Sayı #75: “Yamyam Öyküleri”
Yahnimiz mi yoksa külbastımız mı daha iyi gider, bunu hep düşünmüşüzdür. Suyumuza ekmek banabilirlerse seviniriz. Tüten dumanımız aç kurtları köye…
#165: YAPAY ZEKÂ
Yahnimiz mi yoksa külbastımız mı daha iyi gider, bunu hep düşünmüşüzdür. Suyumuza ekmek banabilirlerse seviniriz. Tüten dumanımız aç kurtları köye…
– Taze değil bu, diye yüzünü buruşturdu yaşlı adam. -Ben de biliyorum taze olmadığınıdedi kadın kızgınlıkla, alnındaki boncuk boncuk terleri…
Gökyüzünün gün doğumundan hemen önce aldığı grimsi mavi renkteki gözleri, göz yaşlarının ardından beni izliyor. Birbirlerinden belki bir çizgi ayrık…
Bizi bırakıp gittiler. Hiç birimizi düşünmediler. Düşünemezlerdi. En seçkinler alındı; profesörler, mühendisler, ressamlar, müzisyenler, bolca sportmen, eğitmenler, kimi liderler, doktorlar…
Matbu bir tarih yoktu. Olmasının mümkünatı da yoktu. Soğuğun bedenleri yakmaya başladığı bir kıştı. Ne oldu nasıl başladı bilen yoktu….
Hava kapalıydı. Yağmurun yağacağını düşünmüyordum. Yaşlı bir kadın balkonda oturarak elindeki dergiyi büyük bir azimle okumaya çalışıyordu. Kör budala. Önündeki…
İşte, yine başlıyor. Yaşamsal tüm olanaklarımı minicik bir hücreyle sınırlayan parmaklıklar gibi üzerime kapanacak olan dişlerini hissedebiliyorum. İnsanlara sunduğu sahte…
Bu hikâye, ayrı okunabilir ancak, Baykuş’un İşareti ve Yıkıntılarda Yitirdiklerimiz adlı öykülerimle bağlantılıdır. “Polis raporları, Yeni İzmir’i dehşete düşüren yamyam…
Bir zamanlar dünya çok güzel bir gezegendi. İnsanlar barış içinde yaşar, şarkılar söyler, resimler yaparlardı. Balık tutar, salıncakta sallanır, piknik…
1 : BİR GARİP DERVİŞ Oltayı çekti. Adını bilmediği ama epey büyük olduğunu söyleyebileceği bir balık vardı karşısında. Kısa zamanda…
Bozkır, hep yaptığı gibi, bağrında eritip terlettiği zamanın tüm hüznünü insan denen geçici ve kibirli canlının gönlüne dolduruyor ve onu…
Balkondan atlayıp sokağa fırladı. Aile işlerine karışmazdı ama, komşusu çocuğa vuruyordu. Zavallının devreleri hasar görecekti. “Dur yahu ne dövüyorsun zavallıyı.”…
Tuğçe, müdürün karşısındaki koltukta olabildiğince rahatlığıyla yayılmıştı. Müdürün orada olmamasının verdiği rahatlık değildi bu. O burada olsa bile yine aynı…
Semih, tıp fakültesini bitirdikten sonra hayalinin ülkesiyle sınırlı olmadığının farkındaydı. Birkaç ayını Bursa Devlet Hastanesi’nde geçirmişti. Ama buradaki insanlara yardımcı…