Sayı #89: “Cadılar Bayramı Öyküleri”
Birer birer avlandılar. Ama pes etmediler, yaptıkları işin güzelliğini dünyaya göstermeye gayret ettiler. Bakış açısına göre değişse de onlar cadıcılığın…
#165: YAPAY ZEKÂ
Birer birer avlandılar. Ama pes etmediler, yaptıkları işin güzelliğini dünyaya göstermeye gayret ettiler. Bakış açısına göre değişse de onlar cadıcılığın…
Sokaklar; evim, memleketim. Benim adım Yesif. Babam yok. Yani elbette ki vardır ama hiç tanımadım. Annem ise dünyanın en iyi…
Ömrümden bir gün daha geçiyor. Bu zamandan nefret ediyorum. Ayrıca, her yıl alkol aldığım tek gece. Sabahtan beri çocuklar “Şeker…
Ekimin son günü… Beni duyuyor musunuz? Peki… Günlerdir süren ateşin coşkusu hiç bitmemişti ama ben ilk günlerin coşkusunu çoktan yitirmiştim….
Gizemleri araştırmak için hayatını yollarda tüketmişti. Her karşılaştığı ilginçlikleri, ömrü boyunca yanında taşıyacağı defterine kaydediyordu. Eğer zaman ona izin verirse,…
Gözlerini açtı Tuhaflık; unutulduğu ve hatırlanmak istediği yerde. Donuk gözlerle izlemeye başladı yeniden siyah gökyüzünü. Kızıl Dolunay ve etrafındaki sayısız…
Benim adım A. Aslında adımın hiçbir önemi yok. Rio da ki gettolarda çocukların isimleri önemsizdir. Önemli olan tek şey yaptıkları…
Belediyenin diktiği ve her biri artık kocaman birer ağaç olmuş çamların altı oldukça kalabalıktı. Hemen her köşede balkabağına oyulmuş ve…
(Yazarın Notu: Olay 31 Ekim Cumartesi 19XX’de Glover Sokağında yaşanmıştır.) “Keşke o tokadı atmasaydı. Biliyorum içkiliydi. Her zaman ki hali……
“Öyle olsa bile “ dedi gözlerini devirerek Psikolog Ömer Bey, “Söylediklerinizin doğruluğunu kanıtlayacak hiçbir şey yok ki.” “Zaten kanıtlamak zorunda…
Saygıdeğer belediye başkanım, valim; çok kıymetli Milova şehri ölümlüleri ve televizyonları başında bizleri izleyen diğer ölümlüler; hepiniz cadılar bayramı açılış…
Ben o kabağı oydum ya. Kesin annem de beni oyacaktı! Paskalya’da yumurta boyattırmayan, Noel’de ağaç aldırmayan kadından ne beklersiniz zaten……
Güneş batıyordu. Etrafta hiç kimse yoktu. Parktaydım, salıncakta oturuyordum. Sararmış yaprakların rüzgarla birlikte savrulmasının çıkardığı sesten başka hiç ses yoktu….
Gün sona ererken kasaba merkezine doğru yürüyen Aktekin’in ağzı açık kalmıştı. Her yer meşalelerle derli toplu aydınlatılmış, çeşitli büyüklüklerdeki ahşap…