İnsanoğlu iki ayağının üzerinde durup kafasını göğe kaldırdığı zaman, her şey değişti. Gece göğünde ışık kirliliği değil sayısız yıldız vardı. Yıldızları bir arada algılayıp bir şeylere benzettiler ve birbirlerine hikâyeler anlattılar. Hayaller kurdular. Böylece gerçekten insan oldular.
Binlerce yıl boyunca insanlar bilgi birikimleriyle beraber hayallerini ve hikâyelerini de gelecek nesillere aktardılar. Bugün bize sıradan gelen bazı şeyler, geçmişte hayal edeni deli olarak yaftalatacak türde düşüncelerdi. Uçmak gibi.
17. yüzyılda yaşadığı düşünülen Hezarfen Ahmet Çelebi ile ilgili tek kaynak, abartmayı seven seyyahımız Evliya Çelebi’nin Seyahatname‘sine ait. Belki gerçek belki de hayal. “Binfenli” Ahmet Çelebi, Galata Kulesi’nin tepesinden kendi yaptığı kanatlarla süzülmeye başlayıp Boğaz’ı geçerek Üsküdar’a inmiş. Bu hikaye günümüze kadar ulaştıktan sonra, gerçek ya da hayal olmasının ne önemi var?
Sizden bu ay uçmayı hayal etmiş ve belki de bunu başarmış bir alimle, Hezarfen Ahmet Çelebi ile ilgili öyküler istemiştik. Gelen öyküler yine birbirinden güzel:
– Acayip Bir Kontrat adlı öyküsü ile Erdoğan Küçükçelik
– Adaletin Kanatları (Koruyucular) adlı öyküsü ile Mustafa Dere
– Ahmet Çelebi’nin Yazgısı adlı öyküsü ile S. Meltem Kofoğlu
– Alakarga’nın Fısıltıları adlı öyküsü ile Ezgi Özbek
– Amad adlı öyküsü ile Tolga Eligül
– Araf adlı öyküsü ile Ayşegül Harputlu
– Binfenli adlı öyküsü ile Meltem Dağcı
– Dersaadet’te Bir Hortlak Cevelan Ediyor adlı öyküsü ile Ömer Akyol
– Dört Kapı adlı öyküsü ile Umut Külen
– Fikir adlı öyküsü ile Yunus Emre Etlik
– Geleceğe Dalış adlı öyküsü ile Batuhan Demiral
– Gökyüzüne İmza adlı öyküsü ile Cüneyt Beşirli
– Hazerfen Uyuşturucusu adlı öyküsü ile Zilan Damla Polat
– Hezarfen, ya da Modern Ikarus adlı öyküsü ile Can Başaçek
– Hezarfen’in Kuşları adlı öyküsü ile Merve Türker
– Hicabi Çelebinin İdrak-i Gayri Kaabil Seyahati adlı öyküsü ile Cevdet Denizaltı
– İnanılmaz Şeyler Okulu adlı öyküsü ile Elif Şeyda Doğan
– Kanadı Kırık Bir Ağıt adlı öyküsü ile Kemal Sinan Özmen
– Kanatlar adlı öyküsü ile Nurdan Atay
– Koca Kötü Gramafon adlı öyküsü ile Toğrul Sultanzade
– Kuşluk Vakti adlı öyküsü ile Ufuk Yasin Yurtbil
– Menekşe adlı öyküsü ile Murat Barış Sarı
– Ruhbaz adlı öyküsü ile Duygu Özkan
– Rüzgâr Adam Taşımaz adlı öyküsü ile Sefa Tursun
– Yükseliş adlı öyküsü ile Hasan Korkmaz
“HEZARFEN AHMET ÇELEBİ” temalı Seçkimizin illüstrasyonu, çalışmalarını keyifle takip ettiğimiz Aslı Ekim‘den geldi. Kendisine bu güzel ve renkli çalışması için bir kez daha teşekkür ediyoruz.
İyi öyküler her zaman vardı, bazısı yitip gitti, bazısı günümüze erişti.
Mayıs ayının teması “KIZILDERİLİ” olacak. Gelecek sayının sadece gerçekçi değil, fantastik, bilimkurgu ve steampunk gibi türlerdeki öykülere de oldukça uygun bir tema olduğunu düşünüyoruz. Ancak son sayılarda gittikçe artan temadan bağımsız öyküler erozyonunu önlemek için, bir ricada bulunuyoruz: Öykü Gönderim Koşulları‘nın güncellenmiş hâlini mutlaka okuyun. Mutlaka.
“Kızılderili” temalı öykülerinizi 18 Mayıs 2018′e kadar oykuseckisi@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
Yüz yedinci sayıda görüşmek üzere.
Keyifli okumalar,
Türker Beşe
Yine harika bir çizim, yine harika, okunası öyküler! Emeği geçen tüm dostlara teşekkürler.
Çizim çok samimi ve güzel olmuş. Bu ay biraz daha az katılım var. Alıştığımız bazı isimleri göremeyince üzüldüm açıkçası.
25 öykü var, ben bu kadar bile katılım beklemiyordum açıkçası. Zor bir tema ne de olsa. Önümüzdeki ay Kızılderili temasına daha da fazla katılan olur muhtemelen Herkesin eline sağlık.
Fi tarihinde yazılıp bi kenara atılmış işlerini, kolay temayı görünce yastık altından çıkartanlardan ben biraz sıkıldım açıkçası.
“Ben bunu bi şekilde uydururum,” anlayışıyla eldeki hazır öyküyü postalayanlardansa; Seçki’nin yeni sayısı için düşünüp hayal kuran insanların hikâyelerini okumayı tercih ediyorum.
Harika tema, şahane çizim, keyifli öyküler. Güzel bir sayı oldu.
Seçki temaları acayip sürprizlerle gelmeye devam edecek.
Herkesin eline sağlık.
Hayal kurarken çok keyif aldığım bir tema oldu. Seni sevdik be Seçki. Diğer sayılar da böyleydi gerçi. Yine de böyle bir tema, elbette hikâye kurarken bir tık daha fazla zorlayacaktı. Emeği geçen herkesin emeğine sağlık. Çizim de çok hoş.