Öykü

Kutsal Bir Gece

Gagasını havaya dikti. Derin bir nefes aldı soğuk geceden. Kara gözleri ışıldadı leş kargasının. Yalancı karga onu merakla izliyordu. İzlendiğini bilen leş kargası arkadaşına bakmadan şöyle dedi:

“Bu gece kutsal bir gece, farkında mısın?”

Yalancı karga yine ne saçmalıyorsun dercesine yüzünü ekşitti:

“Kutsal bir gece mi? Bu gecenin şu ana kadar gördüğüm binlerce geceden hiçbir farkı yok. Aynı ay, aynı yıldızlar, aynı…”

Leş kargası abartılı bir kahkaha atarak arkadaşının konuşmasını yarıda kesti:

“Havayı içine çek dostum. Hava, Tanrı’nın gazabı kokuyor. Kokuyu almıyor musun? Gerçi unutmuşum; senin burnun iyi koku almaz, ne de olsa burnun yerine çeneni kullanıyorsun.”

Yalancı karga savunmaya geçti:

“Leş yemektense yalan söylemeye razıyım.”

“Ondan kemiklerin sayılıyor, değil mi? Hem yalanlar uydurarak karnını doyurmak senin neyine! Ne kadar gayret edersen et, asla o tilki kadar akıllı ve kurnaz olamazsın; onun genlerinde var hinlik. Sen ise çirkin sesli, pek de zeki olmayan bir hayvansın. Artık unut o günü: Tilkinin seni bir güzel kazıklayıp rezil ettiği o günü sil kafandan.”

Yalancı karga sinirden köpürdü. Arkadaşına saldırdı; ancak leş kargasının sivri gagasına karşı hiç şansı yoktu.

“Güldürme beni gece gece. Zavallı kargacık, sen kimsin ki bana saldırıyorsun?”

Bunu söyledikten sonra ani bir saldırıyla yalancı kargayı uzaklaştırdı. Yalancı karganın kaçışını gören leş kargası kahkahalar attı. Kahkahası sessiz ormanın dört bir köşesinde çınladı.

“Böyle bir gecede beni güldürme lütfen. Biraz sonra o kadar çok insan ağlayacak ki benim gülmem yakışık almaz.”

“Ne saçmalıyorsun sen?” diye sordu yalancı karga uzaktaki bir ağaçtan.

“Leş diyorum, biraz sonra büyük bir ziyafet başlayacak diyorum. İstersen geç kalmadan yalancılığı bırak ve sen de benim gibi leşle karnını doyur diyorum.”

Yalancı karga somurtarak:

“Asla. Bu hayatta prensiplerim var benim. Tilkinin beni kandırdığı ve ağzımdan peynirimi aldığı gün kendime bir söz verdim. Ben de o tilki gibi yalanlar atarak karnımı doyuracağım ve gün gelecek ben de onu…”

Cümlesini tamamlayamadan yerin derinliklerinden bir gürültü koptu. Yer beşik gibi sallanmaya başladı. Gecenin sessizliği toprak ananın inlemeleriyle bozuldu.Yeryüzü doğuran bir ana misali çığlıklar atıyordu.

“Kim saçmalıyormuş. Bak kutsal gece başladı bile,” dedi leş kargası. Kanatlarını hızla çırparak şehre uçtu.

Ruhşen Doğan Nar

1988, İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Mütercim-Tercümanlık okudu. İngilizce öğretmenliği yapmakta. 2016 Şerzan Kurt Öykü Ödüllerinde Türkçe Öykü dalında ödüle layık görüldü. Bilimkurgu öykülerinden oluşan ilk kitabı "İçimdeki Robot", Yitik Ülke Yayınları'ndan 2019 yılında çıktı. İthaki Yayınları’nın “Yeryüzü Müzesi” ve Yitik Ülke Yayınları’nın “Mutsuz Aşk Vardır” derlemelerinde öyküleriyle yer aldı. «Uyan!» adlı bilimkurgu fankiti, Fanzin Apartmanı tarafından basıldı. Çeşitli dergi ve fanzinlerde öyküleri yayımlandı.

Kutsal Bir Gece” için 8 Yorum Var

  1. Beklediğimden de kısa ama bir hayli yerindeydi öykünün uzunluğu.

    Özellikle, giriş kısmındaki “kutsallığı tadan karga” motifine bayıldım. Kara filmlerdeki balkon ve sigara sahnelerini anımsattı bana.

    Aynı türden iki ayrı varlığa kültürde yüklenen iki ayrı anlamı bu şekilde dağıtman çok hoş olmuş.

    İnsan olmadıkları için “ağdalı cümleler” kullanmamaları mantıklı. Yine de, o tarzdaki ifadeleri tercih ederdim.

    Bu güzel öykü için teşekkür ederim 🙂

  2. Cümleler kısa, anlatımın akılda kalıcı. Bunlar işin asıl zor kısmı, herkes beceremez. Yolun açık.

    Gözüme çarpan iki nokta var.
    Birincisi, kelime tekrarları.
    İkincisi, tecrübe ya da cesaret eksikliği. Kötü manada anlama, daha iyisini yapabilirsin.
    Örnek,
    “Bu gece kutsal bir gece, farkında mısın?”
    “Binlercesini gördüm, hiçbir farkı yok. Aynı ay, aynı yıldız…”

    Durumu fazla açıklama, kelimelerin yeterince kuvvetli. Fazlalıkları at ki güzelliklerin ön plana çıksın.

    1. Çok teşekkürler. Eleştiriniz benim için çok anlamlı. Size hak veriyorum, fazlalıklardan kurtulmam lazım. Diğer öykülerimi de okumanızı isterim. Mutlu olurum.

  3. Bunu sadece burada gördüm bak 🙂

    Karga diyince ilk aklıma Poe geldi ama öyküde mizahı buldum yine. Yine sizden ve yine kısa ve yine doyurucuydu. Yalancı karga üzerinden La Fontaine’e ve Tilki ile Karga hikayesine anıştırma yapmanız çok iyiydi. Öyküdeki kişileştirme had safhaya alınmış. Kargalara da insanlar gibi farklı özellikler yüklenmiş. Klasik fabllar gibi belli bir hayvan belli bir özelliği temsil etmiyor. Bildiğiniz hayvanlara bireysellik vermişsiniz.

    Son olarak hikayenin başında havayı koklayarak Kutsal Bir Gece demesi leş kargasına bir ulviyet vermiş. Yine güzel bir öyküydü, kaleminize sağlık 🙂

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *