Sen belki de hatırlamayacaksın bugünleri. Daha altı yaşındasın. Küçücük bir fidan dikti ağabeylerin ablaların Avrupa’yla Asya’nın tam ortasındaki parka. Bir bahar günüydü. O fidana gözleri gibi baktılar günlerce. Sonra Kötülükler Kralı çıkageldi. Fidanı toprağından ayırmak istedi. Çünkü sadece kendi halkının yaşamasını istiyordu. Fidan topraktan ayrıldı mı yaşayamaz, ölür biliyor musun? Ama Fidan Koruyucuları buna izin vermedi. Çünkü onlar kardeşçe yaşamak istiyordu. Kötülükler Kralı buna çok sinirlendi. Fidan Koruyucuları’nın gözlerini yakmaya çalıştı. Tam o sırada fidanın üstünde bir ışık belirdi. Diktikleri fidanın görünmez güçleri olduğunu o zaman anladılar çünkü havadaki beyaz bulutlara rağmen fidan biraz daha büyüdü ve çiçekleri başka başka şehirlerde açmaya başladı. Bazı Fidan Koruyucuları’nın gözleri yandığı için, elleriyle halka oluşturup korudular çiçeklerini.
Sen belki de hatırlamayacaksın bugünleri. Analar ağladı, babalar uyumadı günlerce. Kızlar oğlanlar el ele çiçeklerini suladılar nöbetleşe. Her gün yeni bir fidan dikip, Kötülükler Kralı’nın gitmesi için dua ettiler hep birlikte. Bu arada kötü amcalar gazetecilerin ağzını bantlayıp, ellerini bağladılar. Çünkü Fidan Korucuları’nın çığlıklarını bir tek onlar duyurabilirdi. Ama doktorlar, avukatlar, sanatçılar yetişti imdatlarına. Çünkü Fidan Koruyucuları daha küçüktü ve onların da ablalara, ağabeylere ihtiyaçları vardı.
Sen belki de hatırlamayacaksın bugünleri. Ablaların ağabeylerin bir fidan dikti Gezi Parkı’na. O fidan başka şehirlerde çiçek açtı. Bir ablan su savaşı yapan kötülerin silahı Toma’nın önünde açtı kollarını. Bir ağabeyin biberden yapılan bir silahla arkadan vuruldu. Bazılarını ise kötü amcalar alıp götürdü. Ama onlar yine de fidanlarının başından hiç ayrılmadı. Kütüphaneler yaptılar oraya. Senin gibi çocuklar için boyama kitapları getirdiler. Bazı teyzeler amcalar, Fidan Koruyucuları’na ilaç, battaniye ve yemek taşıdı her gün. Balerinler geldi sonra. Müzik yapan ağabeyler de oradaydı. Müzik yapamayanlar da senin gibi tencere ve tavayla eşlik ettiler. Ve işe yaradı. Çünkü fidanı korumanın başka yolları da vardı. Fidan biraz daha büyüdü ve kocaman oldu. Çiçekleri ülkenin dışına kadar taştı. Fidan büyüdükçe Kötülükler Kralı onun gölgesinde kaldı. Açan çiçeklerle ülkemiz rengârenk oldu. Herkes hep bir ağızdan şarkılar türküler söyledi.
Sen belki de hatırlamayacaksın bugünleri. Ablaların ağabeylerin bir fidan dikti Gezi Parkı’na. O fidan başka şehirlerde çiçek açtı. Ben sana bu masalı anlatabileyim ve sen de bu masalı ileride kendi kızına anlatabil diye.
Kızıma Haziran’ nın başından beri her gece anlattığım masal 🙂
Doğrusu benim çok hoşuma gitti. Olayların çok iyi bir özeti olmuş, ayrıca insanın ruuhunu okşuyor. Ellerinize sağlık…