Not: Serinin önceki bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.
İnsan doğası gariptir. En alışılmadık şeylere dahi kolayca uyum sağlayabilir. İşte bu adam da tüm bu çılgınlığın ortasında, merak duygusunun baskın çıkmaya başladığını fark etti. Kâşifin cesedini görmek istiyordu. Fakat yerdeki karmaşadan bir şey bulabilmesi pek de mümkün değildi. Ve ayrıca istese onu bir hamlede öldürebilecek güce sahip bu yaratık neden sadece seyirci olmakla yetiniyordu diye de merak ediyordu. Tam o esnada beklemediği bir sesle irkildi. Kımıl kımıl hareket eden yılanların ardından kırmızı gözleriyle boğa kafalı yaratık yüzünü adama çevirdi ve burnundan buhar fışkırtarak hırıltılı bir tıslamayla konuştu:
“Ey insan soyu, sana anlattıklarını yalnızca bir kere dinleme şansın vardı, unutup da berbat etmişsen vay haline. Yok unutmadıysan işte o merak ettiğin karanlık tanrınla karşılaşmış bulunuyorsun.”
Nasıl olur bilinmez, fakat o sözler ve üzerine dikilmiş kırmızı gözler adama aynı anda hem tanıdık hem de çok yabancı gelmişti. Bir yandan bambaşka boyutlara ait ve tuhaf gözlerdi, bir diğer yandan da sanki arkadaşı kâşifin gözleriydi onlar… Aklına düşen bu son fikirle beraber irkildi ve hızla kapıyı kapatarak geldiği merdivenlerden geri döndü. Dışarı çıktığında onu saçları bembeyaz ve derbeder bir halde baygın yatarken buldular. Adam o günden sonra bu hikâyeyi ancak birkaç kez yarım yamalak anlatmış ve hayatının çoğunu akıl hastanesinde geçirmişti.
Bu olay o zamanlar öylesine büyük bir şaşkınlığa sebep olmuştu ki, bu dünyaya ait canlı türlerinden ötesine asla inanmayacak olan birçok insan bu varlıkların izini aramaya koyulmuştu. Konuyla ilgili araştırmalar içerisinde en göze çarpanı bir grup kâşifin hemfikir olarak ileri sürdüğüdür. Buna göre, o gün peyda olan yaratık boyutlar arası geçiş yolu ile bu dünyaya geçmek istemiş ve halk arasında ‘karanlıklardan gelen iblis’ diye anılan bir varlıktı. Bunu yaparken de kütüphanede okuduğu eser sonucu tılsımlı bir tesir altında kalan kâşifin bedenini kullanmıştı. Eserdeki sözler okuyanın bir şekilde bilincini yitirmesine sebep oluyor ve daha sonra kontrolü yitirilen beden, dünya ötesi varlıklar için birer geçiş kapısı haline geliyordu. Hatta bazı durumlarda inisiye beden birebir klonlanarak iblisin insan bedeniyle bu boyuta geçmesine yarıyordu.
(Beşinci bölümün sonu)
- Küllerinden Doğan - 1 Kasım 2021
- Et Hırsızları - 1 Ekim 2021
- İblis Kaşif - 1 Eylül 2021
- Solucanımsı - 1 Ağustos 2021
- Bin İkinci Gece - 1 Temmuz 2021
Selam Haluk,
Hap gibi, gitgide mikro öyküye yaklaşan bir tadımlık mı, yoksa önce kahraman sonra okurlar, ilgili cümleleri okuyup minotor mu oldular da bitti hemen öykü diye benliğimi tarıyorum
Ellerine sağlık
Merhaba Murat,
Yorum için teşekkürler.
Bir müddet daha bu seriden devam edeceğim.
Görüşmek dileğiyle.