Masumiyet Şatosu
Şato, insanlara ölümlü ve aciz olduklarını hatırlatmak varlığının yegâne sebebiymişçesine dikiliyordu hiçliğin ortasında tüm görkemi ile. Yüzyıllardır tek bir taş…
#162: PERİLİ EV
Şato, insanlara ölümlü ve aciz olduklarını hatırlatmak varlığının yegâne sebebiymişçesine dikiliyordu hiçliğin ortasında tüm görkemi ile. Yüzyıllardır tek bir taş…
Kolları vardı var olmasına, fakat kemikleri neredeydi? Neden yapışkan bir his bırakıyordu parmaklarının arasında? Gözleri neden eskiden olduğu gibi sevgiyle…
Küçük bedenlerin, büyük hayalleri olurdu. Ufak parmaklarını uzatarak dokunabileceklerine inandıkları masmavi bir gökyüzü. Önlerinde yatan koca yıllar- hiç geçmeyeceğine inandıkları….
Koridorların karanlığı, bana adımı fısıldıyor yalnızca ikimizin duyacağı bir sesle. Ona gitmemi, kollarına kendimi bırakmamı ve bundan sonra uğruna endişeleneceğim…
Ve onun sesi kulaklarımda yankılanırken, ruhumun vücudumu terk edebileceğini düşündüm. Son bir düşünceydi kulaklarımdan boynuma akan. Son bir nefesti genzimi…