Bir önceki hayatında fantastik kafalı evsiz bir adamdı, rüyalarında nefes alabilenlerin gezegeni Zazazlok’ta isteyerek doğduğundan beri uzun zaman geçmişti. Adı Ntraki’ydi. Çok ince uzun bir canlıydı, insan kılıklı, biraz da yaratık gibi. Çok pütürüklü yağ yeşili bir cildi vardı. İstediği yere götürebileceği bir de evi. Yine bu gün yer değiştirmek istemişti ve uzun uzun gitti yollarda, seveceği bir yer bulabilmek için.
Sonunda çok parlak, ışıklı bir yere yerleşti. Dinlenmek için uykuya daldı, sonra da rüyaya.
Derin, çok derin bir nefes aldığı anda rüyası değişti. Bembeyaz bir yerde buldu kendini. Uçsuz bucaksız bir beyazlık, başka hiçbir şey yoktu. Kendi etrafında döndü, değişiklik olmadı. Yürümek istedi ama çok yavaş yürüyebiliyordu.
Yürüdü… yürüdü… bir anda durunca, karşısında dev gibi bir kardan adam belirdi, inanılmaz bir şekilde orada öylece duruyordu. Her kardan adamınki gibi havuçtan bir burnu, kocaman gülümseyen bir ağzı vardı, çok sihirliymiş gibi görünen bir de şapkası. Zazazlok gezegenin de hiçbir zaman kar yağmamıştı, hiçbir zaman kardan adam da olmamıştı.
Ntraki hayatında hiç görmediği kardan adama öylece bakarken, aniden havuçtan burnu düştü, uçan müzikal robotik bir yaratık hızla gelip burun deliğinden içeri girdi. Yaklaşıp delikten baktı, biraz sonra ışıldayarak çıktı dışarı robotik yaratık, iç titreten müziğiyle kulağının dibinden geçip hızla uzaklaştı.
Yaratığın arkasından bakarken Ntraki, o tekrar gelip yine girdi kardan adamın içine. Bekledi yine görebilmek için onu ve istediği oldu, biraz sonra burun deliğinde ışığı parladı yaratığın, çıkmadan önce bir an durunca, işte o zaman gördü nasıl bir şey olduğunu; kocaman yemyeşil bir gözü, sapsarı pütürüklü bir kafası vardı, vücudunun geri kalanı bakır rengi metaldendi, pervaneler, düğmeler, ledler, robotik her şeyle kaplıydı. Azıcık durmuştu uçup gitti hemen. Yine geldiğinde onu yakalamaya karar verdi Ntraki, çıkardığı müzikal sesleri duymak çok keyif vericiydi.
Hiç beklenmedik bir anda geldi robotik yaratık, hızla daldı yine kardan adamın içine. Bekledi Ntraki… bekledi… ışıldamaya başladığında burun deliği göremeden çıktığını yaratığın, uyandı aniden.
Aynı rüyayı yeniden görmeliydi hemen uyuyup, çok istedi bunu çok ama uykusu yoktu. Beklemek zorunda kaldı uykusu gelene kadar.
Bir gün evinin yerini yine değiştirdi. Hoşuna gitmişti bu yeni yer, daha da ışıklıydı. Yorgundu uyudu, uzun zamandır görmek istediği rüyayı yeniden görebilmek umuduyla. Sürekli istediğini düşünerek dalmıştı rüyaya ve bu sefer o kadar çok istemişti ki, kardan adam yine karşısında duruyordu. Havuçtan burnu yerindeydi, hemen uzanıp çekip çıkarttı. Açılan delikten keyifli müziği duyuldu robotik yaratığın, ışıldayarak çıktı içinden burun deliğinin. Tam o sırada Ntraki heyecandan ağzını kocaman açınca, yaratık ışıldayarak hızla içine daldı, ne olduğunu anlayamadan aniden uyandı.
Kıpırdayamıyordu, evinin tam ortasında bir kardan adam olarak duruyordu. Çıkacak bir delik bulamayan robotik yaratık içinde kalmıştı. Hiçbir yeri çürümeyen dev gibi bir kardan adam, içinden harika müzikal sesler gelen, erimeden orada öylece duruyordu.
Bir zaman sonra oradan geçen Laliy adında birinin, pencereden görünen kardan adama gözü takıldı, yaklaşıp baktı yuvarlak pencereden.
“İnanılmaz!” Diye haykırdı kendi kendine. Daha önce böyle bir şey hiç görmemişti. Gülümsemesini sevmişti kardan adamın, onu düşüne düşüne evine gitti.
Günlerden birinde yine Ntraki’nin evinin önünden geçti, hatırladığında kardan adamı, pencereye yaklaştı ve baktı ki hala aynı yerde duruyordu. Müzikal sesler gelmeye başladı kulağına içerden, çok hoşuna gitti. Oturup pencerenin altına dinledi… dinledi… bir süre sonra ayağa kalktı gitmek için, bir kere daha bakıp pencereden içeri sonra yürüdü kendi evine doğru, çok uzun zamandır orada olduğunun farkında bile değildi.
Çok yorgundu, evine gittiğinde hemen uyumak istedi, kulağında robotik yaratığın müzikal sesi rüyaya daldı.
