Rıhtım’da Bir Deli
Dilim döndüğü kadar hikâye anlatırım böyle. Düşler Limanı’nda toplanırlar bazı geceler, ateş yakarlar, gitar çalar Ozan’ın Şarkısı’nı söylerler. Ben de…
#166: BUZUL
Dilim döndüğü kadar hikâye anlatırım böyle. Düşler Limanı’nda toplanırlar bazı geceler, ateş yakarlar, gitar çalar Ozan’ın Şarkısı’nı söylerler. Ben de…
Soğuk ve karanlık bir geceydi. Uzun ve dar bir patika gecenin karanlığına doğru kıvrıla kıvrıla gidiyordu. Patikanın üzerindeyse yalnız bir…
Bacaklarının arasına sıkıştırdığı baltasının uç kısımlarını ritmik ve sert hareketlerle bileylerken bir yandan diğer elinde tuttuğu parşömeni inceliyordu. Bir süre…
Sabahın erken saatlerinde İstanbul günün ilk hareketlerine trafiği ile başlar. Güneş doğduğu andan itibaren şehir nüfusunun neredeyse yarısı kadar araç…
“Gördüğün üzere, tüm bu anomaliler zamanın her yerinde ama tek bir noktada toplanıyorlar.” Ekrandaki tarayıcı evrenin temsili resmi üzerinde gidip…
Gökyüzünün zehir kustuğu gece vakti kıyıya vurdu bir avuç yolcu. Parçalanmış bir geminin enkazıyla kan revan içinde yatıyorlardı. Kulakları sağır…
Bir varmış bir de yokmuş Gökyüzünde gezen ejderhalarla, Pis kokular saçan troller çokmuş İnsanların elleri bol, gözleri tokmuş Çocukları memnun…
Tanrım, şu lanet baş ağrısı… Yine feci şekilde zonklatıyor beynimin içini. Bugün de göremeyeceğim lanet olası güneş doğarken, onca param…
İtalya, 1615 İnsanoğlu denilen üstün varlığın hayata, dünyaya ve evrene dair her şeyi keşfettiği o muhteşem yıllardı. Öyle ki bilim…
Burası benim. Tüm yeşiller benim. Tüm mavilerde öyle… Hayat benim. Katlar yok bu âlemde. Çünkü âlemde benim… Yükselen ve hiç…
Gölgeler korkuyla beslenir… Korkunun da kanla beslenmesi gibi… 13 Kasım 1953, Emily Thamson Gece yarısıydı. Her yer çok karanlıktı. Ürpertici…
Yaşadıklarımı anlatma fikri bana nereden esti bilmiyorum. Belki de kalmakta olduğum hanın biraz uzağında bulunan Karanlık Saçlı Seruzad’ın kalesinin karanlık…
Güneşli bir gündü, koşup eğlenilecek bir gün. Ve gezip dolaşıyorduk Alara ve Koray yanımda. Bildiğimiz ya da bilmediğimiz, sevdiğimiz yâda…
Kayra Han ve Çalık günlerdir kâh güneşin sert ışıklarının kâh ayın yumuşak dokunuşlarının altında yol alıyorlardı. Çölü andıran stepleri geçmişlerdi…