Yiğit Kıyga
Reis Bakuy’un büyük oğlu Kıyga, bütün gününü dışarıda kırlarda bayırlarda geçirmişti. O uğursuz av kazasından sonra hemen hemen her günü…
#165: YAPAY ZEKÂ
Reis Bakuy’un büyük oğlu Kıyga, bütün gününü dışarıda kırlarda bayırlarda geçirmişti. O uğursuz av kazasından sonra hemen hemen her günü…
Karaşar küçük bir yerleşimdi. Kaza sayılırdı ama köye daha çok benziyordu. En belirgin özelliğiyse yakınlardaki yüzyıllarca önce yapılmış olan ve…
Kasaba, civardaki en büyük yerleşim merkezi olmasına rağmen nüfusu ancak bin kişiyi buluyordu. Geniş bir ovanın ortasında kendi halinde bir…
“Birazdan sizleri gelip alacaklar ve guruplar hâlinde dağılacaksınız. Kısa ömrünüzde çocukları mutlu etmek için var olacaksınız. Tüm, albeninizle, renkli görünüşünüzle…
Genç adam, geldiği bu yaban yerlerde zaman zaman gezilere çıkardı. Kasabadan yürümeye başlar, ağır adımlarla önce Kazaya giden yolu izler…
Köstebek, çevresine bakındı bir süre. Buraya saklanmak için kazdığı yerde bulduğu bir oyuk yoluyla girmişti. Yamaçta içine girebileceği bir oyuntu…
Gökyüzüne baktı uzun süre, maviliklerin içine, derinine hatta en derinine baktı. Yorgundu, üzgündü ve tükenmişti; sona gelmişti, her şey bitmişti….
Hamdi Kalfa, dükkânının önüne çıktı. Vakti gelmişti o güzel kızın gelmesinin Kapıda fazla bekleyip göze batmak istemiyordu ama görmeden de…
Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside bir laboratuvarda çalışan bilim adamları sevinç içindeydiler. “Başardık,” dedi bilim adamlarından biri….
Gobya, çöllerin vahşi kraliçesi, Güneşin ışınlarını cömertçe hatta vahşice gönderdiği adına çöl denilen yerlerin en muhteşemi. Kayaların, taşların, kumların, bütün…
Yakışıklıydı, gençti ve kültürlüydü Kadir Yılmaz. Üzerine bir de güzel bir unvanı vardı: Müdür. Ovale yakın uzun yüzüne yakışan bıyıkları…
Demir kapı, mekanik gürültülerle açıldı. Bu ses, kasıtlı bırakılıyordu ve kapı her açıldığında idarenin haberi olması için ne menteşeler yağlanıyordu…
Ragıp, Yasin ve Tuncay uzun zamandan beridir birbirlerini tanıyan arkadaşlardı. Aynı sokağın olmasa da aynı muhitin çocuklarıydı. Yasin ve Tuncay…
Adam, geniş odadaki iki masadan birinde oturuyordu. Masasının üzerinde kâğıtlar, makaslar, divit ve hokkalar öylece duruyordu. Hemen karşısında duran masada…