Oreon
“Germsel denemeler ilk olarak maddi durumu zayıf ailelerde gerçekleştirildi. Bay Frederick, deneklerin bu zaafından yararlanıp onları çalışmalarına katılabilmek için her…
#162: PERİLİ EV
“Germsel denemeler ilk olarak maddi durumu zayıf ailelerde gerçekleştirildi. Bay Frederick, deneklerin bu zaafından yararlanıp onları çalışmalarına katılabilmek için her…
“Bunu yapmak zorunda değilsin evlat, biliyorsun değil mi?” diyerek heybesini Dae’ye uzattı yaşlı şaman. Çölün rüzgarları saçlarını savururken Dae sadece…
Trafik tamamen durmuştu. Her zaman sinirlerini yatıştıran yağmur bu kez bardaktan boşanırcasına yağıyor, öfkesini hafifleteceğine daha da artırıyordu. Gözleri arabasının…
Size, deve hörgücü şeklinde iki dağın arasındaki küçük bir köyden bahsedeceğim. Bir köy düşünün ki, içinde boyu bir buçuk metreyi…
(4 Rebiülevvel 616-20 Mayıs 1219) (Mardin Artuklularının, Eyyubilere tâbi olmasından on altı yıl sonra) (Nusaybin-Mardin Artukluları mülkü-Eyyubiler Sultanlığı) Gün ışığının…
NOT: Bu öykü GÖK KAM adlı öykünün devamıdır. Abuşka ve çırağı kendilerini çölde uyur halde buldu. Az önce dünyanın sonuna…
İnsan bazen kaderini, yaşadığı yeri hatta varolduğu evreni değiştiremiyor. Seçme şansı verseler sınırlı algımızın içinde ne kadar farklı yaşamlar seçerdik…
Elektrik akımı sesiyle birlikte eşzamanlı olarak aydınlanıp tekrar karanlığa gömülen bu izbe koridor girişinde, florasanın çıkardığı ses kesildiği vakit bir…
Beyaz yüzünü yastığına gömmüş, uyuyor. Çiçekli nevresimi hala yumuşatıcı kokuyor. Koyu renkli saçları yastığına yayılmış, tel tel uçuşuyor rüyalarında. Küçük…
Pera’nın arka sokaklarından birinde, yer hizasından parmaklıklı küçük bir pencereden sarı, zayıf bir ışık hüzmesi sokağın tekinsiz karanlığına taşıyordu. Büyük…
(Nedim Gürsel’in “Boğazkesen” adlı romanındaki bir hikâyeden ilham alınarak yazıldı.) (Daha önce Ekim 2011’deki öykü seçkisinde yayınlanan “Harekât-ı Garaib-ül Semâ”…
Gecenin karanlığı dolunayın aydınlatıcı ışığıyla yarılıyordu. İki genç adam ağır adımlarla etraflarına bakarak ve neredeyse soluklarını tutarak yürüyorlardı. Birisi uzun…
Sahipsiz bir kedi gibi, sağa sola bakınıp gezen, gezdikleri yerleri tarayan, çöpleri karıştıran bir insan görüyorum. Gözleri beni görmez, burnu…
Her şeyi sorgusuzca diğer tarafına ileten yüzey, cam duvardan geçen her an yıkılabilecek kadar yüksek görünen binaların yansıması kadar aydınlığı…