yanına gidelim. Sizi bekliyor.”

İkisi birlikte lükeşte kontuna giriş yaptı. Yürümeye devam ettikçe sağındaki, solundaki ve üstündeki Serenger Sanatının doruğundaki eserlere hayran oluyordu. Soluna dönüp, merdivenleri çıktıktan sonra Lükeşte IX. Sammsorrs’un on kapılı odasındaydılar. IX. Sammsorrs’ta onların karşısındaydılar.

Lükeşte kontuna Biyolog’tan sonra içeriye sarı – kırmızı renklerinde, bıyıklı bir android ve tek kolu olmayan, yeşil renkli bir kıyafet giymiş Dünyalı bir kadın girdi. Biyolog, sarı renkli androidin bıyıklarına baktı. Onu bir gülme krizi tutmuştu. Lükeşte, hafiften bir öksürdükten sonra gülmeyi bırakıp onu dinlemeye başladı.

“Biyolog, Termo ve Mediha… Hepinize geldiÄŸiniz için şükranlarımı sunuyorum. Bizim çok büyük bir problemimiz var. Bizim burada Allenii Dağı diye bir yer var. Orası bizim gezegenimizin sonudur. Oraya kimsenin eriÅŸemeyeceÄŸini düşündüğümüz için deÄŸerli veya deÄŸersiz ne düşündüysek oraya atıyoruz. Ama bizim salaklar bu sabah oraya atılmayacak ÅŸeyi attılar. Kemmruçl saccevgy bombası infilak tuÅŸunu odamdan alıp oraya atmışlar. Bakın biz onu ÅŸu anki imkanlarımız neticesinde alamıyoruz. Bu yüzden yardımınıza ihtiyacım var. Oraya siz gideceksiniz.”

Termo, bütün o cüssesine karşın metalik çocuksu sesiyle muhabbete girdi. Biyolog kendisini gülmemek için zor tutuyordu. “Bu dünya düz deÄŸil ki nasıl bir sonu olabilir?”

“Serenger’in Kuzey Kutbu buzlu bir düzlüktür. Ancak Güney Kutbumuzda aniden 9000 metre yükselen daÄŸlar ve ardında 11000 metre derinlikte bir çukur var. EÄŸimi çok fazla. Bu yüzden dünyanın sonu diyoruz. Sizden bir ricam var, ne olur onu alın. Yoksa gezegenler arası çok büyük bir savaÅŸ çıkar. ArkadaÅŸlar çıkarken size tuÅŸun bulunduÄŸu konuma rahatça ulaÅŸabilmeniz için bir cihaz versin.”

Mediha, Biyolog’a ve Termo’ya doÄŸru dönüp “Sarı robot ve kaleci saçlı adam… LükeÅŸte’yi duydunuz… Kalkın. Oraya gidiyoruz.”

ALLENÄ°Ä° DAÄžI

Biyolog, Mediha ve Termo, Ankesörle güney kutbuna varmışlardı. Kapıyı açtıkları gibi bin bir çeşit yaratık kapılarının önündeydi. Biyolog, Mediha ve Termo ile acil eylem planı hazırlamaya koyuldu. Temelde düşündükleri plan Ankesör müzik çalacak, yaratıkları üstlerine çekecek, kendileri de infilak tuşunu almaya gideceklerdi. Onları takip eden yaratıkların hakkından Mediha ile Termo gelecekti.

Planı uygulamaya koydular. Ankesör, Ersen ve Dadaşlar’dan Kozan Dağı müziğini çalmaya başladı. Yaratıklar önce bir sağına soluna bakındı. Bu garip sesin nereden anlamaya çalışıyorlardı. Bu sırada Mediha, Biyolog ve Termo dışarıya çıktılar. Mediha, cihazdan bakmış olduğu -84.628448, 15.816634 konumuna doğru yol alacaklarını diğerlerine söyledi. Koşuşturma başladı. Sağından, solundan farklı çeşitlerde yaratıklar geliyordu. Termo sol koluyla hepsini indirebiliyordu. Mediha, kesik koluna entegre olan makineyle ona yardımcı oluyordu. Biyolog ise sadece koşuyordu… Sadece koşmak… Zaman yolculuğundan başka hiçbir şey bilmiyordu… Mücadeleye son gaz devam ettiler.

* * *

Tuşu bütün o harabelerin içinde bulmayı başardılar… Ankesör’e doğru giderken yine aynı zorlu mücadeleyi verdiler. En sonunda Ankesör’ün içindeydiler. Yoruldukları hallerinden belliydi. Ankesör’ü Lükeşteliğe götürdüler. Orada Biyolog tuşu teslim etti. Ankesör’e geri girdiğinde Mediha seslendi.

“Kaleci saçlı adam! Ben seninle uzayda yolculuk yapmak istiyorum. Sarı robot, sen de gel.”

“Bana uyar gelecekseniz. Sizi ben de çok sevdim bugün. Termo’yu daha çok… ”

Termo konuÅŸmaya baÅŸladı. “Tamam Mediha geleceÄŸim…” derken suratındaki bıyık yere düştü… Biyolog gülmekten kendini yine alamadı. Böyle güle oynaya yeni bir seyahate doÄŸru yine yol aldılar…

Atakan Güngör