Öykü

Lazarus

-“Poe”tique-

 

Çağ olur ki bir kargadır kapıyı aralayan

Bir gak sesiyle ürperir sırrı saklayan perde

Sanki kulağından beyne kımıl kımıl bir çıyan

Süzülür, senin en mahrem mabedine girer de

-Üstelik kendi sesinle- fısıldar sana: uyan!

 

Dolunayda uluyan bir bozkurt kadar uğursuz

Kokmuş âleme som garaz kıyamet müjdesidir

Korkuyla dikilir bu kez mezarından Lazarus

Bu, kuzeyin soluğudur, buzulların sesidir

Ne Tanrı, ne cennet ne de cehennem: yalnızca buz!

 

Ah! Kapılar kapatılmak içindir açmak neden?

Kim bilir ne pis kokulu haşerat boşalacak

Bir kez açılınca kapı bu küflü viraneden…

Kemirecekler dünyayı, boş bir kabuk kalacak

Uktelerden, heveslerden, arzudan, bahaneden…

 

Taptaze yaralarından akarak kızıl kanlar

Bir etek gibi savurup ölümün perdesini

Tadacak ölümsüzlüğü onlar, yalnızca onlar

Duyacak Tanrı’nın cennet vaad eden sesini

Bir kadının çağrısıyla mezarından çıkanlar!

 

 

Notlar:

Bir Rumen şairin şiirini okutmuştu sevgili Malina Iorga bana, (Voiculescu idi sanırsam), şair kendisini Lazarus’la, (inanışa göre İsa tarafından ölümden çağrılan adam) sevdiğini İsa ile karşılaştırıyor ve “ölünce çağırırsan Lazarus gibi kalkar gelirim” diyordu. Telmih en sevdiğim sanattır, ondan olsa gerek, çok sevdim bu benzetmeyi. Ve Lazarus bu şiire ilham verdi, böylece. Ben de kendimi, diyebiliriz ki, Voiculescu ile karşılaştırdım.

Tabii ilk kıtada Poe’ye gönderme yapmak, gotik şair olmak iddiasındaki mbd için kaçınılmazdı.

Lazarus” için 2 Yorum Var

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *