Kategori: Öykü

Zümrüt yeşili gözleri ve kızıl saçlarıyla Eftimya vücuduna dolandığı Cemal’e kendi hazırladığı içkiyi yudumlatıyordu. Şehri inim inim inleten, karşısında on…

Ben ruhu yedi yerden yara almış, ben sırtından yedi kere vurulmuş, kalbinden tam yedi kere bıçaklanmış bir adamım. Diğerleri bana…

“Düzen denilen muhteşem sonsuzluğun hem varolmuş, varolan ve varolacak her şeyi içerirken, aynı zamanda bizi ölümsüzlüğün yok oluşuna şahit edip…

Aksaray, Yeşiltulumba’da “nohut oda bakla sofa” misali bir hanede, yangın patırtıları içinde dünyaya geldi. Kızılca kıyametin alevden dilleri İstanbul göklerini…

Xiir bir çay kıyısında uyandı, gözlerini araladı, başı zonkluyordu. Neredeydi? Lanet olsun, her yeri ağrıyordu. Elini suratında hissettiği ılıklığa götürdü….

Karanlığa iyice sinmişti çocuk, cılız bedenini dizlerine yaslamış, içine girdiği oyuğun her santimini kaplamıştı. Küçük bedeninin içini doldurabildiği yegane şey…

Bilal’in doğum günüydü. On yedi yaşına basmıştı. Eğer yağlı yanaklarını muhafaza etmese, kimse bu dev cüssenin genç bir delikanlıya ait…

BÖLÜM I – Bilmeyi Denemek Yorgun bir kaşif gibi Terim soğumadan Geçtim zamandan: Birçoğunun yüzü bile yoktu. Sisle örtülmüş koca…

Alt kattan gelen sesler, saatlerdir hız kesmeden devam ettiği için kitaba eklemeye düşündüğüm şiire bir türlü odaklanamadım. Yazmış olduğum dizeleri…

Bunu kim yapmıştı, tam olarak tarihi neydi gerçekten hatırlamıyorum. Üçüncü çağın iki yüz yirmi bir yılında olmuş olabilir. Kolcular olay…

NOT: Okuyacağınız bu öykü DİRİLENLER isimli öykünün devamı niteliğindedir. Yusuf Hoca ve Hakan günlerdir Oray’a ulaşmak için yollardaydı. Yusuf Hoca…

Tarlabaşı’nın arkalarında, çıkmaz sokakta, bir adam, elleri duvara dayanmış, sırtı üç kişiye dönük duruyordu. “Yeter, ulan! Konuş, konuşacaksan” dedi, arkasında…

Ne de nahoş bakarsın öyle. Etme daha, tez elden mamurlama beni. Var kafamda elbet bin bir türlü illet. Başlama imdi…