Sayı #24: “Şato Öyküleri”
Ve ve ve… Bu seçkimizi yayına sokmamızla beraber ikinci yılımızı da nihayet doldurmuş oluyoruz! Dile kolay yirmi dört ay… Bu…
#165: YAPAY ZEKÂ
Ve ve ve… Bu seçkimizi yayına sokmamızla beraber ikinci yılımızı da nihayet doldurmuş oluyoruz! Dile kolay yirmi dört ay… Bu…
Tanrım, şu lanet baş ağrısı… Yine feci şekilde zonklatıyor beynimin içini. Bugün de göremeyeceğim lanet olası güneş doğarken, onca param…
İtalya, 1615 İnsanoğlu denilen üstün varlığın hayata, dünyaya ve evrene dair her şeyi keşfettiği o muhteşem yıllardı. Öyle ki bilim…
Burası benim. Tüm yeşiller benim. Tüm mavilerde öyle… Hayat benim. Katlar yok bu âlemde. Çünkü âlemde benim… Yükselen ve hiç…
Gölgeler korkuyla beslenir… Korkunun da kanla beslenmesi gibi… 13 Kasım 1953, Emily Thamson Gece yarısıydı. Her yer çok karanlıktı. Ürpertici…
Yaşadıklarımı anlatma fikri bana nereden esti bilmiyorum. Belki de kalmakta olduğum hanın biraz uzağında bulunan Karanlık Saçlı Seruzad’ın kalesinin karanlık…
Güneşli bir gündü, koşup eğlenilecek bir gün. Ve gezip dolaşıyorduk Alara ve Koray yanımda. Bildiğimiz ya da bilmediğimiz, sevdiğimiz yâda…
Kayra Han ve Çalık günlerdir kâh güneşin sert ışıklarının kâh ayın yumuşak dokunuşlarının altında yol alıyorlardı. Çölü andıran stepleri geçmişlerdi…