Sayı #117: “Peri Bacaları Öyküleri”
Dünyada hikâye anlatacak pek çok harika konum var. Söze girdiğinizde ortamın atmosferi sizi öykünün bir parçası hâline getirecek önemli meskenler….
#165: YAPAY ZEKÂ
Dünyada hikâye anlatacak pek çok harika konum var. Söze girdiğinizde ortamın atmosferi sizi öykünün bir parçası hâline getirecek önemli meskenler….
– Pardon, bu kahvede Selman Bey diye biri var mi? Beni aşağı köydeki kahveden gönderdiler. Hemen önündeki masada oturan yaşlı…
Sen emanet ne demek bilir misin eşim? Bilseydin, ne var bunda der gibi bakmazdın yüzüme. Şimdi bu sözcük nereden gelip…
“Uyan! Hey! Hadi uyansana!” diyen bir kadın vardı başucumda. Ağzımın yarısı toprakla dolmuştu. Kupkuru bir tat ağzımda ve bazı kum…
Belliydi vurulacağı. Kimin cesaret edeceği ve bunu ne zaman yapacağını bilemiyorduk sadece. Semin Amcanın üzüm bağlarından bir duman tütüyordu. Bağ…
Anneanneme, Fatma Hunulu’ya Antik Çağların, antik çağ yaşarları tarafından antik çağ olduğunun bilinmediği bir devirde Babil’de bir adam vardı. Hırsıyla…
NOT: Bu öykü ATEŞ DAĞI ve ATEŞ DAĞI 2 adlı öykülerin devamıdır. Bu bölümü okumadan önce devamlılık açıdan öncelikle onu…
“Sorunun ne olduğunu bir türlü anlayamıyorsun değil mi?” Şehrin en büyük parkın içinden ofisime giderken elimde olmadan yanımdan geçen kadının…
Yazar, senarist Volkan Yanardağ tur otobüsünde kafasını cama dayamış rehberin mikrofonla yaptığı tanıtım mahiyetli açıklamaları, sunduğu bilgileri, deneyimlerini, can kulağıyla…
Son günlerde, yapmayı alışkanlık haline dönüştürdüğüm gibi, 5 numaralı otobüsü beklerken Nev’in bir albümünden en sevdiğim parçayı dinliyordum. Mart aynın…
Saat dokuz. Çöp toplama saati. Daha yeni boyanmış bir apartmanın gardiyanlığını yapan kapıcı Paşa Bey, her zamanki işinin başında. Günün…
Sabaha karşı üç ışık kümesi başımın üstünde. Odayı aydınlatıyor. Uyandığımı fark edince kalp ritmime ayak uyduruyor parıltıları. Bir yanıp bir…
Adem Bey otuz senelik memurluk hayatına son verdikten sonraki ilk altı ayını evlendikleri günden beri hiç değiştirmedikleri koltuğun üzerinde sabahtan…
“Ölen biriyle hangi dilde, sence nerede konuşulur?” Ellerinin arasında tuttuğu parmakları düşürmemeye çalışarak koşuyordu. Güneş sarı bir yılan, tepeden tıslayıp…