Öykü

İçelim Cüceler, İçelim

İçelim ey cüceler, içelim

Vaktimiz var nasıl olsa

Doğacak yeni acılar için içelim”

Edip Cansever / Cüceler

İÇELİM CÜCELER, İÇELİM
Üstümden atlama cüce kalacağım. Daha kaç kez söylemem gerekecek bunu sana. Bu odadan başka gidecek bir yerimiz yok. Küflü sandıkların kaderi bile olamamış, fındık kabuğunu andıran bu odadan çıkacak halimiz de yok. Sabahı akşama katıp yaşamak zorundayız. Sabahı istesek de pervasızca, geceler geçmiyor ki, ağır ağır kalıyor. Bu kalan gecelerin ardından uykuya duyduğumuz hasret büyüyor. Hasletimiz böyle. Bu odanın dışında hayat başka işliyor. Ben burada ellerini sayıyorum, kaçtan başladığımı unutup tekrar başlıyorum. Ellerindeki çizgiler doğru yolu göstermiyor, hiçbir yol doğruyu göstermiyor. Sana üstümden atlama diyorum, senden azaldığım yetmezmiş gibi cüce kalıp kendimden azalacağımdan korkuyorum. Ben korkumu kendim korkuyorum. Cücelerse şarkı söylüyorlar mutfakta, dillerini çatallarıyla yırtarak, kandan ve sinirden ürpertilmiş şarkılar.1

Mutfakta cüceler var, sana sokakta bulduğun her şeyi eve getirme diyorum. Yeryüzünün asıl sahipleri onlarmış gibi davranıyorum. Korkuyorum, onlar gibi olmaktan korkuyorum, o yüzden buradasın, o yüzden sana sığınıyorum. Yavaşça odanın kapısını açıyorum, o kandan ve sinirden ürpertilmiş şarkılar gelmeye başlıyor önceleyin, her adımımda kulağıma daha da yaklaştıklarını hissediyorum. Şarkılardan nefret ediyorum bundan böyle, şimdi karar verdim. İnsanlığımı unutturacak her sesten uzak kalmak istiyorum. Geri dönüyorum bir anlık hışımla, kapıyı kapatıp, sırtımla kuvvet uyguluyorum kapıya. Gözlerini dikmiş bana bakıyorsun, dünya üzerinde bir tek bana sahipmişsin gibi, dünya üzerinde bir tek sana aitmişim gibi. Üç adımımızı sığdıramadığımız şu odaya hayatlarımızı sığdırmaya çalışıyoruz, oysa şu gerçek ya seninle şu koca dünyaya sığamadık, bir odaya sığmak ne ki? Bana hayatta kalmaktan bahsediyorsun, ben seninle hayatta kalamam deyip çekip gitmek istiyorum. Cüceler olmasa. Sen olmasan. Keşke.

Kapıyı açacağım şimdi, ardıma dahi bakmadan gideceğim. Kapıyı açardım şimdi, ardıma dahi bakmadan giderdim. Gitmedim. Oturdum bu küflü sandıkların bile kaderi olamamış, fındık kabuğunu andıran odanın içinde. Üstümden atlama diyorum, cüce kalacağım. Anlamıyorsun ki beni, bir kez olsun dinlemiyorsun. Anlamıyor, dinlemiyor. O anlayabilecek, ben anlatabilecek olsaydım benim gibi adamların cenneti olurdu bu dünya.2 Odanın her karışını adımlarıma tattırıyorum, zihnime karışıyor yerden kalkan tozlar. Zihnimin pencereleri olsa da havalandırsam diyorum. Bu odadan değil senden kaçış yok biliyorum. Mutfaktaki cücelerin seslerini çok yakında duyuyorum. Üstümden atlama diyorum, atlıyorsun. Bir şarkı söylemeye başlıyorum, kandan ve sinirden ürpertilmiş bir şarkı. Çoğalıyor şarkılar, ürpertilmiş şarkılar. Kendi sesimden başka ses duymuyorum, sana üstümden atlama diyordum, şimdi sana mutfaktan sesleniyorum:

 

İçelim ey cüceler, içelim

Vaktimiz var nasıl olsa

Doğacak yeni acılar için içelim


1 Edip Cansever – Cüceler

2 Ayfer Tunç – Suzan Defter

İçelim Cüceler, İçelim” için 2 Yorum Var

  1. Etkileyici, yoğun bir yazı olmuş. Geçen görüştüğümüzde dediğim gibi, bence öykü-şiir arası bir yazı bu. Ama bu durum bir dezavantaj değil; tam aksine avantaj. Daha doğrusu, sen avantaja döndürüyorsun.

    Yazını anlaşılması zor imgelere boğmuyorsun; böylece empati kurabiliyorum, kendimi anlatıcının yerine koyabiliyorum. Bu çok önemli bence. Bazı yazılar var ki, imge karmaşasından yazıya dahil olamıyorsun. Yabancı kalıyorsun, istenmeyen misafir gibi oluyorsun. Oysa senin yazın, bu anlattıklarımın tam tersini yapıyor. Anlatıcı, okuru Tanrı misafiriymişcesine yazısına çağırıyor.

    Yeni yazılarını dört gözle bekliyorum. İyi akşamlar.

  2. Eline sağlık Samet, keyifli ve şiir tadında bir hikayeydi. Çok beğendim ama yazacak, yorumlayacak bir şey bulamıyorum işin kötüsü. O yüzden, kestirmeden şöyle deyip bitireyim en iyisi: Kalemine sağlık…

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *