Akif, en korktuğu şey ne diye sorulunca, hep kurt adam diye cevap verirdi. Bilmezdi ki kurt adam nedir, neyin nesidir. İşte o ve onun gibi çocuklarının akılları görmedikleri şeylerden bile korkmak üzerine programlıdır. Belki etkilendiği önemli bir haberdi. Belki de sadece adından bile korkuyordu. Kurt adam denmesi bile onun hemen yatağına saklanmasına neden oluyordu. Arkadaşlarına bile bu durum gitmişti. Onlar da Akif’in bu korkusunu suiistimal edip, onu durmadan korkutuyorlardı. Sadece kurt bile denmesi yeterdi ya onun için neyse.
Küçük bir çocuk olmak demek korkular demektir. O zaman korku nedir öğrenilir ve tam anlamıyla korkular o zaman yaşanır. İşte Akif de tam çocukluk çağında yakalandı bu korkuya. Bazı korkular vardır, bu korkuları insan atamaz üzerinden. Sadece korkular bile onun ufkunu zenginleştirir. Ondan dolayı pek çok öğreneceği şeyden vazgeçer çocuk. Yazın, bir yağmurlu günde bile yağan yağmur ve esen rüzgâr hatırlatır Kurt adamı Akif’e. Çocuk olmak böyledir. Büyük olmanın korkuları da vardır ancak başka başka korkulardır bunlar. İşte Akif’in zihninde derin bir yara bırakan haberdeki kurt adam, onun en büyük korkusu oluverip çıkmıştır.
Geceleri rüyalar görür Akif. Saklanmaya çalıştığı bir sığınağı yoktur. Çoğu kez kurt adamla birebir yüzleşir. Sadece o ve kurt adamdır. Hep anlatır gördüğü rüyayı. Tam unutmaya başlayınca korkusunu, rüyaları gelir aklına. Sonra düşünüp durumu saçma olduğunu anlamak onun harcı değildir işte. Yalnız sahip olduğu şeyler hayallerdir. Çocuk aklı için kurt adam bile bambaşkadır.
Akif büyüdükçe korkuları da büyüdü. Kimi zaman hala kurt adamdan korktuğunu zannediyor. Ama işte yapacağı pek bir şey de yok. Hala geceleri onu görüyor. Eskiden korkunç, kocaman, kurt ve köpek gibi bir yaratığı tarif ederken; artık Böyle güzel ve komik betimlemeler yapamıyor. Bir gün baya güzel bir rüyada; kurt adamın biçim değiştirişine şahit oldu. Sadece kurt adam olmaktan çıkmış aynı zamanda bir hayat çilesi de olmuştu. Sarılacak hiçbir şey kalmazdı o an ya, işte Akif’te çaresizdi. O günün o saatinden bile kaçıyordu. Korkuları büyüdü. Sahip olduğu hayatı ve ailesi ona çok şey öğretti. Korktuğu tek şey rüyalara sığıyordu elbette. O da korkularını rüyalara akıttı. Artık sorumluluk sahibiydi. Yaşam kaygıları vardı. Kendini düşünmesi yetmiyordu. Karısı ve iki çocuğu için yaşıyordu. Tek korkusu olan Kurt adam büyüdükçe büyüdü. Korkuları o biçim değiştirdiği gibi rüyadan çıkıp günlük hayatına da yansıdı. Büyüdükçe korkularını da büyüttü. Aslında Akif’te değişen bir şey yoktu. Gelişiyordu. Öyle bir gün gelmişti ki kurt adamdan korkmuyordu artık. O gün fark etti ki büyümüştü. Sadece büyümüştü. Bunu fark etmeden yapmıştı
hem de. Büyüdükçe korkularının artmasının sebebi buydu. Kurt adamın gösterişli korkusundan sıyrılalı uzun zaman olmuştu ona göre. Fark ettiği büyüdüğü idi. Ancak o günkü rüyasında biçim değiştiren kurt adam artık bir nevi kaygıydı. Tek düzede değil, bildiğin bir kaygıydı her şeyden önce. Yaşam kaygısı idi. O yüzden insanların büyüyen hayatlarıydı. Kimse yaşadığı olayları unutmazdı. İyi ya da kötü unutmazlardı. Onlar sadece unutmanın eşiğinde durup beklerlerdi. Ansızın gelen bir kaygı bir anda tetiklerdi süreci. Korkular ve kurt adam gizlenirdi.( Ben hala korksam da…) Gizlenmek zorunda kalınırdı. Yakışmazdı ya kurt adam korkusu insana, insandan öte bir yetişkine.
