Et lazım, kemik lazım, kan lazım. İnsan lazım bize, tazecik bir beden lazım.
Perili ev diyorlar bize. Halbuki peri yok bizde. Biz varız bu güzelim yerde. Ben ve ev; ev ve ben. Biz biriz artık. Ben evim, ev de ben. Kimsecikler yoksa etrafta uyuruz biz, birileri yaklaşırsa hemencecik uyanırız. Uzun zamandır uykudaydık, artık uyandık.
Yılları saymaz olduk artık. Kimsecikler girmiyor bu köhne eve. Köhnelik bizim suçumuz mu, gelip tamir etmiyorlar diye. Çok mu çirkiniz böyle? Kapılarımız eskidir, gıcırtılıdır ama ne güzeldir bir bilseniz. Kırık döküktür, tokmağı yoktur. Açmak için ellediniz mi kıymık batar etinize, kanınız akar. Kan lazım bize, kanınız lazım. Ne güzeldir kan kokusu. Hatta tadı daha lezizdir. Özledik kanınızı. Suç mu? Niye gelmiyor kimse?
Pencerelerimiz rüzgârla beraber titreşir. Camları çatlaktır ama ne güzeldir o pencereler bir bilseniz. Camları irinle, kurumuş kanla kaplıdır. Ne de lezzetliydi onlar! Artık yoklar. Bizdeler artık, bizim parçamız oldular.
Kapıya gerek yok, camı kırıp girseniz de olur. Belki etiniz kesilir, hatta bir parçası kopar belki de. Ah ne güzeldir insan eti. Canımız çekti. Yıllar oldu yemeyeli. Et lazım bize, insan eti lazım. Gelin artık biriniz, etinizi tadalım. Ne yani, bu da mı suç! Karnımız aç! Niye gelmiyor kimse?
Duvarlarımızı bir görseniz. Dili olsa da konuşsa diyeceğiniz türdendir. Dili olsa önce biz yeriz de… Konuşabilse ne çığlıklar atardı, ne cümleler kurardı bırakalım diye. Dikkatli dinlerseniz siz de duyabilirsiniz: Yalvarışlar, yakarışlar, ağlamalar, o leziz burunlardan hırıl hırıl akan sümükler… Ne leziz, değil mi? Çok geç artık. O etler kemikten sıyrılacak, lokma lokma yenecek. Kemikler bile iliğine kadar sömürülecek. Kemik lazım bize, insan kemiği lazım. Dişlerimiz onları da parçalar merak etmeyin. Özledik tadını ama niye gelmiyor kimse?
Ya evimizin havası… Oksijeni azdır, küfü boldur. Ciğerlerinize çekersiniz; öksürürsünüz bol bol, nefis nefis. Dert etmeyin; öksürüğü önemsemeyiz, hastalanmayı da… Hastalık güzeldir hem. Bazen hemen yemeyiz. Hasta bedenin tadı da ayrı lezizdir. Siz kötü kokar dersiniz, bize o koku baharat gibi gelir. Ah o baharat kokusu yok mu? Bir zamanlar biz de çok severdik o güzel kokuyu ama artık değiştik. Biz o değiliz artık. Başka başka gereklerimiz var artık. Et lazım, kemik lazım, kan lazım. İnsan lazım bize, tazecik bir bedennnn! Ahhhhh! Neden gelmiyor kimse?
Karnımız aç, evimiz aç. Yıllardır uykudayız, yeni uyandık. Midemizi doldurmamız lazım. Geniş geniş odalarımız var bizim. Öğütürüz yavaş yavaş bedenleri. Ne masamız vardır ne de sandalyemiz ama ne güzel kemiklerimiz var bizim. Onlar artık bizim parçamız oldular. Köşede bucakta çürümüş bedenler de görebilirsiniz. En çok onları seviyoruz. Ayrı bir hava katıyorlar bize. Modayı takip etmek lazım. Moda değil ama asıl istediğimiz. Et lazım, kemik lazım, kan lazım. Gelin artık, birinize bile razıyız.
Bakın şöminemiz de var bizim. Yakar ısınırsınız, belki ayağınız kayar, içine düşer pişersiniz. Çıtır çıtır… Oh ne güzel! Pişmiş eti de severiz biz. Yaşlı dişlerimiz için daha kolay oluyor kemirmesi. Siz yeter ki gelin. Isıtırız sizi. Sonra yeriz sizi. Orada geberip n’apacaksınız? Toprak mı yutsun sizi? Gelin bize et olun, kemik olun, kan olun. Bizden bir parça olun. Kapımızın gıcırtısı, penceremizin irinli camı, duvarlarımızın çığlığı olun. Zeminimizin kurumuş kanı olun, şöminemizde kararmış kemik olun. Biraz canınız yanar ama inanın böylesi daha keyifli.
Et lazım, kemik lazım, kan la… O ses de ne? Birisi kapıdan içeri girdi. Kapan kapı! Ziyafet geldi.
- Perisiz Ev - 1 Şubat 2024
- Kırmızı Parlak Nesne - 1 Şubat 2023
- Reklamları İzlediniz - 1 Aralık 2022
- Akvaryumda Balina Besleyebilir miyim Annecim? - 1 Ağustos 2019
- Elveda ve Bütün O Bambular İçin Teşekkürler - 15 Şubat 2017
Ürkütücü atmosferini sevdim. Tam bir roman girişi havası var. Evin geçmişini okumak isterdim. Emeğine sağlık.
TeÅekkür ederim yorumun için.
Evin geçmiÅini ve bu öykünün devamını ben de merak ediyorum. Bakalım ortaya neler çıkacak?