Sayı #128: “Mühür Öyküleri”
Tüm dünyayı mühürleyip gitmek için en doğru an’dayız. Kaçamadığımız her saniye gerçekler biraz daha büyüyor. Gözlerimizin içinde dönüp duran görüntüler…
#165: YAPAY ZEKÂ
Tüm dünyayı mühürleyip gitmek için en doğru an’dayız. Kaçamadığımız her saniye gerçekler biraz daha büyüyor. Gözlerimizin içinde dönüp duran görüntüler…
Alp yiğitler savaş günü düşmanından kaygılanır mı? Kitāb-ı Dedem Ḳorḳud Alā Lisān-ı Tāife-i Oġuzân “RRAAAAGGGHH” Tepegözün çığlığı neredeyse duyma yetisini…
2/33 Yüksek surlarıyla, onlarca mil öteye uzanan bahçeleriyle, şehir meydanının doğusunda, yoğunluğu her daim devam eden ve hemen her şeyin…
7 yaşındaki çelimsiz bedeni taşıyan bir çift ayak, Alberson Sokağı yolunun sonuncu evinin verandasında durdu. Lolla Balissima merakla etrafı süzmeye…
Şehrin sarı renge boyalı binaları arasında öğrendim top oynamayı. Nerdeyse her yere kaçardı topumuz ama oralı olmazdık. Özür diler, “Bir…
Kaldırımları insanların içindeki acılar kadar aşınmış, soğuk kış günlerindeki pencerelerin iniltili tahtaları insanın en derin pişmanlıklarını yere sermiş, binalara hükmeden…
Alfred Schnittke – Clowns und Kinder Şans kimi zaman kendine ait bir müzikte dans eden yırtık ceketli, yaşlı adamın parmaklarında…
Büyükşehir Medresesi Efsane Araştırmaları ve Masal Kurcalamaları Bölümü öğrencisi Refik Tarık’ın derleme notları: Yeni Takvim- Yıkımdan Sonra 1352 Göçer kızı…
“Ayın 3. çağının 113. yılıydı. Ilık bir Nisan sabahı, çocuklarımla kahvaltımı yapmış ve sonra çayımı almış balkonumda manzaramın keyfini sürüyordum….
Ölülerine feryat eder gibi dua ediyor. Dayımmmm nur içinde yat dediğinde bile çok mutsuz olduğunu haykırıyor. Dua etmiyor beddua ediyordu…
Günlerden beridir gözlerini uyku girmiyordu. Girse dahi şahit olduğu dehşetin yansıması olan kâbuslar ona huzur vermiyor, rüyalar aleminde zihninin en…
Sirenler, eğer suratları olsaydı somurtkan bir şekilde çalıyorlardı. Herhangi bir siren de değildi bunlar. Evrenin görkemli portal kulelerinden birinin sirenleriydi….
Kamera, albayın arkasından göstererek başladı. Üstü başı ıslanmış, çamurla dağlanmış halde, bir çarşamba gecesi, perşembe sabahı, kalabalık bir odada, yanındaki…
Gözlerimi açamıyorum, galiba kapakları birbirine yapışık. Karanlık, uzun süren karanlık. Hayır gücüm yok, gücüm olsa gözlerimi açarım elbette. Yine karanlık…