Avara’nın Minotor’u Öldürmesi
Akşam is rengine dönmüşken, İnfaz Şehri’nin doğu kapılarına atlı bir adam yaklaştı. Zırhlı bir ceket ve omuzlarına samur kürkü dikilmiş…
#165: YAPAY ZEKÂ
Akşam is rengine dönmüşken, İnfaz Şehri’nin doğu kapılarına atlı bir adam yaklaştı. Zırhlı bir ceket ve omuzlarına samur kürkü dikilmiş…
Cuyogoha Bataklıkları’na akşam çöküyordu. Güneşten arta kalan ışık sütunları devriliyor, karaağaçların yosunlu gövdelerine çarpıp paramparça oluyordu. Bataklıkların arasından soğuk bir…
Tentira’daydım. Pluto’nun en kuzey ucundaki bir insomniak şehrinde. Yorgundu, ıssızdı ve tükenmişti şehir. Buraya yalnızca uyumak isteyenler gelirdi. Elbetteki kalıcı…
Otobüs nemli yaz gecesinin içinde ilerlerken, Çocuk, hiç hatırlamayacağı soluk bir rüya görüyordu. Yolda beliren bir çatlak otobüsü sarsınca uyandı….
Tren durdu, floresanların yıkadığı zavallı Krom İstasyonu’nda indik. Tehlikeli, çıplak bir duraktı bu. Evsizlerin sığındığı postmodern bir mağaraydı. Bir zamanlar…
Kendimi unutmuş bir haldeydim. Tek hatırladığım şey öğlen yediğim soğuk bir dilim pizza ve üstüne içtiğim kahveydi. Sonra Zemberekkuşu’nun Gözyaşları’nı…
Uruzovsk’ta saat sabaha karşı üçtü. Gece ağlıyordu. Karanlığı yaratıyordu damla damla. Toksik bir toz bulutu her zerresinde yürüyordu şehrin. Kırmızı…
Luke. Kırık bir cam parçası gibi şu hayatta. Asıl ismini gizliyor ve bir yabancıyı bekliyor hep. Yıllar önce çok sevdiği…
Yağmur yağıyordu. Bir duvar dibinde şarap içiyordum. Şişenin dibini bulmak üzereydim. Karanlığın puslu tavanına omuzlarını yaslamış kulelere baktım. Şimdi onlardan…
Yağmur yağıyordu. Soğukla birlikte ağırlaşan gece şehrin üstüne kaskatı bir kabus gibi çökmüştü. İs kokuyordu her taraf. Ay kıpkırmızıydı. Sis…
Köyden kaçtığı zaman on altı yaşında olmalıydı kız. Bu kaçış bir tasarının ürünü değildi. Kaçmak eyleminin özü ve nüvesi içinde…
Duvar gittikçe büyüyor. Doğu ve Batı birbirine diş biliyor. Partiler geliyor, sendikalar gidiyor, birlikler yükseliyor, yumruklar sıkılıyor… Aralık ayıydı ve…
Vadide binlerce yıldan arta kalan tortulu bir sessizlik vardı. Rüzgâr dünyanın paslı tenini okşayıp akşama karıştı. Akşam ise hiçliğin buğusuna…
Gökyüzü bir havan topunun ağzında asılı kalmış, yıldızlar çığlık atıyor ve dolunay büyüyor. Yalımları gümüşten bir delilik ve göllere düşüp…