Not: Öykünün ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
“Bir gün sıradan bir insan Semedri Devri ile ilgili bilgileri barındıran yazmalara ulaÅŸmak istedi. Bu yazmaları barındıran kütüphaneye sadece kâşiflerin giriÅŸ izni olması sebebiyle bir kâşiften yardım talebinde bulundu. Kâşif, doÄŸası gereÄŸi yeni bir bilgiye asla hayır diyecek durumda deÄŸildi. Bundan dolayı bu isteÄŸi hemen kabul etti. AnlaÅŸmaya göre kâşif kütüphaneye gidip kitabı alacak, önce kendisi okuduktan sonra, faydalanması için bu kiÅŸiye verecekti. Fakat kütüphane kuralları gereÄŸi kitapları yalnızca orada okuyabileceklerini, dışarıya çıkarmanın yasak olduÄŸunu öğrendiler. Böylelikle her gün sabahın ilk ışıklarıyla beraber, kâşif kütüphaneye bu yazıtları okumak için gider; diÄŸer adam da heyecanla onu kapının önünde bekler dururdu. Kâşif okuduklarının etkisiyle günbegün deÄŸiÅŸmeye baÅŸladı ve bir gün bu insan soyunun varlığını görmezden geldi. Öğrendiklerinden sonra inisiye bir kâşifle sıradan bir insanın herhangi bir ÅŸekilde iletiÅŸim haline geçmesinin kabul edilebilir bir ÅŸey olmadığından dem vurdu. Bu kiÅŸi, kendisi sayesinde bu bilgilere eriÅŸmiÅŸ kâşifin tavrına çok içerledi ve onu bilgileri kendisiyle paylaÅŸmadığı takdirde halka ifÅŸa etmekle tehdit etti. Bunun üzerine kâşif şöyle dedi: “Peki o zaman, sana sadece bir kere söyleyeceÄŸim bu sırları. Aklında tutabilirsen ne ala. Yoksa ne yazık… Bu okuduÄŸum kitapta Semedri insanlarının nasıl ortadan kaybolduÄŸu anlatılıyor ey insan. Bilinenin aksine Semedri Tufanı en büyük tufan olmamakla beraber, hemen hemen hiç bir tufan da tüm yeryüzünü kapsamamaktadır. Semedri de orta arda boyunca uzanan topraklarda yaÅŸayan insanlara verilen addır. Semedrililer mistik öğretiler ile bilince dair ilimleri birleÅŸtirmede öylesine mahirleÅŸmiÅŸti ki, sonunda her biri bir alim seviyesine ulaÅŸtı. Birbirlerinin zihinlerini kontrol edebilme ve zihin okuma gibi konularda uzmandılar. Bir gün aralarında yaÅŸanan bir anlaÅŸmazlık öylesine büyüdü ki, yeryüzünde tek bir Semedri insanı kalmayana dek birbirlerini yok ettiler. Bunu zihin kontrolü yoluyla gerçekleÅŸtirdiklerinden dolayı; bu tükeniÅŸ sonrasında olaya ÅŸahit olanlar, cesetlerde en ufak bir hasar dâhi bulamadılar. Fakat yüzlerindeki dehÅŸetten, yaÅŸadıkları acının izleri yadsınamaz bir ÅŸekilde okunabiliyordu. Böylelikle on altı ya da on dokuz milyar nüfuslu Semedri insanları o gün tarih sahnesinden silindi. Bu denli ihtilafa düşmelerine sebep olan ÅŸey ise içlerinden bazılarının zihin seyahatleri sonucu evrenin derinliklerinde uyuyan dehÅŸetli bir takım varlıklarla iletiÅŸim haline geçmeleriydi. Bazı Semedrililer bu durumu hoÅŸ karşılamamış ve tanrıların kötü olanlarıyla iliÅŸkiye girmenin üzerlerine lanet yaÄŸdıracağını iddia etmiÅŸlerdi. Kimilerine göreyse kötü tanrı olarak adlandırılan varlıklar vampirlerin ta kendisiydi ve vampirizmin yayılmasından baÅŸka bir hedef gözetmiyorlardı.
(İkinci Bölümün Sonu)
- Küllerinden Doğan - 1 Kasım 2021
- Et Hırsızları - 1 Ekim 2021
- İblis Kaşif - 1 Eylül 2021
- Solucanımsı - 1 Ağustos 2021
- Bin Ä°kinci Gece - 1 Temmuz 2021
Haluk selamlar;
Öncelikle kalemine sağlık bu güzel öykünden ötürü. Senden ikidir daha kısa öyküler okuyoruz. Sonunda kullandığın vampir teması bana metaforik geldi, ya da bana öyle geldi. Çünkü sen üslup olaraktan metaforları seven bir yazarsın.
Tekrar eline sağlık Haluk, güzel bir öyküydü. İyi bak kendşne görüşmek üzere…
Selam Haluk,
Bu bir bütün ve bu sebeple tek bir parçaya dair yorumum da rezervli olacak.
Ancak stiline nazaran bu parçada gözüme çarpan bir sadelik ve art ardalık hissediliyor diyebilirim ilk etapta. Şu oldu, bu oldu ve bu yüzden oldu…
Ebuzer’in bahsettiği metaforik kullanım belki sadeliğin bittiği noktadır. Ama sen neyi amaçladın, (bu senle aramızda ) onu bilmeden bir teşhis koymayacağım.
Diğer bölümlerde görüşmek dileğiyle, eline sağlık.
Merhaba @ebuka ,
Yorumun için çok teşekkür ederim.
Bu seri de önceden yazıp da bitirmediğim uzun bir metnin parçalarına ait.
Ondan dolayı temaya uygun olan düzenlemelere maruz kalıyor, yani metafor yoktu aslında.
Kısa olması da hem okura hem de yazara iyi gelebiliyor.
Seni de sonraki seçkilerde görmek dileğiyle, rıhtım öykülerin olmadan ıssız kaldı.
Sevgilerle.
Merhaba @MuratBarisSari ,
Rıhtım temaları için şimdilik bu seriden devam etmeyi düşünyorum. Bu sade bir metindi evet, metaforik öyküler yazdığım zamanlara da denk düşüyor ayrıca. Dram, metafor, sade vs farklı türlerde yazdığım anlamı da taşıyor aslında bu durum sanki.
Okuyup yorumladığın için çok teşekkür ederim.
Sevgilerle
Merhaba Haluk,
Eline sağlık. Böyle dünyalar yaratmak ve bunların tutarlılığını sağlamak hiç kolay değil.
Sen ve @MuratBarisSari bunu başarabiliyorsunuz. Parçalı eklemek dediğin gibi türler arasında geçiş yapman için iyi bir zemin olabilir.
Sevgiler
Müge