Ölümsüz Diyarlar
Her zamanki katmerli kasvetime gömülmüşken öylece çıkıverdi. Parti varmış kapının ötesinde. Aydınlık kahkahaların atıldığı salona katran karası ruhumu sürüklemek üzere…
#167: MASKE
Her zamanki katmerli kasvetime gömülmüşken öylece çıkıverdi. Parti varmış kapının ötesinde. Aydınlık kahkahaların atıldığı salona katran karası ruhumu sürüklemek üzere…
Biz üç arkadaştık Ahmet, Mert ve ben. Benim adım Hakan, anlatacağım hikâyenin geçtiği dönem 63 sene öncesi, ben ve Ahmet…
Lahana yetiştirmek ciddi bir iştir. Önce tohumları toprağa eker, haftalar sonra o tohumlar fide verdiğinde fideleri sürülmüş toprağa taşırsınız. İki…
Haruka, Michiru, Setsuna, Hotaru ve Beruche, Sonsuz Botanik Bahçesi’ne gitmeye karar vermişlerdi. Bahçede dolaşırken Haruka, soğukkanlı bir şekilde “Eski düşmanları…
“Hiç merak etmeyin, Bayan Morris.” dedi uzun, deri paltolu adam merdivenleri inerken. “Verdiğiniz bilgiler işimizi kolaylaştıracaktır, emin olun. En kısa…
Sabahın tembel zamanında sadece kuş sesinin geldiği bir sokakta bir adam yürüyordu. Her şey olması gerektiği, kediler yavruları için yemek…
Aile hekimine gidiyorum artık yaptırmam lazım yoksa işe gidemeyeceğim. Giyinmek zor, dizleri çıkmış gri eşofman ve rengi solmuş Galatasaray formamı…
Ne zamandır burada olduğunu bilemiyordu. Tüm çevresini hatta tüm ruhunu saran zifir bazen hafifliyor bazen de iyice koyulaşıyordu. Bir günün…
Son bir vurgun… Beşinci derece sosyo-ekonomik toplum kısmına geçmemi sağlayacak bir milyar pan kredisine ulaşmama belki de son on dakika…
Kış ortasıydı. Yağmur yüklü bulutlar boşaldı boşalacak, hareketsiz duruyordu gökyüzünde. Alacakaranlıkta kalan üniversite kampüsünün eski binaları gün ortasında ışıklarını yakmıştı….
Yerde boylu boyunca yüz üstü yatıyordu. Kafatasında küçük bir bölge parçalanmıştı. Yere kan ve beyin parçaları saçılmıştı. “Bu kaçıncı oldu…
Uzun süredir Zihin Evreni’ne yapılacak olan yolculuğa dair reklamları ve haberleri görüyordum. Tasarlanan yeni bir mikro çip sayesinde birçok insanın…
Elinde tuttuğu mikroçip ile birlikte sokakta hızlı hızlı yürüyordu. O kadar sıkı tutuyordu ki önemli olduğunu düşünmese parçalardı. Nefret ediyordu…
“Havaalanına gidiyoruz,” dedim iki koca kırmızı valizden sonuncusunu yüklerken taksiciye. Uzunca bir zamandır yapmam gereken ama sürekli kaçtığım bir işi…