Önsöz

7. Yıl Özel: Türk Mitolojisinin Unutulanları

Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi, koca bir canavara dönüşeli çok oldu. Canavarları severiz. Onları yatağımızın altında saklarız ve yeterince büyüdüğümüzde hepsini tek cümleyle yok ederiz: “Sen gerçek değilsin.

Öykü Seçkisi’nin 7. yılında, her sene olduğu gibi yine özel bir dosya hazırladık. Bu seferki yaratıklar yatağımızın altında değildi. Onları bulmak için zaman makinemize atlayıp geçmişe doğru pedal çevirdik. Türk mitolojisinin kıyılarına. Çoğunlukla yerel, köşelerde kalmış o harika canavarlar için zaman suratımıza tokat gibi çarptı.

Ve sonra onları bulduk. Kocaman bir coğrafyaya dağılmışlardı ama aynı kültürden beslenmiş; aynı toprağın çocuklarını korkutmuş, aynı dereleri, çöplükleri, tepeleri mesken tutmuştu. Onlar bizim mitolojimizin unutulanlarıydı.

Hatırladık. Yazdık. Ve çizdik.

Türk mitolojisinin unutulmaya yüz tutmuş yaratıkları satırlarımızda yeniden canlandı. 13 yazar, 13 çizer ve 13 yaratık vardı:

Ama Bi’ Sor Neden Diye adlı öyküsüyle Özgürcan Uzunyaşa ve Bayçura temalı çizimiyle Kübra Kılıç

Ayin adlı öyküsüyle Cevdet Denizaltı ve Kamos temalı çizimiyle Burak Dak

Bahti Beyliğinin Kaderi adlı öyküsüyle Pınar Kumsal Başdağ ve Şahmeran temalı çizimiyle Devrim Kunter

Beşler Bom! adlı öyküsüyle Onur Selamet ve Kayış Baldur temalı çizimiyle Aslı Ekim

Değişen Tür adlı öyküsüyle Seran Demiral ve Yelbegen temalı çizimiyle Ömer Tunç

Hınkır Munkur Cinayetleri adlı öyküsüyle Gökcan Şahin ve Hınkır Munkur temalı çizimiyle Ethem Onur Bilgiç

Hırtık mısın Lan Sen? adlı öyküsüyle Ruhşen Doğan Nar ve Hırtık temalı çizimiyle Naz Tansel

Jamanlık adlı öyküsüyle Mehmet Berk Yaltırık ve Kayberen temalı çizimiyle Mehmet Özen

Kâbuslu Masallar adlı öyküsüyle S. İpek Ortaer Montanari ve Enkebit temalı çizimiyle Erdal Gencer

Karakuş ve Abagül adlı öyküsüyle Deniz Eksilen ve Karakuş temalı çizimiyle Gizem Malkoç

Salı Sallanır Çarşamba Beyaz Çarşafa Dolanır adlı öyküsüyle Beyza Taşdelen ve Çarşamba Karısı temalı çizimiyle Mercan Aytuna

Şehir Dağları Aşındırır adlı öyküsüyle Hazal Çamur ve Germakoçi temalı çizimiyle Mustafa Ahmet Kara

Yekta’nın Salı Günü adlı öyküsüyle A. Orçun Can ve Yek temalı çizimiyle Mert Tugen

Seçkimizin yedinci yılıyla birlikte hepsini gerçek kıldık. Artık yataklarımızın altı ya da aralık dolapların karanlığı onlarla dolu.

Bizden mutlusu yok.

Ve fark ettiğiniz üzere, yedinci yılla birlikte bazı ufak değişikliklere de gittik. Seçkiye özel yeni bir alan adı, okuma odaklı ve mobil erişimle de harika bir şekilde uyumlu yeni bir tema gibi. O artık kendi ayakları üzerinde durabilen –kaç ayağı olduğunu inanın biz de bilmiyoruz– bir canavar.

Ve onunla gurur duyuyoruz!

Türk Mitolojisinin Unutulanları başlıklı özel sayımız hem kalabalık kadrosu hem de teknik devrimi nedeniyle bizleri en çok zorlayan sayı oldu. Dileriz sonuçları sizlerin de içine siner. Yeni temaya geçme sürecimiz henüz sonuçlanmadığından hâlâ ufak tefek eksiklikler göze batabilir. Bunlar için de şimdiden özür diliyoruz!

Gelecek ayın teması daha önce de duyurduğumuz gibi “DENİZ FENERİ” olmuştu. Öykülerinizi oykuseckisi@gmail.com adresine gönderebilirsiniz. Ve unutmadan, Öykü Gönderim Koşulları sekmesine göz atmayı da unutmayın deriz!

Neyin gerçek neyin hayal olduğundan emin olamayanlara, keyifli okumalar dileriz!
Hakan Tunç & Onur Selamet

7. Yıl Özel: Türk Mitolojisinin Unutulanları” için 5 Yorum Var

  1. Bu ayki seçkiler geçmiş ayların derlemesinden mi oluşuyor? Yeni tasarımı beğendim ama arka plan rengini beyaz yerine açık gri yaparsanız daha iyi olur. Beyaz renk göz yoruyor. Hayırlı çalışmalar.

  2. Öykülerin farklık barındıran güzelliğini çizimler de görmek kışkırtıcı. Hepsi birbirinden hoş, hepsi birbirinden anlamlı. Perdenin önünde veya arkasında, emeği geçen herkese teşekkürler. Ortaya harika bir seçki çıkmış.

  3. Çok daha nitelikli bir sayı beklerdim. Daha önce Türk mitolojisi ile ilgili yazan pek çok arkadaş bu sayıda yok. Aralarında çok yetenekli olanlar da var, onlar yazsaydı epey mutlu olurdum. Açıkçası seçki gittikçe her yazarın bir diğerine methiyeler düzdüğü, nitelikli yazarların uzaklaştığı, kendi çalar kendi oynar yahut körler sağırlar birbirini ağırlar minvalinde bir ortama dönüştü. Dediğime alınmayın ama hala taklit edilen yazarlar seçkiden uzaklaştı ve kalite düştü ise seçki de eski cazibesini pek çok kişi için yitirdi demektir, yani en azından nitelik bekleyenler için. Selametle…

  4. Bir heyecanla çizimlere baktım hızlıca.
    Elbette öyküler bağlamında da değerlendirilmeliler ama kendi başlarına da çok güzeller bence 🙂
    Teşekkür ederim bu güzellikleri inşa eden herkese

Bir Yorum Yap

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.Yıldızlı olan alanların doldurulması zorunludur. *