Sayı #119: “Sağır Sultan Öyküleri”
Bazen küçük bir deyimin bile üzerimizde çokça etkisi vardır. İçinde taşıdığı anlam, basit bir söz dizimi olmaktan öte, eski masalların…
#165: YAPAY ZEKÂ
Bazen küçük bir deyimin bile üzerimizde çokça etkisi vardır. İçinde taşıdığı anlam, basit bir söz dizimi olmaktan öte, eski masalların…
“Tavana bak! Her yer balon kaynıyor,” dedi yirmili yaşlarını yaşamaya başlamış kadın. Bir yandan da arkadaşının kolunu sarsarak şaşkınlığını fiziksel…
Kam olduğumu öğrendiğim güne benzer bir gün vardı dışarıda. Yağmur şiddetli bir şekilde camımı dövüyor, beni artık korkutamamanın verdiği öfkeyle…
En eskilerin bildiği bilenlerin günden güne azaldığı adıyla Nyks Adası ya da bilinen namıyla Kara ada. En cesur kaptanların uzağından…
Şark diyarında asırlardır keder ve ümitsizlik hüküm sürmekteydi. Kadim Devlet ardı ardına mağlup olunan savaşlardan, ayaklanmalardan ve salgın hastalıklardan bitap…
“İspanyol İç Savaşı, tarihin en kanlı ve en karanlık savaşlarından biridir. Tüm Dünya insanlarını birbirine kırdıran “savaş” adlı tuhaf faaliyet,…
Ayakları tıngırdayan iskemleye oturup, pazen geceliğimin, göğüslerimin üzerinde sallanan ipini çözdüm. Süt dolu damarları sızlayan memelerim, açığa çıktı. Bebeğimin dudaklarını…
“Sultan Anaaaaa! Yetiş!” Bu söz yıllardır peşi sıra insanların seslendiği, dağıttığımın şifadan daha büyük olduğuna inanan köylülerin bana sesleniş biçimiydi….
15“Nisan ayı,” dedi atının üzerinde keyiflenen Safir, “Trinevere’de buğday hasadı zamanı.” “Benim burada olma sebebim,” diye cevapladı onu Canwr “Festivaliniz…
Sadece yorgundum, sadece yorgun. Ne en yakınımdaki sağır sultanları anlayabilecek ne de çok uzaklardaki savaşlara dayanabilecek gücüm vardı. Uzandım küçük…
Denizin kenarında el ele yürüyen çifte doğru baktı. Yalnızlığın keskin uçlarının göğüs kafesine doğru battığını hissediyordu. Montunun cebindeki elleri tanıdık…
Kulübün ışıkları titreyerek yanıyordu; turkuaz ve kırmızı ve Paris yeşili ve uranyum oksit. Güvelerin dönüp dolaşıp yine ona çarptığı büyük…
Buraya damla düşmemiş. Otobüse binmeden önce tepemden aşağı suyu boşaltan Mevla, şu sokağa bir kepçe akıtmamış. İkinci çayı içtim. Hala…
Annem, gözlerini gözlerime dikip; “Teyzen aradı” diyor. Kapının önünde kalakalıyorum. Teyzem mi; o da kim? Haaa, şu kendimi bildim bileli…