Bembeyazdı her yer, bir anda biraz ilerde kardan adam beliriverdi. Hızla ona doğru gitti. Koşmaya başladı ama bir türlü yakınlaşamıyordu kardan adama. Olmuyordu… olmuyordu bir türlü. Koştu… koştu… tam elini uzatıp dokunmak için çok yaklaştığını sandığı anda uyanıverdi.
Hemen gitmek istedi yine o yuvarlak pencereli eve ama o kadar yorgundu ki. Uzunca bir süre uyumak zorunda kaldı. İyice dinlendiğinde heyecanla uyandı, kardan adamı yeniden görmek, müzikal sesleri dinlemekten başka bir şey yoktu kafasında. Hemen yola çıktı.
Kimse yaşamıyor evde belli ki, içeri girmenin bir yolunu bulup ona dokunmalıyım diye düşünüyordu giderken.
Yine oradaydı, yuvarlak pencereye yapıştırdı kafasını, her şey aynıydı, olduğu gibi duruyordu kardan adam, değişmemişti hiçbir şey. Geri çekildi biraz kendi yansımasını gördü pencerede, istekle parlayan üç gözünü ve turuncu saçlarını. Kendisini seyretmeyi severdi, daldı bir an. Sonra kendi görüntüsüne karışınca kardan adamın ki yine aynı istekle heyecanlandı. Kulağına o sesler gelmeye başladı, ne harika diye düşündü, sonsuza kadar dinleyebilirim, içeri girmeliyim.
O kadar da zor değilmiş, doğru şekilde dokununca açılan kapıdan daldı içeri. Bembeyaz parlayan kardan adamın karşısında duruyordu, duyduğu müzikal seslerden kendinden geçerken, uzatıp ellerini dokundu hemen. Buz gibi, parlak erimeyen dev gibi kardan adam soğuktu, çok soğuk ve içinden gelen sesler hipnotize ediciydi. Titredi. Öyle uzun zaman durdu ki karşısında, bir süre sonra ayakta duramamaktan yığıldı yumuşacık yere. Uykuya dalıverdi kardan adamın dibinde kıvrıldığı yerde.
Derin bir nefes aldığında başladı rüyası. Bembeyaz bir boşluktaydı yine. Boşlukta süzülmek bambaşka bir şey diye düşündüğünü farkedince, aldığı nefesi içine çekti. Sanki her yer onun gibiydi, bütün sonsuzluğu kucaklayabilirdi. Uçmaya başladı yumuşakça, uçtu… uçtu… yavaşça süzülerek ortasında küçük bir delik olan garip yumuşak bir yere kondu. Ve delikten ummadığı bir anda kayıverdi. Düştü… düştü… düştü… ufacık bir ışık göründü bu düşüşün sonunda ve hipnotize edici müzikal sesler. Her an kardan adamı görebileceği geldi aklına, tam o anda belirince karşısında burunsuz haliyle, şaşırdı… anlam veremedi, bakarken iyice suratının ortasındaki deliğe, içinden çıkan robotik yaratık kulağının dibinden hızla geçti. Artık karşısında çok ince uzun bir canlı duruyordu. İnsan kılıklı, biraz da yaratıkımsı. Çok pütürüklü yağ yeşili bir cildi vardı tıpkı onunki gibi. Ve konuşup “Ntraki ben,” dediği anda uyandı Laliy.
Bütün canlılığıyla hatırladığı rüyasını düşünürken kardan adama bakıyordu. Artık her şeyi biliyorum dedi kendi kendine. Biraz sonra o öyle dalmış bakarken ona, içinden yine o harika müzikal sesler gelmeye başladı kardan adamın. O kadar etkileyiciydi ki sesler, kendinden geçeceğini biliyordu çok dinlerse. Ne yapacağını bulmak için dışarı çıkmalıydı.
Yuvarlak pencerenin altına oturdu ve havaya bakarak düşünmeye başladı. Rüyayı yeniden hatırlamaya apaçık. O delikten çıkan şey kulağının dibinden geçerken aynı müzikal sesleri duyduğunu hatırladı. Kesinlikle o delikteydi çözüm, o kadar da düşünmeye gerek yoktu ki, çok basitti. Hızla ayağa fırlayıp kapıdan içeri dalmak isterken, kalakaldı. Bir an doğru şekilde dokunmayı başaramamıştı, kapı açılmadı. Etrafına baktı kendisini gören var mı diye, ıssızdı ortalık. Yine denedi, çok fazla zorlayınca olmaz diye ikna etti kendini. Sonra durup bir an kendiliğinden açılmasını bekledi kapının ama açılmadı tabi ki. Durdu… durdu ve öyle bir an dokundu ki, başardı. Daldı içeri heyecanla.
Kardan adama gözleri parlayarak yaklaşıp, havuçtan burnunu çekip aldı. Delikten bir ışık parlıyordu. Daha derinden duyduğu müzikal sesler yükseldi… yükseldi… aniden hızla burnun içinden çıkan robotik yaratık geçip kulağının dibinden, tepesinde dönmeye başladı. Laliy ondan gözlerini alamazken etrafında kar yağıyodu artık, ne olduğunu anlamadığı kar. Soğuktu. Parlak parlak uçuşuyordu havada. Kardan adam kaybolmuştu. Derin bir nefes aldı, Birkaç kar tanesi burnunun içine kaçtı. Çok güzel görünüyordu hoşuna gitmişti.
“Ntraki ben,” dedi bir ses karların içinden.