Öykü

Yuvarlak Masa

I.

Üstü boş yuvarlak bir masanın etrafında beş adam, her ayın başında yaptıkları gibi yaptıkları ve yapacaklarını konuşuyorlar. İçlerinde en ufak olan dört yaşında ve ailesiyle yaşayan bir oğlan. Aslında grubun lideride o sayılır. Söze uzaktan gelen kedi kafalı Gol başladı.

– Buraya canlı geleceğimi hiç düşünmüyordum. Yolda birkaç arkadaşımın cansız bedenini gördüm ve koşarak uzaklaştım. Ailem şu an tehlike altında. Soğuklar yaklaşıyor ve tek yapabileceğimiz göç etmek. Annem ve babam yolu bitirebilirler mi bilmiyorum. Ama denemekten başka çaremiz yok.

Herkes Gol’un bunları diyeceğini biliyordu ve pek de şaşırmadılar. Geçen senede buna benzer bir şeyler söylemişti. Asıl konuşulması gereken liderin eskisi gibi kendini güvende hissetmeyişiydi. Her geçen gün uykusunu bölen rüyalar görmekte ve yeterince beslenememete. Yardımcısı Nel, sorunun ne olduğunu bir türlü anlamıyordu. Kendini özgür hissetmesi için elinden geleni yapıyordu. Geçen yıl, bir yakınının ölümüne şahit oldu ve o günden beridir yardımcısı ona destek olmaya çalışıyor.

Bütün olanlara rağmen Lider, arkadaşlarının yanında olmasından çok mutludur. Bu sefer toplantıyı çok uzatmak istemez ve arkadaşlarını uğurlayıp mutfağa geçer. Annesi her zamanki gibi yemek yapıyordur. İşine o kadar odaklanmıştır ki geldiğini bile göremez. Sessizce masaya geçer, hazır olan tabağını bitirir ve odasına geçer

II.

Toplantılar artık birkaç saat sürmekte hatta bazen bir gece boyunca devam etmektedir. Boynuzlu Dak, ülke içerisindeki bazı grupların kendi kafasına göre hareket ettiğini söyler. Bunların bir an önce durdurulması gerekmektedir.

– Bazıları, ülke içerisinde huzur yok deyip isyan ediyor.’

Lider bu söze üzülerek,

– İçinizde böyle düşünen var mı?

Kimseden ses çıkmaz. Tekrar söze girerek,

– Arkadaşlar, ne yaptığımı biliyorsunuz. Eskiden vergi almıyordum ama artık bazı ihtiyaçlarımız var. Yeni maden keşifleri yaptık ve bunların işlenmesi için hem işçiye hem de makinelere ihtiyacımız var. Sıkıntı vergiler olmamalı.

Boynuzlu Dak,

– Sıkıntı vergiler değil, sizsiniz. Halk, sizi tanımıyor ve neler yapmak istediğinizi bilmiyor.

Haklıydı. Lider, kendini geliştiriyordu ama hiçbir zaman halkın içine girmemişti. Onların ne istediği hakkında en ufak bilgisi bile yoktu.

– Bugün onların arasına gireceğim ve ne istediklerini soracağım.

Toplantı akşama doğru bitmişti ve babası yeni işten geldi. Babasının ilk sorduğu soru,

– Okul nasıl geçti?

– Bugün okul yoktu.

III.

Ülkede yaşayan sayısı artmasına rağmen hâlâ beş kişi tarafından yönetiliyor. Kimse onların sayısından şikayetçi değil. Asıl şikayetçi olanlar kendileri. Çok fazla işleri olduklarından bazı konulara yeterince vakit ayıramıyorlar. Onlara yardım edecek birilerini istiyorlar. Özellikle büyük gözlü Zen, artık çok yorulduğunu defalarca söylemesine rağmen Lider, yeni birisini almama konusunda inatçı.

– Ben ve arkadaşlarım bazen günlerce çalışmak zorunda kalıyoruz. Neden anlamak istemiyorsunuz?

Lider yerinden kalkıp masanın etrafında bir tur attı ve tekrar yerine oturdu.

– Biz kimiz ve ne amaçla buradayız? Bilen birisi bana açıklasın.

Zen hiç düşünmeden konuşmaya başladı,

– Kaç senedir bu masa etrafında kararlar alan bir grubuz. Bir toprak parçamız ve bize inanan insanlar var.

– Bizi özel yapan şeyler bunlar mı? Hiç zannetmiyorum. Sadece beş kişiyle bu seviyeye gelmeyi başarmış bir ülkeyiz. Dağılmamamızın tek nedeni sayımızın az olması ve birbirimizi çok iyi tanımamız. Biz böyle daha güçlüyüz, inanın bana.

Lider toplantı bittikten sonra odadan çıkar ve balkona geçer. Sevgilisi koltukta oturmuş manzarayı seyrediyordur.

– Denizi bu kadar sevdiğini bilmiyordum

Sevgilisi irkilir ve onun yüzüne bakar,

– Dalmışım…

IV.

Kimse son olduğunu bilmiyordu. Yavaş adımlarla masaya geçtiler. Sessizce bir süre sadece birbirlerine baktılar. İlk sözü Lider almak istiyordu. Elini yavaşça kaldırdı,

– Konuşacak yeni konular var ama çok uzaktalar. Şimdiden yürümeye başlasak bir geceyi tamamlamadan yolda uyuya kalırız. Bugün yenilerden bahsetmeyeceğiz sadece geçmişi anacağız. Sizle geçen zamanım ve diğerleri beni yaşlandırdı. Biliyorum, benle siz de yaşlandınız. Birlikte bir ülke kurduk, büyüttük ve bugünkü haline getirdik. Daha kaç toplantı yaparız bilmiyorum.

Lider yutkundu ve önündeki bardaktan bir yudum su aldı. Konuşmaya yardımcısı Nel devam etti.

– Geride bizi seven ve daima hatırlayacak insanlar bıraktık. Birçok hata yapsak da artık bir anlamı kalmadı.

Bir problem olmayışı herkesi zorluyordu. Saatlerce süren tartışmalarda kimse susmak bile istemiyordu. Şimdi herkes sadece dinlemek istiyor.

Çok geçmeden odanın kapısı çaldı ve içeri Lider’in kızı girdi.

– Yemek hazır herkes seni bekliyor.

Ahmet Ay