Mektupların iletilmediği yerler vardır. Bir zamanlar delicesine arzu edilmiş; ama sonradan vazgeçilmiş her şeyin ebedi mekanı olan yerler vardır. Orada tüm istenmeyenlerin, korkuların ve karanlıkların hüküm sürdüğü, gözümüzün önünde ama görmekten sürekli kaçtığımız bir dünya kurulur.
Aylık Öykü Seçkisi Kırk Altıncı Ay‘ında bu kez örümcek ağlarının arasından, tozlu tahtaların, paslı demirlerin yüzeylerinden, BODRUM KATI‘na bakıyor. Bu ayın görselini, maharetli elleriyle Eren Ersoy hazırladı. Bir kez daha sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz kendisine.
Seçkimizin bu ayki teması Bodrum Katı ve tam YİRMİ öykü ile karşınızdayız.
– Kesik Başlı Yatır adlı öyküsü ile Adil Öztürk
– Çırak III – Usta adlı öyküsü ile Alperen Akbaba
– Dumansız Ateş adlı öyküsü ile Arzu Yazıcı
– Küçük Beyindeki Büyük Düşünceler adlı öyküsü ile Bahri Doğukan Şahin
– Ölüler Ülkesinden Hikayeler – 1 // Musibet adlı öyküsü ile Barış Erdoğan
– Son Bir İyilik adlı öyküsü ile Cevdet Denizaltı
– Çizgili Sabah adlı öyküsü ile Cevahir Karakedi
– Sevgi Bağı adlı öyküsü ile Ceyhun Özçelik
– Ah Sevgili Mari adlı öyküsü ile Emre Akkaya
– Konserve Tamircisi adlı öyküsü ile Fatih Onaydın
– Mahzen adlı öyküsü ile Goncagül Cansız
– Kirpik Hırsızı adlı öyküsü ile Gurur Güneş
– Ölümün Soğuk Nefesi adlı öyküsü ile Kayahan Demir
– Derindeki Gerçek adlı öyküsü ile Mümin Can
– Boğdum Katı ve Zât-ı Saniye Anımsamaları adlı öyküsü ile Onur Altan
– Gerçek Hayatlar Öldürür Hayalleri adlı öyküsü ile Ömer Karadeniz
– Sesler adlı öyküsü ile Pınar Kumsal Başdağ
– Geçmiş Şimdi Gelecek adlı öyküsü ile Ruhşen Doğan Nar
– Yaşlı Adam, Kuşlar, Düşünceler adlı öyküsü ile Nafican Güner
– Soğuk Oda adlı öyküsü ile Sezer Tiryaki
Gelecek ay seçkimizin dördüncü yılından bir ay öncesi olacak. Zamanın hızlıca akıp gitmesinin şerefine Kırk Yedinci Ayın teması “SAAT” olarak belirlendi. Bir saatin ritmi bozulursa, zaman da bozulur. Ritmi bozulmayan öyküler dileğiyle.
Öykülerinizi mayıs ayının ilk haftasına kadar, oykuseckisi@gmail.com adresine yollayabilirsiniz.
Keyifli okumalar,
Özgürcan “Amras Ringeril” Uzunyaşa
Eline sağlık Özgür, çok keyifli bir giriş yazısı olmuş 🙂