Sayı #115: “Yanardağ Öyküleri”
Temizlik zamanı. Toprak hiç olmadığı kadar kirli. Deprem. Duman. Kül yağmuru ve lavlar. Her şey sırasıyla. Havadaki tüm mikropların kırılacağından…
#165: YAPAY ZEKÂ
Temizlik zamanı. Toprak hiç olmadığı kadar kirli. Deprem. Duman. Kül yağmuru ve lavlar. Her şey sırasıyla. Havadaki tüm mikropların kırılacağından…
“Gelmeyeceğini bile bile beklemek zordur, çok zordur,” diye mırıldandı kalın perdeleri aralarken Ömer. “Ama bir ümit işte, gözü kör olasıca…
Yağmur ormanlarının ötesinde, ıssızlığın ortasında kalmış bir yanardağ, içini çeke çeke ağlıyor, yürek burkan hıçkırıkları ta en uzak karanlık köşelerden…
Kapısı kim bilir kaç sene evvel böyle çalındı? “Nine, aç kapıyı? Aç çabuk!” İhtiyar kadın, yapadurduğu işi bırakıp, kunduralarını bile…
Güneş daha ilk ışıklarını açarken ev ahalisi de uyanmaya başlar. İlk babaannemi duyarım ayak sesinden. Sobayı doldurur. Ben çıtır çıtır…
Telefonumun titremesiyle uyandım. Gece yarısı uyanmaktan nefret ederim, çünkü bana göre gecenin kör karanlığında uyanmak, habis bir çıbanla oynamaya benzer….
Yaşını almış lakin başı pek dumanlı adam etrafında koşturan insanları gözledi. Dışarıdan bu halini izleyip; şansa kafasından geçenleri de işitebilen…
İlk duyduğu şey su şıpırtıları ve fare iniltileri olmuştu. Sonra kendi ayak seslerinin bastığı taş zeminde ve paslı metal merdivenlerde…
Kâhin gördüğü kâbustan soluk soluğa uyandı. Kocası uyumamıştı. Kâhine döndü ve “Yine aynı kâbusu mu gördün?” diye sordu. Sorusunu duymamıştı….
Her şey dünden çok önce, yarından biraz sonra olmak üzereydi. Yanardağ için için kaynıyor, püskürmek için yeterince dolmayı bekliyordu. İnsanlığın…
Çift yüzlü bir dünyaydı bu küçücük oda. Bir yanda mermer tezgahı dolduran mutfak gereçleri vardı. Saçıldıkları yerde sonsuz sabırla bekleşen…
Bir öğretmen olarak, vazifem icabı Anadolu’yu karış karış gezdiğim yıllarda gerek okuduğum, gerek işittiğim, gerek tecrübe ettiğim birçok öykü biriktirmiştim…
Yağmur henüz doyuma ulaşamamış. Hava yumuşak. Daha çok, hatta gün boyu yağacak kadar ezgin gözüküyor. Uyku havası. Bayağı yağdığı etraftaki…
Bu akşam hayattan turuncu bir şey istiyorum. Belki bağcıkları elimi acıtmayan yeni bir ayakkabı. Bunun için annemin yedi zengine daha…