Akif de büyüdü, dedik ya, o da diğerlerine uydu. Kurt adamdan korkmak güzeldi. Hem de çok güzeldi. Sadece ondan korkmak bile yeterdi insanın saflığına. İnsan büyüdü ve korkularını çevirdi türlü türlü şeylere. Hem kendini zorladı değişime hem de bu değişimle kaybetti çocukluğunu. Bunu iyi bir şey zannetti ama fark etmedi çocuksu saflığını da kaybettiğini. İşte o an bir şeyler değişti Akif’te. O diğerleri gibi kötü olsaydı korkularını kötü kötü şeylerle takas edecekti. Ama o iyi bir aile kurdu, iyi bir hayat yaşadı, iyi çocuklar yetiştirdi. Bugün tek korkusu ölüm. O da hiçbir zaman tadına doyulamayan hayattan ötürü. O yüzden çok mutlu ve huzurlu. Yaşının hiçbir önemi yok. Korkularını değiştiren milyarlarca yetişkinden biri o. O bugün sahip olduğu kurt adam korkusuna bile gülüyor. Saçma olarak düşünse de hala, bazen korkuyor, biliyor musunuz? İşte Akif gibi bir büyümek gerek insana. Korkular ve korkularımız, aynı zamanda çocuksu saflığımız. Korkularımız gider kaygılarımız gelir. Önemli olan içimizdeki yaşam ateşi sönmesin, çocukluğumuz ölmesin. Kurt adam çok hoş bir korkudur. Öneririm bu arada. Ben hala korkuyorum. Kendisiyle tanışma fırsatı bulamadım ama olsun, korkusu yeter.
Özellikle fazladan kelimeler ve düşük cümleler okurken insanı yoruyor. Zihninizde güzel düşüncelerin kol gezdiği açık ancak bunları randımanlı bir şekilde bütünleştirip sunmak konusunda sıkıntı yaşadığınızı düşünüyorum. Yazılarınızı yazdıktan sonra dönüp okumanızı tavsiye ederim. O zaman bile birçok hatayı fark edip düzeltebilirsiniz. Elinize sağlık.
Evet çok haklısın biliyorum daha çok ozenmem gerekiyor.ama zamanım kisitliydi…
Ayrıca Akif sadece sen ya da ben. Baskasi olmaya çalışmayan içimizden biri…
Merhaba Furkan,
Bu Akif, hani bir önceki hikayendeki Veteriner Akif mi? Eğer öyleyse kurtadam’dan korkmasına gerek yok. Bir kurtadamın en çok korktuğu şeyin kalın bir iğne olduğunu duymuştum 🙂 Şaka bir yana, metaforlarla doluydu. Bununla beraber, yapısal olarak şu cümle biraz daha güçlendirilmeyi hak ediyor bana göre:
“İşte Akif’in zihninde derin bir yara bırakan haberdeki kurt adam, onun en büyük korkusu oluverip çıkmıştır.”
Bu cümle Akif’in neden Kurtadam’dan bu kadar korktuğunu, sonra hayal kurmak ve korkmak arasındaki çizginin gittikçe bulanıklaştığını, belki sonunda korkmaktdan hoşlanıp çocukluğunun korkusuna sığınarak büyüdüğünde dahi hala çocuk kalmak için bu korkuya sığındığının temelini daha detaylı verebilirdi. Mantıksal düzlemin önceki yazılarına benzemiyor. Bu sefer belki de öncekilerin tam tersini yazmışsın. Umut dolu, heyecanlı, pozitif mesajlı. Bunu sevdim. Ancak senin, hayatın acı taraflarını da çok masum ve anlatılması gereken değerli noktalar olarak gördüğünü biliyorum. Yine de bu hikayenin kendi içinde taşıdığı karanlık ve aydınlık tarafları sevdim.
Sevgiler
Dipsiz
Teşekkürler,mantığı ve kurguyu daha iyi bir ahenk ile sunmayı çok isterim ama kısıtlı zamanda yazabildim. Daha iyisi için de şimdiden söz vermiş olayım…