Anlatıcının Çözemediğimiz Sırrı
Muhsin dedeyi ilk defa her okul çıkışı oynadığımız parkta gördük. Yerlere uzanan eskimiş gri paltosu, soluk lacivert pantolonu, çamur lekeli…
#167: MASKE
Muhsin dedeyi ilk defa her okul çıkışı oynadığımız parkta gördük. Yerlere uzanan eskimiş gri paltosu, soluk lacivert pantolonu, çamur lekeli…
Ozan Flaner derler adıma, Esperos diyarından, batıdaki Yeşim Denizi kıyısında yer alan. Kolejli bir gezginim; hem diplomalı bir ozan, hem…
Her insanın göremeyeceği güzel bir bahçede yaşlı bir adam ve genç bir delikanlı yanan ateşin önünde oturuyorlardı. Gökyüzü aydınlanmak üzereydi….
Bugüne kadar hakkımda çıkarılan dedikodulara sustum. Hoş, kimse de gelip, bu hadisenin aslı astarı nedir, diye sormadı zaten. Kurtun hükmü…
“Yıllar önce başlamıştı onun macerası.” Bir bebekken, Esas Gezegenindeki Uro Druid Ormanı’nın yakınlarında bir sentor tarafından bulunmuştu ve sentor onun…
Ekmek kırıntıları doğaüstü güçlere sahipti. Yolunu kaybetmemek için ardına bıraktığı ekmek kırıntılarının ortadan kaybolduğunu fark ettikten sonra, ekmek kırıntılarının nereye…
Bir varmış, bir yokmuş. Masal masal içinde, üç tarafı denizle çevrili, içinde ateşten sular ve sudan ateşlerin bulunduğu göllerin, renkli…
CÜCE Kapıda geldi telefon. Öyle genelevin girişinde geldi. Taş basamakların başında; kocaman, çirkin demir kapının eşiğindeyken geldi. Öyle kalakaldı bir…
Sürgünden dönen şehzade, Gökten Düşen Üç Elma Anıtı’nın önünde dikilmiş aşağıdaki masal ülkesini seyrediyordu. Burnundan soluyarak bir rüzgâr esti. Şehzade…
İstanbul’da yaşamanın en güzel yanının karne alıp Küçükkuyu’ya gitmek olduğu yıllardı. Her zaman Çanakkale üzerinden gidilen yolu tercih ederdik. Annem,…
Yaşken dönen dümenin kuruyunca alıcısı çok olurmuş. Kudretli bir ağacın bir dalı olma düşüm vardı benim. Sıska, kuru dönemsel çiçeklenen…
Efendim, malumunuz; evvel zaman içinde, kalbur saman içindeymiş, bunu bütün çocuklarla bütün masal anlatanlar bilirmiş. Bu masala böyle başlamayı murat…
Delikanlı kafasını kaşıdı. “Pardon, Yaşar Sanrı’nın dükkânı buralarda demişlerdi?” Elinde bir defter; üzerinde ise küçük, sivri yakalı, gri puantiyeli, açık…
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çokkk seneler önce minik bir köy varmış, Evropa denen koca…