Sayı #143: “Klon Öyküleri”
Gelişen teknolojilere şaşırma işini uzun zaman önce bıraktık. Ama peşine düşerken hayret etmekten geri duramadığımız bir alternatif hâlâ mevcut: Öyküler….
#165: YAPAY ZEKÂ
Gelişen teknolojilere şaşırma işini uzun zaman önce bıraktık. Ama peşine düşerken hayret etmekten geri duramadığımız bir alternatif hâlâ mevcut: Öyküler….
Kapı çalındığında elindeki gazeteyi kenara bıraktı. Saat 7’ye geliyordu. Hava yeni yeni aydınlanmaya başlamıştı. Bu saatte kimseyi beklemiyordu. Elinden geldiğince…
Gözlerini açtığında çöldeydi. Daha önce hayatında hiç çöl görmeyen biri için bu aykırı sayılabilecek bir deneyimdi. İnanamaz gözlerle hiçliğe uzanan…
Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside bir laboratuvarda çalışan bilim adamları sevinç içindeydiler. “Başardık,” dedi bilim adamlarından biri….
“Yalnızlık nedir, bilir misin?” “Bunu bilmeyen herhangi birinin olduğunu sanmıyorum. Varsa da çok şanslı olduğunu düşünürüm. Hepimiz hayatımızın bir noktasında…
Ben bir ucubeyim. Birçok anlamda. Mesela doğuştan bedensel engelliyim. Bir bacağım diğerinden kısa, sırtımda bir kambur var, boyum ise sadece…
Şimdi kendime harika bir kahvaltı hazırlayacağım. İki yumurta üç zeytin… Bayılıyorum sele zeytinine. Hele şu yumurta yok mu, bir de…
Merhaba sayın çok bilge, muhteşem hazretleri. İşte yemeğiniz. Afiyet olsun. Neler yaptınız görüşmeyeli? Kibirli ama mağrur süzülüşleriniz dışında? Turuncu gömleğiniz…
2 Nisan 2045, Öğleden sonra 14.22 Oval toplantı masasında on koltuk özenle dizilmişti. İlk görüşte iyi bir mimarın elinden çıktığı…
Sonsuzluklar önce, kozmik yumurta hayal edilemez bir patlama ile hiçliğin içinden çatırdayarak etrafa tanrısal serpintileri dökmüştü. Bu serpintiler yarattığı düzlemsel…
“Dayanamıyorum artık.” diye bağırdı genç kadın. “Buna daha fazla katlanamıyorum. Bunu yapmak zorunda mıyız gerçekten? Daha ne kadar bu şekilde…
Günlerdir aklından bir dolu şey geçirmişti. Gündelik olayların yanı sıra bin yıllık sırları bile sayfalara dökecek kadar düşünmüş, cümlelerini kurmuştu….
Bölüm 1: Gezgin Tanrı gözlerini yumdu. Bebekler gibi masum ve mışıl mışıl uyurken bir rüya gördü. Gezgin, bu yeni şehre…
Onu yok etmek benim fikrim değildi. Ama işini bitirmek bana düştü. Şimdi başında durup şakağından akan kana bakarken kapamaya fırsat…