Yaşam
Araf gezegeninin bitmek bilmez fırtınaları tüm ihtişamlarıyla binlerce yıldır sürüp gidiyordu. Gezegenin yüzeyini görünmez kılan fırtına bulutlarıyla kaplı kıpkırmızı gökyüzünden,…
#168: PALYAÇO
Araf gezegeninin bitmek bilmez fırtınaları tüm ihtişamlarıyla binlerce yıldır sürüp gidiyordu. Gezegenin yüzeyini görünmez kılan fırtına bulutlarıyla kaplı kıpkırmızı gökyüzünden,…
Faril kayalıklarının zirvesindeyim. Zirvenin en tepesinde, en sivri kayalığın ucunda öylece dimdik duruyorum. Aşağıdan dalgaların sesi geliyor kulaklarıma. Kayalıkları yalayan…
“Öldüm mü?” dedi cılız bir ses, karşısındaki solucanlarla kaplı bedene. Dürüst olmak gerekirse, sorusuna cevap almamayı umuyordu. “Öldün mü?” dedi…
Dünyanın eli yıl sonra yok olacağını bilen kadın, durakta sigarasını tüttürüyordu. Canı baya sıkkındı. Etrafında karıncalar gibi gelip gecen insanların…
“Uyan!” dedi bir ses. “Uyan Hürkuş, er kişi niyetine!” Uyan gelmek üzereyiz. Cenin pozisyonunda yatan Hürkuş uyandı kendini bir kayık’ın…
Büyük salgından sonra, nekahet dönemi, bir Pazar ikindisi… Nüfus azaldı, üretim yavaşladı, mesailer gevşedi ama salgın öncesi dünyadan kalma Pazar…
Yıl 2138 4. Dünya Savaşı’nın üzerinden 42 sene geçti. Dünyanın büyük bir kısmı yaşanamaz halde, geri kalanı ise savaş galiplerinin…
“Ve umutsuzluk budur. Umutsuzluğun özü yaşamın hiçbir şey olmamasıdır.” Søren Kierkegaard, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk Güneş koyu tonunda. Yakında yok olacak…
Saat üç oluyor, beş oluyor. Akrep ve yelkovan birbiri ardınca koşuyor. Takvim yaprakları kendini sahici yaprak sanıyor. Her gün biri…
Soğuk bir kış gece yarısında ağaçların yaprakları birer birer dökülüyor, bir kedi soğuktan üşümüş yavrusunu ısıtmaya çalışıyor fakat bu sebepten…
“Evrende, insanın her arzusunun karşılığı vardır.” Şehrin henüz pek dönüşmemiş eski apartmanlarla dolu bir semtinde, ara sokaklardan birinde bulunan, alüminyum…
Hayır, arafta değilim ben, arafın ta kendisiyim. Kimisi robot diyor kimi siborg diyor fakat yanılıyorlar. Arafım ben. Hizmet etmek için…
Gözlerini açabilmek için epeyce uğraşmak zorunda kaldı. Göz kapakları kendine itaat etmiyor gibiydi. Gözünü açabildiğinde yüzünü kaplayan toz gözünü yaktı…
Boşluğun verdiği hissizlik ve monotonluk. Herkes koca bir topluluğun içinde yapayalnız. Ne zaman bir hisse kavuşacaklardı? Ne zaman bu hissizlikten…